Her Şey Pahalı, Bir Tek İNSAN HAYATI UCUZ

İsmail Hakkı CENGİZ - 28.02.2023

Sitemiz, Genelhaberler’in yazarı Osman Yıldız, 26 Şubat 2022 tarihli, “Robotlar Sahibini Tanıyabilir mi?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıya yorum yaptım ve konuyu tartıştık. Osman Yıldız, yorumlarıma verdiği cevabın son tarafında şunları söyledi: Dünyanın Adaletli bir yer olabilmesini sağlayacak olan sadece insanın kendisine inanmasını sağlamak olacaktır. İnsan kendisine inandığı anda asıl yaratanının ne istediğinin cevabını bulacaktır. Araba örneğinden yine yola çıkarsam sahibinin istediğini yapmayan araba arızalıdır. Arızalı olan aracın ise akıbeti şüphelidir. İnsan kendisine inanmadığı müddetçe daha net söyleyeyim, insanlar kendilerine karşı dürüst olmayı başaramadıkları müddetçe dünyada hiçbir şey değişmez. Öncelikle her insan kendisine inanmayı öğrenebilmelidir.”

Cevapta geçen, İNANMAK, ADALET ve DÜRÜST OLMAK kavramlarına özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Çünkü bunlar bizim temel meselemiz. Bunların Bütün hayatımızla, hayata ne anlam verdiğimizle, ömrümüzü neyin üzerine BİNA ettiğimizle ve ömrümüzü nasıl geçirdiğimiz, nasıl geçirmek istediğimizle direkt ilişkisi var. Bu “değerlerin” depremle, enkazla, enkaz altında kalmakla direkt ilişkisi var.

Öncelikle, “inanmak” kavramını ele alalım: İnancı, gerçekten anladığımızdan ve bunu içselleştirdiğimizden çok şüpheliyim. Osman Bey, cevabında, “insanın kendisine inanmasını sağlamaktan, kendisine inanmayı öğrenebilmek”ten bahsediyor. Tabii bunu söylerken, bu konuda büyük bir eksiklik olduğunu, büyük çoğunluğumuzun kendine inanmadığını dile getirmiş oluyor.

İnsan kendisine neden inanmaz?  

Çünkü kendi değerine, kendisinin değerli olduğuna inanmaz!

Kendisini değersiz gördüğünden her şeyi başkalarından bekler… Torpil, kayırma ister, rüşvet işler!

Kendini değersiz görmek ne demek? Hayatımın hiçbir değeri yok, hayatım “ucuz” demek! Hayatlarımız gayet ucuz demek!

Ülkenin sekizde birini enkaz haline getiren Kahramanmaraş depreminin ardından, konutların büyük bir çoğunluğunun;

Hangi gevşek ve sıvılaşma meydana gelen zeminlere yapıldığı,

Üç katkı geçmemesi gereken alanlara nasıl çok çok yüksek katlar çıkma izni verildiği,

Üç katı geçmemesi gereken yerlere 5-6 katlı binalar yapılırken, demirden, çimentodan ne kadar tasarruf(!) edildiği, yani çalındığı,

Demir ve kolon-kiriş bağlantılarının nasıl gayriciddi yapıldığı hatta bağlantıların ihmal edildiği,

Bütün bunlara rağmen, izin verilen sınırın da üzerine ne kaçak katlar çıkıldığı,

Sonra bunların nasıl affedildiğini anlatan düzinelerce hikâye, her an, her saat avuçlarımızın içindeki ekranlara doluyor.

Hakkına razı olmak nerede?

Adalet fikri, adalet anlayışı, adalet ideali nerede?

Hele dürüst olmak, kendine karşı dürüst olmak nerede? Kendine karşı dürüst olmayandan başkasına, hakka, adalete karşı dürüst olması nasıl beklenebilir?

Sonuç!

Korkunç bir yozlaşma!

Korkunç bir yıkım!

Korkunç bir enkaz!

Tarih: 28.02.2023 Okunma: 554

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

28.02.2023 - 10:33

İnsanlar neden kendilerine inanmaz Genelhaberler.com ‘un 16 senelik yazarı İsmail bey benim yazıma cevap olarak bu yazıyı kaleme almış. Heyhat İsmail bey yazdığı yazı ile yine kendisine inanmadığını açıkça ifade etmiş. Bakınız buradan tekrar yazıyorum. İnsanların kendisine inanmasını sağlamayı başaramadığımız müddetçe Dünya’da hiçbir şey değişmez. Kişinin kendisine inanması kendisine dürüst olması mümkün olursa Dünya yaşanabilir adil bir yer olabilir. İsmail bey kendisine inanmadığını nasıl ifade etmiş. Ben yazımda doğrudan sadece bireyden bahsettim. Bireyin kendisine inanması ve kendisine dürüst olmasından bahsettim. İsmail bey ise cevap verirken kendisine inanmadığı için toplumu yanına alarak cevap yazmış. İsmail bey toplum adına yazmayınız. Kendinize “Kral Çıplak” demekten korkmayınız. Bizden vaaz geçip ben olarak düşüncelerinizi yazınız. Evet Ben Ben Ben Toplumun en büyük sorunu Ben olamamaktan geçiyor. Bizi oluşturan tekler “BEN” dir. BEN dürüst olmadıkça BİZ dürüst olamaz. BEN dürüst olursa işte o zaman kendisi olarak hareket edebilir. Kendisine yapılmasını kabul etmeyeceği hiçbir şeyi başkasına yapmaz. Fakat biz içine gizlenen bireyler gerçekte istemediği şeyleri yapar. Sorunun çözümü BİZ de değil. BEN’de. BEN olabilmeyi öğrenmeye bugün başlayabiliriz. BEN diyebilmeyi konuşabiliriz. Ne dersiniz İsmail Bey mümkün mü?

İ.HakkıCengiz

28.02.2023 - 10:50

Osman Bey, "Toplumun en büyük sorunu Ben olamamaktan geçiyor. Bizi oluşturan tekler “BEN” dir. BEN dürüst olmadıkça BİZ dürüst olamaz. BEN dürüst olursa işte o zaman kendisi olarak hareket edebilir. Kendisine yapılmasını kabul etmeyeceği hiçbir şeyi başkasına yapmaz. Fakat biz içine gizlenen bireyler gerçekte istemediği şeyleri yapar. Sorunun çözümü BİZ de değil. BEN’de. BEN olabilmeyi öğrenmeye bugün başlayabiliriz. BEN diyebilmeyi konuşabiliriz." sözlerinize bütünüyle katılıyorum. BEN olabilmek kolay değil. BEN de bu toplumun 65 yaşındaki bir bireyi olduğuma, bu kültür ortamında yetiştiğime göre, elbette BİZ''in tortuları üzerimde yapışmış olabilir. Bununla beraber, metinde geçen "bizim" kavramı içinde, aslında tek tek bireyleri kastediyorum. Nitekim "İnsan kendisine neden inanmaz? Çünkü kendi değerine, kendisinin değerli olduğuna inanmaz! Kendisini değersiz gördüğünden her şeyi başkalarından bekler… Torpil, kayırma ister, rüşvet işler! Kendini değersiz görmek ne demek? Hayatımın hiçbir değeri yok, hayatım “ucuz” demek!" satırlarında doğrudan bireye atıf yapmışım.

Osman Yıldız

28.02.2023 - 11:48

İsmail bey yazınız benim yazıma karşıt yazı olarak kaleme alındığı için sorunlu. Normalde benim yazıma karşıt olmadan yazılmış olsa ayakta alkışlayacağım bir yazı. Bakınız halen daha savunma yapıyorsunuz. Savunma yapmanızı gereken bir şey yok. Kral çıplak demekten korkmanızı bunu saklayabilmek için "BİZ" kavramına sığınmanızı anlayamıyorum. Konumuz "Robot Sahibini Tanıyabilir mi?" idi. Bu noktaya dönmenizi talep ediyorum. Sorun bende. Beni konuşmalıyız. Dünyaya gerçek bir düşünce sunacaksanız "BEN" üzerinden yazınız. BEN lazım. BİZ benlerden oluşuyor.

İ.HakkıCengiz

28.02.2023 - 12:47

Osman Bey, söylediklerinize katılmadığım bir nokta yok. Aslında, benim de savunduğum, gelmek istediğim ve bireylerin gelemelerinin gerekli olduğunu düşündüğüm bir nokta. Fikirleriniz özgün. Saygıyı ve önem vermeyi hak ediyor. Ben de çok önemsiyorum. Düşünce böyle üretilir. "Hakikatin şimşeği de fikirlerin çarpışmasından çakar". Bu şekilde tartışmayı çok sağlıklı buluyorum. Herkes kendi fikrini üretmeli. Kes yapıştır, alıntı yap, alıntı paylaş, alıntı paylaş... Beyin-akıl-zeka-irfan nimetini hiç kullanma! İşte arızalı araba!