SECDE

İsmail Hakkı CENGİZ - 16.01.2022

Secdede insan her şeyiyle silinir!

Benlik, gurur, kibir; hepsi yerle bir!

Hem mecazî mânâda, hem kelimenin görünen anlamıyla… Toprakla bir, toprak olmuş!

Hadis: “Secde, kulun, Allah’a en yakın olduğu haldir.” diyor.

Çünkü secde, kişinin yok olduğu andır, yok olan kişi nereye varır?

Rabbine!

x   x   x

Secdede;

Aczini idrak vardır…

Dua ve yakarış vardır…

Merhamet dileği ve tövbe vardır…

Minnet ve şükran hislerini arz etme vardır.

x   x   x

Secdede, “kulluk şuuru” vardır.

O şuurla secde eden kişi, dünyada, başka hiç kimsenin önünde eğilmez, secde etmez!

Hiçbir dünya menfaati o secde sahibini eğip bükemez!

Bu şuura ulaşan kişide ne korku kalır, ne keder!

O şuurla secdeye varan kişi, kendini hiç kimseden büyük, kimseyi kendinden küçük görmez!

Makam ve mevkii ne olursa olsun, hiç kimseyi de kendinden yüksek görmez!

Kralla, kralın seyisini aynı değerde görür…

Secde, insana ebedî ve ezelî eşitlik fikri verir. Herkes, her yerde, her zaman, her hal ve şartta eşittir…  

x   x   x

Secdeyi hakkıyla, tam “mânâ”sıyla yapan kişi bir “hizmetkâr” yüreğine sahip olur. Hizmet ve iyilik etmek için fırsat kollar, hiçbir fırsatı kaçırmaz.

Hizmet beklemez... Hizmet eder.

x   x   x

Secdeye varmak, varabilmek, insanoğlunun ulaşabileceği en ulvî mertebedir.

Secdeye imanla varılır… Secdeden daha büyük bir imanla kalkılır… Dağları yerinden oynatabilecek bir imanla…

Secdede Allah’a yakınlaştığını sezen insanda, başka hiçbir şartta kavuşamayacağı bir özgüven duygusu oluşur.

x   x   x

Secde arzusu yürekten gelir…

Yüreğin derinliklerinden doğar!

Bir zorunluluk,

Bir yükten kurtulma,

Bir borç ödeme gibi yapılan secdede o şuura ulaşmak zordur!

Bana öyle geliyor ki; Yaradan, içimize secde arzusunu, fanilerin önünde eğilmeyelim diye koymuş… Semavî dinlerin hepsinde var olan secdeyi, sadece Yaradan’ın önünde eğilelim; dünya menfaatleri için eğilip-bükülmeyelim diye emretmiş!

Ne başka birini büyük tanıyalım ne de kendimiz büyüklenelim; sadece Allah’ı “büyük” tanıyalım diye!

x   x   x

GÜCE TAPINMA EĞİLİMİ!

"Ama neden örneğin, din tarihi veya şiir sanatı tarihi değil de tam da güç tarihi seçildi? Bunun çok çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerden biri, gücün hepimizi, şiirinse çok azımızı etkilemesidir. Bir diğer nedense, insanların güce tapınma eğiliminde olmasıdır. Ama güce tapınma, putperestliğin ve kölelik ruhunun en alçakça biçimlerinden biridir. Güce tapınma korkudan doğar: Haklı olarak, küçümsediğimiz bir duygudan. Güç politikasının tarih yazarlarının ilgi odağına oturmasının üçüncü bir nedeniyse, güçlülerin genellikle tapınılma arzusunun olması ve bu arzularını gerçekleştirecek araçlara da sahip olmalarıdır. Birçok tarihçi, kayserlerin, generallerin ve diktatörlerin siparişiyle ve bunların denetimi altında yazmıştır."

 Karl Raimund POPPER, (Hayat Problem Çözmektir, YKY, S. 152)

 

 

 

 

[email protected]

Tarih: 16.01.2022 Okunma: 482

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Özgür DENİZ

16.01.2022 - 11:21

Aslında, Tanrı insanın içindedir, insanın kendisidir Tanrı. Reddetmek ya da kabul etmek için dışarıda Tanrı aramak büyük bir yanılgıdır. İnsanı cezalandıran da, ödüllendiren de kendisidir. Çünkü kendi kendini, kendi elleriyle yaptıklarıyla ya ateşe atar ya da gül bahçesine. Yine kendi elleriyle, kendi kendisini ya onursuzca bir yaşama mahkûm eder ya da onurlu bir yaşama kavuşturur. Kendisine saygısı ve inancı olan doğru ve dürüst davranır, kendisine saygısı ve inancı olmayan da tam aksi yönde davranır. Böylece onun davranışları kendi elleriyle çizdiği kaderi olur, zira her tercih ve o tercih istikametinde ortaya konulan davranış kaderin ağlarını örer.

Özgür DENİZ

16.01.2022 - 11:23

TANRI üzerine yazacağım detaylı bir yazıyla daha geniş olarak cevaplayacağım. Yazdığım kısa yazıda yazacağım yazıya kısa bir giriş mahiyetindedir. Derin saygılar ve selamlar saygıdeğer paşam.

i. Hakkı Cengiz

16.01.2022 - 11:44

Konu elbette çok geniş kapsamlı ve çok geniş boyutludur. Yazacağın yazıyı dört gözle bekleyeceğim. Tartışmayı o yazı sonrasına bırakıyorum. Yorum için çok teşekkür ederim can kardeşim. Selâmlar...

Özgür DENİZ

16.01.2022 - 16:38

Yazıyı sabah yazdım aslında saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey, yorum niyetine yazayım demiştim ama bir anda yazdıkça yazdım ve adeta uzun bir yazı oldu ama sadece girişini koydum yoruma. Velâkin genişleteceğim, zira basit bir mesele değil dediğiniz gibi. Fakat önce Müslümanlara yazacaklarım var, ondan sonra Tanrı''yı yazacağım, daha sonra da İnsanlık için ideal olan düzen nedir onu yazacam ve üç yazıyı arka arkaya koyacağım. Ama tabi üç yazının da tam olgunlaşması icap ediyor. Şu an hepsi taze ve sürekli yeniliyorum, zira her an yeni sezgiler geliyor ruhuma ve beynime. Çünkü üç yazıda yeni hayatımın girizgâhı olacak olan yazılar olacak. Kopuş ve giriş yahut yeniden zaten olduğun hale yeniden dönüş kolay olmuyor. Yaşarken gördüğüm resmi çizmeye çalışıyorum ve esaslı bir resim öyle bir anda çizilmiyor maalesef. Derin saygılar.