Şimdi; din
bağlamında söz edersek, dine göre her insanteki Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi
mi yani bir nevi Tanrı’yı temsil ediyor mu Tanrı’nın ruhundan ruh taşıdığı
için? Yani Tanrı her insanın içinde ve herkesin birleşik gücü Tanrısal bir güç
mü? Biz kendimizi Tanrı’ya, Tanrı’yı da kendimize yabancı gibi gördüğümüz için yahut
Tanrı’yla insan arasında uçurum varmış ve ikisi birbirinden bağımsızmış gibi algıladığımız
için derin ve aşılmaz tenakuzlar içinde kalıyoruz ve sonunda gidip din
boyutundan bizleri aldatıp sömürenlerin ocağına düşüyoruz. Bunda Tanrı insan
ilişkisine dair mugayir bir taraf var mıdır? Kesinlikle yoktur. Biz dini
bilmediğimiz için din eliyle kolayca aldatılıyoruz, sömürülüyoruz. Oysa dini
bilseydik, bugün din tavassutu ile bu kadar kolay afyonlanmaz, aldatılmaz,
uyutulmaz ve sömürülmezdik. Ve her insanteki, insan olmaklığı bağlamında
gönderildiği dünyada vuku bulan her şeyden sorumlu mu her şeyin öznesi olması
hasebiyle? Öyle ya yeryüzünde çalışanda, üretende, yaratanda, bozan da, yıkan
da, yapan da insan ve yine de dönüşümlü olarak her şeyin etkilediği de insan
mı? Zira münhasıran kendinden sorumlu olan hayvandır, çünkü hayvan mutlak
edilgendir, etkilenendir, içgüdüsel olarak kendi varlığını garanti altına almaktan
başka hiçbir şey yapamaz. Çünkü hayvanlar akıl ve iradeden yoksundurlar. Arabayla
yolda gidiyorsunuz, pat diye bir it çıkıyor önünüze, sizi gördüğü halde yine de
ya yol ortasında duruyor ya da umarsızca yürüyor. Niye? Çünkü hayvanın aklı
yoktur. Peki, insana hayvan gibi yaşamak yakışır mı? Yani insan denilen bu
dünyada ama varolması içinde varlığını ortaya koyması gerekiyor mu, bir nevi
aklını ve iradesini istimal etmesi gerekiyor mu? Zaten tek tek kullar
haddizatında birleşik varlıklarıyla Tanrı’nın büyüklüğüne ve tümlüğüne delalet
etmiyor mu? Şöyle ki; şimdi Tanrı bir, bütün ve bağımsız mı? Muvakkat birler
muhakkak Bir’den numuneler mi? O’nun ilahi nurunun, ruhunun tecellileri mi? Her
bir birin birleşik birliği muhakkak olan Bir’e tekabül eder mi? Her muvakkat
bir, muhakkak olan Bir’den iz, öz, söz taşır mı? Her muvakkat bir ölümlü müdür
ama buna mukabil muvakkat birlerin birleşik hali yani muhakkak Bir ölümsüz
müdür yani sonsuz mudur? İnsanteklerinin değil ama birleşik insanlığın kıyamete
kadar varoluşu sürecek midir yani dünyaya gelmesi bağlamında yoksa dünyada
varolması bağlamında değil? Öyle ya her insantekinin varlığıyla Tanrı’nın
varolması diye bir şey olacaksa Tanrı sonsuzdur. Zira dünyaya gelmiş olmakla
dünyada varolmak farklı şeylerdir. İnsan tekliği, insanlık çokluğu ifade eder
mi? Yani gitmiş, gidecek, gelmiş, gelecek tüm insanteklerini kapsar insanlık
dediğimiz mevcudiyet değil mi? Tüm ruhlar Tanrı’nın insanda ki tecellisi midir?
Öyleyse Tanrı tüm ruhların birleşik halidir değil mi? Bir şey Tanrı’nınsa ve
Tanrı her insantekindeyse, öyleyse her şey insanteklerinden müteşekkil
toplumundur yani herkesindir. Tüm insantekleri gerek birey olma halleriyle
gerekse birleşik halleriyle aynı evrende yaşıyorlar mı? Tanrı içinde ama
Tanrı’dan da bağımsız gibi mi? Elbette Tanrı yasalarını koymuş mu? Ama o
yasalara göre kendini ayarlaması gereken insan mı? Yani insan bir nevi yalnız
mı? Kaderinden ve benzerlerinin kaderinden sorumlu mu? Zira aklı varsa ve irade,
ihtiyar sahibiyse, kaderinden kendisinin mesul olması ve bunun doğal sonucu
olarak benzerlerinin kaderlerinden de mesul olması doğaldır hatta
zorunluluktur. Çünkü kendisinin yaşadıklarından diğerleri, diğerlerinin
yaşadıklarından kendisi illaki etkilenecektir, etkilenmektedir. Varoluş
kavgasını da tek başına veriyor mu? Tanrı gelip elinden tutup onu var
kılmayacak de mi? Ya da bile isteye bataklığa gömülmüşse, Tanrı gelip onu
oradan çıkarmayacaktır de mi? Zaten var etmiş ama bu var olma hali içinde
kendini yeniden var etmesi ve varlık sahnesinde göstermesi gerekiyor mu?
Geçelim! Mutlaka ama mutlaka zihniyet devrimi önkoşuldur uyanmamız için ve
mutlaka ama mutlaka eyleme geçmemiz iktiza etmektedir toplumsal devrim için.
EKSTRA:
İnanmıyorum. Yoktur ama vardır diyordur. Yoksa böyle şey mi
olur?
İnanmıyorum. Böyle bir konuşma yoktur ama kelime kelime
montaj yapmışlardır, bir de yılları eklemişlerdir ve gösteriyorlardır. Hadi vardır
diyelim, ne olacak yani, kötü bir durum mu var sanki ortada?
Ne yaptın sen teyze ya?
Hadi canım olur mu öyle şey?
Hadi ya, şaka yapıyorsunuz.
Yok ya, ne münasebet, biz öderiz bayım, size ne?
Lütfen, nasıl konuşuyorsunuz, ayıp ediyorsunuz ama.
Hayatın kanunu, kurt kanunu.
Ama o rektör, birazcık lüks yaşaması lazım, çok görmeseniz
lütfen.
Ya iftiradır bu ya. Ayıp ama.
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/alasagi-7030133/
Kesinlikle katılmıyorum. Yanlış. Saçma sapan şeyler bunlar
bence. Uydurulmuş hepsi.
Biraz müzik iyidir işte.
Yani? Ne demek istiyorsunuz?
İşçisin sen işçi kal diye bir şarkı vardı. Çalışmak güzeldir,
çalışın kardeşlerim.
Ya sizde biliyormuş gibi konuşmayın. Ülkeye döviz giriyor
işte. Her şeye karşısınız be mübarekler.
Okuyan tehlikelidir tabi, korkulur. Yalan mı söylemiş yani.
Ayıp ama.
Kötü mü yani? Devlet güvencesi vermiş işte. Ya her şeye karşı
çıkmayın ama.