Uydu haberleşme sistemleri, internet ve
sosyal medya konusunda çok hızlı ve akıl almaz gelişmeler yaşanıyor. İnternet,
cep telefonu, elektrik kullanımı ekmek gibi, su gibi adeta zorunlu bir ihtiyaç haline
geldi. Bu nedenle herkesin bir veya daha fazla cep telefonu ve üyesi olduğu
sosyal medya hesapları var.
Milyonlarca kişi tarafından kullanılan uydu
haberleşme sistemleri, internet ve sosyal medya dediğimiz, facebook, whatsapp,
twitter, youtube, messenger, instagram, tik tok gibi sanal ortamlar, gelişmiş
ülkelerin ve çoğu ABD’li şirketlerin sahip ve denetimindedir. 1990’lı yıllarda
internet siteleri ile başlayan internet gazeteciliği, günümüzde sosyal medya
haberciliğine dönüşmüştür.
Hiç kuşku yoktur ki, günümüz kitle iletişim,
ulaşım, haberleşme, bilişim ve teknoloji çağıdır. Bu alanda her geçen gün yeni
bir teknoloji, yeni bir gelişme yaşanmakta ve insanları bir mıknatıs gibi kendine
çekmektedir. Öte yandan bu teknoloji ve gelişmelerin öncüsü olan ülke ve şirketler
(Microsoft, apple, google, facebook, amazon vb. gibi) hızla zenginleşmekte,
sahipleri dünyanın en zengin kişileri arasına girmektedir.
Hatırlayalım, 18-19 yüzyılda basın yayın
alanında, ilk defa matbaaların, dizgi sisteminin kullanılmaya başlanması ile birçok
çevrenin tepkisine rağmen okuma, yazma, eğitim ve kültür düzeyini yükselmiş,
matbaayı kullanmayan ülke toplumlar geri kalmışlartır. Matbaacılık ve
gazetecilikte daha sonraları ofset baskı ve dizgi tekniği kullanılmaya başlayınca
eski sistemi kullanan çok sayıda kişi işsiz kalmış, gelişmeye karşı direnmiş,
ama teknolojiye engel olamamışlardır.
Dünyada ve ülkemizde ilk internet haber
siteleri 90’lı yıllarda kurulmuş, elektronik posta hesapları açılmaya
başlanmış. İnternet altyapısı geliştikçe sanal eğitim, bilgi, kültür, eğlence
ve sohbet ortamları kurulmuş. Gerçek dünyanın dışında sanal bir gerçeklik
ortaya çıkmıştır.
Diğer alanları bir tarafa bırakalım. Basın
yayının, gazeteciliğin meydana gelen gelişmelerden etkilenmemesi mümkün mü?. Artık
sosyal medya ortamları nedeni ile sinema, radyo, televizyon, gazete dergi eskisi
kadar ilgi görmüyor. Çünkü insanlar hangi konuda olursa olsun bilgi ve haber
almak için önce internete ve sosyal medya ortamlarına bakıyor, sonra diğer
kaynaklara başvuruyor. Bu nedenle kurum ve kuruluşların yeni teknoloji ve
gelişmelere uyum sağlamaları, olmazsa bir kenara çekilmeleri gerekiyor.
Herkesin cebinde eski veya yeni model bir telefonu
vardır. Ne yapılıyor, anlık karşılıklı görüşme yapılıyor, mesaj alınıp
veriliyor, fotoğraf ve video çekilip, internet aracılığı ile sosyal medyada
yayınlanabiliyor. Bu durum görüyor musunuz, kimlerin ekmeğini elinden alıyor.
Fotoğrafçılık sektörünü, basın yayın organlarını zora sokuyor. Kütüphaneleri,
kitap okuma alışkanlığını köreltiyor. Gazetelerin, matbaaların, basım ve
yayınevlerinin kapanmasını hızlandırıyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Sizler de farkındasınızdır, cep telefonu, internet
ve sosyal medya kullanımı bir tutku, alışkanlık, hatta bağımlılık gibi bir şey.
Böyle bir ortamda yerel veya ulusal basının takipçi ve müşteri sayısının
düşmesi normal bir süreç. Bu nedenle bir toplum mühendisliği projeleri olan
dizi ve programlar eskisi kadar ilgi görmüyor. Radyolar dinlenmiyor. Geçmişte, yasama,
yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak nitelendirilen ulusal veya
yerel basın, zorla ayakta durmaya çalışıyor.
Bitirelim.
Uydu haberleşmesi, internet teknolojisi birer
Amerikan devrimidir. Devrim bütün dünyayı değiştirmiş ve dönüştürmüş, ABD’nin
ve doymak bilmeyen küresel gücün önüne atmıştır. Geldiğimiz durum, doksanlı
yıllarda başlayan küreselleşme, sömürü düzeninin dışı cilalanmış yeni şeklidir.
İsteseniz de kaçamazsınız. Onlarla mücadele edebilmek için, en az onlar kadar
güçlü olmak zorundasınız. Bilirsiniz zor oyunu bozar.
Tekrar görüşmek üzere,
Hoşça ve sağlıcakla kalın.