İNSAN NE İSTER?

İsmail Hakkı CENGİZ - 16.12.2022

Psikoloji ilmine göre, insanlar dünyayı olduğu gibi değil, kendi oldukları gibi görüyorlar. Bu, şaşırtıcı olsa da kötü bişey değil. Çünkü herkes aynı şeyi görse, aynı şekilde algılasa ve aynı yönde düşünse hayat çok sıkıcı olurdu. Hayatı renklendiren ve zenginleştiren birbirimizden farklarımız ve fikir ayrılıklarımız.

Anadolu Üniversitesi, Psikoloji Ders Kitabı’nın 134’ncü sayfasında, “İnsanlar Ne İster” başlığı altında şunlar yazıyor:

Yaptığımız şeyleri neden yapıyoruz? söylediğimiz sözleri neden söylüyoruz?

1) Hayatımız üzerinde hâkimiyet sahibi olmak: Bu güdü, kendimizi ve başkalarını en doğru biçimde anlamaya ve bizi bu bilgiyi lehimize kullanıp hayatta arzuladığımız noktalara gelmemizi sağlamaya sevk eder. Başımıza gelen olaylara anlam veremediğimizde, sebeplerini  açıklayamadığımızda tedirginlik hissediyorsak sorumlusu bu güdüdür. Hayatımızda hâkimiyet hissinin eksikliği ciddi bir kaygı ve stres kaynağı olduğu gibi sağlığımız için de büyük bir tehdittir.

2) Sevmek, sevilmek, ait olmak: Başkalarıyla yakın ilişkiler içinde olmak, onlardan kabul ve kıymet görmek, güvenmek ve güvenilmek en temel psikolojik ihtiyaçlarımız arasındadır. Bu sebepten, mutluluğumuzu da mutsuzluğumuzu da belirlemekte başkalarıyla kurduğumuz ilişkilerin etkisi büyüktür. Kendimizi reddedilmiş, dışlanmış, yalnız hissetmek her zaman acı vericidir. İnsani bağlara duyduğumuz ihtiyaç öylesine büyüktür ki, araştırmalar, kronikleşmiş yalnızlık hissinin fiziksel sağlığı tehdit ettiğini, zengin ilişki ağları içinde olmanın ise ömrü uzattığını göstermektedir.

3) Benliğimizi değerli görmek: Hepimiz kendimizi iyi hissetmek isteriz. İyi, düzgün, sevilesi bir insan olduğumuza inanmak elzem bir psikolojik ihtiyaçtır. İltifat aldığımızda mutlu oluyor, eleştirildiğimizde tadımız kaçıyorsa sebebi budur. Benliğimizi değerli görme ihtiyacımız kendimizle ilintili her şeye yansır. İnanmak isteriz ki, üzerimize geçirdiğimiz kimliklerimiz çok değerli, özel ve başkalarınınkinden üstündür. “Ben”i değerli görme arzumuz, zaman zaman gerçekliği kendi lehimize çarptırmamıza yol açar. Bu olası bedellere rağmen, psikolojik sağlığımız açısından varlığımızın değerli olduğuna içtenlikle inanmamız şarttır: Bu his, bize hayatla başa çıkabilmek için gerekli güç ve enerjiyi sağlar.

Ortalamanın üstü etkisi:

Araştırmalar insanların çoğunluğunun kendilerini okul başarısı, iş performansı, zekâ, popülerlik, sportiflik, liderlik, araba sürme becerisi ve daha pek çok konuda “ortalamanın üstünde” gördüğünü belgelemektedir. Çoğunluğun ortalamanın üstünde olması istatistiki açıdan mümkün olmadığından, bu olgu benliğimizi değerli görme ihtiyacımızın bir uzantısı olarak görülür.

x   x   x

BASİT BİR BİLMECE

Bir baba ile oğlu arabada giderken kaza geçirir, ağır yaralanırlar ve farklı hastanelere kaldırılırlar. Çocuğu ameliyat etmeye gelen cerrah çok şaşırarak, “aaa, bu benim oğlum” der. Dediği doğrudur. Peki, bu nasıl olabilir?

Kitaptan aktaracaklarım, özetle, bu kadar. Burada, “insan neden dedikodu eder, neden çok konuşur, neden yalan söyler hatta iftira atar” sorularının cevabı yok!

O konulardaki görüşlerimi ve bilmecenin çözümünü aşağıdaki bağlantıda verdim:

x   x   x

ŞENLİKLİ CUMALARDAN “HAYIRLI CUMALAR” Mesajlarına

Kasım sonu Aralık başında Sandıklı’daydım. Bir Cuma günü Muradin Camiinde, bir Cuma günü da Çolak Mesçit Camiinde bulundum. Muradin, çocukluğumda Kur’an dersleri aldığım camiydi. Yaz tatillerinde çocuk sesleriyle dolar, neşeli, keyifli, harikulade bir canlılık olurdu.
Kış-yaz ise Cuma günleri, Sandıklı’daki bütün camilerde bir bayram havası teneffüs edilirdi. İnsanlarda bir heyecan, çocuklarda bir neşe, erkenden camiler dolduruldu. Camilerin arka saflarında çocuklar cıvıl cıvıl kıpırdar, şakalaşır, onların bu cıvıltısı, teşvik etmek için hoş görülürdü. Onların neşesi camiye hatta bütün ilçeye yayılırdı.
Son gittiğim Cumalarda ise camilerde ne bir çocuk ne bir çocuk sesi ne cıvıltı ne de neşeden eser vardı. Çocuklar değil gençler bile yoktu. 50 yaşın altı istisnaydı. Şehir 10 bin nüfusluyken yer bulunamayan camiler 35 bin nüfusa ulaştığı bugünlerde neredeyse boştu. Çolak Mesçit’te üç sıra bile dolmamıştı. Camiler bir ölüm sessizliği içindeydi.
Şenlikli Cumalardan geldiğimiz nokta:
Hayırlı Cumalar!

x   x   x

İLGİLİ BAĞLANTI

TATMİNSİZLİK, ŞÜKÜRSÜZLÜK

 

[email protected]

Tarih: 16.12.2022 Okunma: 887

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Nevzat Dağlı

18.12.2022 - 09:16

Sayın Cengiz, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.

İ. Hakkı Cengiz

18.12.2022 - 17:20

Teşekkür ederim değerli Üstat.