İNSAN DENİLEN ŞEYTAN...65...

Özgür DENİZ - 21.04.2022

Müesses düzenler dünden bugüne nasıl tevarüs etmişlerse, düşünceler statik olarak dünden bugüne nasıl aktarılmışlarsa, kurumlar zaman içerisinde nasıl klasikleşmiş ve bugünlere kadar gelmişlerse aynı şekilde devam etsin istiyoruz, zira sömürü çarkımızı bu temeller üzerinde kurmuşuz ve idame ettiriyoruz. Ne değişmek ve yeni bir insan olmak istiyoruz, ne eskiyi dönüştürmek istiyoruz ne de hesaplaşmak istiyoruz eskiyle. Münhasıran sımsıkı tutunmuşuz ve muhafaza etmek istiyoruz her şeyi. Bu da bizim yumuşak karnımız oluyor ve bizi tam da buradan vuruyorlar işte. Ne diyorlar? Koruyoruz. Neyi? Eskiyi, değerleri, bizi biz yapan şeyler. Oysa hepsi hikâye. Korunan tek şey; müesses nizam, sömürü düzeni, aldatma düzeni, yalan, talan, vurgun düzeni. Oysa insanlığın gelişim süreci ve tarihsel süreç bize şunu zorunlu kılmaktadır; eski hal muhaldir, ya yeni hal ya da izmihlaldir. Ama kimin umurunda, herkes kurulu düzeneğini idame ettirmek, bozuk çarkını ağır aksakta olsa döndürmek, hastalığı devam ettirmek derdindedir. İmkânı vardır, gücü vardır, bozuk arabasını değiştirmesi gerekmektedir ama o bozuk arabayla yaşamakta inat etmektedir hem de ölümüne. Peki, böylesi bir kafa kendine ne katabilir, hayata ne verebilir, insanlığa hangi faydayı sağlayabilir? Eskiyi putlaştıran, ona sımsıkı tutunan ve yaptığıyla hayatını kazandığını sananlar ortaya koydukları tavırlarından vazgeçerler mi? Asla kabil değildir böylesi bir şey. Bu türler yüzünden de bütün insanlık acı çekmeye mahkûm olmaktadır. Binaenaleyh, acılardan acılara sürgün olan insanlar çektikleri dağ gibi acıları birleştirerek ve elbirliği ederek, mutluluğu kendi iradeleri ve elleriyle doğurmak zorundadırlar, başka kurtuluş yolu yoktur. Zira bitevi geçmişi tazim ve tebcil eden, ona sımsıkı sarılan, mütemadiyen geçmişle gurur duyan ve övünen, behemehâl onu muhafaza etme derdinde olan inanların insanlığa verecekleri hiçbir şey yoktur ve olamaz, insanlığın hayatını cehenneme çevirmekten başka. Eski kafayla yeni dünya kurmak kabil değildir. Hani Hz. Muhammed öldüğünde Hz. Ebubekir ne demişti? Şimdi peygamber öldü diye gerisin geriye eski hayatlarınıza mı döneceksiniz demişti değil mi? İşte muhafaza etmek dışında hiçbir şeyden çakmayan, kendini geliştirmeyen, hayata hiçbir şey katmayan zırcahil kafalardan ancak karanlık fışkırır ve o karanlıkta cehennemi doğurur. Çünkü eski kafalar, yeni kafaları düşman bellerler ve yeni kafaların ürettikleri her şeyi lanetli sayarlar, yok etmeye teşebbüs ederler. Zira arka planda, eskiye tutunmak bir kazanç kapısıdır, bu yüzden asla kapatılmak istenmez. Bu dünyada her şey pazarlama aracı olduğu için pazarda değeri olan bir şey asla pazardan çekilmez. Mal pazardan çekilirse, pazarlayanında hükmü kalmayacaktır çünkü. Cahiliye devrini telin ederiz ya, peki bizim yaşadıklarımızın cahiliye devrinde yaşanlardan ne farkı vardır? Bana tek bir farklı taraf gösterin lütfen, eğer bulabiliyorsanız. Cahiliye devrinin tek besin kaynağı cehalettir ve cahil kafalarla döner pazar piyasası burada.  

Tarih: 21.04.2022 Okunma: 241

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?