DUA-Meditasyon, Kendini DİNLEME, Kendinden KAÇMA!

İsmail Hakkı CENGİZ - 25.08.2022

İki hafta önceki yazımın son bölümünde, “Kendinizle birlikte olmanın tadını çıkarın. Sık sık buradayım ve sağlıklıyım deyin. Kendimle sohbeti seviyorum deyin” demiştim.

Meğer insanın kendisiyle birlikte olması çok zormuş!

Nereden öğreniyoruz?

“Peşinden Koşma, Üzerine Çek” adlı kitabında Barış Ege anlatıyor: “Amerika’da bir profesör, insanları, boş bir odada, 15 dakika, sessizce kendi kendilerine oturup düşünmeleri için bir denemeye davet etti. Ancak kadınların dörtte birinin, erkeklerin ise dörtte üçünün, kendileriyle baş başa kalıp, sessizce düşüncelere dalmaktan kaçındığı gözlendi.” (S. 83)

Ege, buna “kendinden kaçmak” diyor.

Böylece, kendinden kaçmak deyimini duymuş ve öğrenmiş oluyoruz.

Türkçemizde, çok yaygın kullanılan, “kendini dinleme” deyimini bilirsiniz. Gayet olumsuz bir anlamı vardır. İşsiz-güçsüz kalınca, oturur kendini dinlersin… Ağrılarını, sızılarını keşfedersin. Ne kadar çok kendini dinlersen o kadar çok hastalık keşfedersin ve “hastalık hastası” olur çıkarsın. Tabii kendini dinlemek, uykusuzluk başta olmak üzere, endişeleri, korkuları, gerginlik gibi dertleri de depreştirir.

Çok tuhaf değil mi: İnsan kendisiyle sohbetten, düşüncelere dalmaktan kaçınıyor fakat hastalık bulmak için kendini dinlemeye bayılıyor!

Bunu tersine çevirmeli! Kendimizi dinlemekten kaçınmalı ama kendimizle sohbete, manevî dünyamıza seyahate ve tefekküre zevkle dalmalıyız.

Dua veya meditasyon alışkanlığınız yoksa, günde en az 15 dakika sessiz bir köşede kendi kendinizle sohbet etmelisiniz.

Bildiğim kadarıyla, meditasyon dedikleri, zaten sessizce derin düşüncelere dalmak, ruhen ve bedenen yenilenmek, zindeleşmek…

Dua alışkanlığınız varsa, kendinizle sohbete dalmak çok kolay!

Çoğumuz, günde beş vakit dua ediyoruz.

Duadan ne anlıyoruz? Duayı nasıl değerlendiriyoruz? Nasıl dua ediyoruz?

Olmayacak dualara “amin” mi diyoruz?

Duada, “şahdamarımızdan yakın” olan Varlık’la iletişim halindeyiz.

Şahdamarımızdan yakın olan Varlık’la sohbet, manevî dünyamızla buluşmak değil midir?

Günde beş vakit, “şahdamarımızdan yakın” Varlık’a dualarımızı arz ederken, kendimizle de sohbet edebiliriz. Kendimizle yüzleşebilir, kendimize doğru bir yolculuğa çıkabiliriz. Günde beş kere kendimizle sohbet, bu ne harikulade bir şey! Bu vakitlerde, dua etmenin ve kendimizle beraber olmanın tadını birleştirebiliriz. O vakit, sükûnet içinde ilhamlar gelecektir.

Barış Ege’den örnek dua (Hititlerin Duası):

Tanrım,

Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir…

Günün karmaşası içinde bana dağların sükunetini ver.

Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.

Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol.

Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek veya kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık tutabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.

Bana, değiştirebileceğim şeyleri değiştirebilmem için kudret,

Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır,

İkisi arasındaki farkı görebilmem için akıl ver.

Benim duam:

Allah’ım,

Verdiğin nimetler, sağlık ve afiyet için şükran doluyum.

Bana sabır, selamet, hidayet ver.

Güç-kuvvet, cesaret ver.

Faziletli olmayı, fedakâr ve feragat sahibi olmayı ihsan et.

Yumuşak bir huy ve gönül zenginliği ver.

Su gibi cömert ve aziz olacağım bir tabiat ver.

Yeteneklerimi görmem, kullanmam ve geliştirmem için bana yardımcı ol.

Beni, azim, kararlılık ve iradeyle donat!

NOT: Dua konusunda ayrıntı için;

Dua ederken mutlu oluyor musunuz? (genelhaberler.com)

x   x   x

TAVSİYE

JAPONLAR - Ne kadar maskaralık varsa kovulmuş kapıdan- Mehmet Akif ERSOY - YouTube

 

[email protected]

Tarih: 25.08.2022 Okunma: 769

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?