Asker Neden Sahada Gözükmüyor?

İsmail Hakkı CENGİZ - 09.02.2023

6 Şubat Pazartesi sabahı, televizyonları açtık. Deprem bölgesinden görüntüler eşliğinde, alttan şu yazı kayıyordu: Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deprem bölgesinde ACİL DURUM ilân etti. Daha hiçbir kurum harekete geçmeden TSK acil durum ilân etmiş. Bu bilgi hep aklımızda kalsın.

Peki, asker neden sahada gözükmüyor?

Birincisi, kışlalarda, eskisi kadar çok asker yok. “Çok” derken, eskiye göre çok anlamında diyorum… Yoksa eskiden de asker eksiğinden yakınırdık. Fakat şimdi iyice kısaldı.

Neden azaldı?

Çünkü askerlik süresi azaldı.

Bir TSK mensubu olarak yaşadığım, 1992 Erzincan depremi sıralarında, mecburî askerlik süresi 18 aydı. Şimdi ne kadar? 6 (sadece altı) ay. Üstelik eskiye oranla doğurganlık azaldı. Öyleyken, her yıl doğan erkek çocuk sayısını aynı kabul etsek bile, demek ki eskiye oranla askere gelen genç sayısı üçte bire inmiş.

Diyeceksiniz ki “profesyonel askerler var… Sözleşmeli erler, erbaşlar var.” Doğru fakat bu askerlerin sayısı hiçbir zaman mecburen askere alınan “yükümlülerin” sayısına, hatta onun yarısına bile ulaşamaz.

İkincisi, askerlikte yapı değişti. Araç-gereç, silah vs. çok daha teknik hale geldiğinden asker sayısı ihtiyacı azaldı. Söz gelimi, eskiden on kişiyle yapılan iş, şimdi 1-2 teknik ve uzman personelle, üstelik çok daha etkin yapılabiliyor. Dolayısıyla, zaten az sayıda olan, kendi alanında teknik ve uzman personeli, iş ve işlevini bıraktırıp başka alanlarda, misal, deprem mahallinde kullanmak kolay ve anlamlı olmuyor.

Üçüncüsü, askeri, sahaya/göreve mülkî amirlerin, vali ve kaymakamların davet etmesi lâzım. Böyle bir çağrı olmuş da asker gitmemiş mi? Hiç böyle bişey duymadık. Tam tersine, kimi valilerin ellerindeki imkânları kullanmak için kararsız kaldıkları haberlerini gördük.

Dördüncüsü, çağımızda her iş uzmanına yaptırılıyor. Depremde hayat kurtarma, enkaz kaldırma, sağ kurtulanlara yardım işi bir “sivil savunma” işi. Bunun için, geçmiş depremlerden de ders alınarak, tecrübe edinilerek Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) gibi kurumlar tesis edildi.

Beşincisi, bütün bunlara rağmen, çok geniş olan afet bölgesinde, her çalışması ekrana gelmeyen TSK, komando taburlarıyla, gemileri, uçak ve helikopterleriyle sahadadır. Bu satırları kaleme alırken, merkezi Malatya’da bulunan 2’nci Ordu Komutanlığı’nın kışlalarını, barınmak maksadıyla afetzedelere açtığı haberini okudum. Bu yönüyle bakıldığında, askerin, afetlerdeki eski işleviyle sahada olmadığı ama yeni yapısıyla, ulaşım, nakliye, kısmen kurtarma ve barındırma gibi yardımlarıyla sahada ve halkın yanında olduğu görülüyor.

 

[email protected]

Tarih: 09.02.2023 Okunma: 481

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?