1976-77 öğretim
yılı bizim Nazilli Yatılı Öğretmen Lisesinden mezun olduğumuz ve Ankara’da Ticaret
ve Turizm yüksek Öğretmen Okuluna başladığımız, seçimlerde ilk defa oy
kullandığımız, halkın, köy ve kasabalara kadar şehirlerin sağ-sol diye kamplara
bölündüğü, çatışmaların liselere, hatta ortaokullara kadar genişlediği, cadde
ve sokakların taşlı sopalı, silahlı gruplara teslim olduğu, mal ve can
güvenliğinin tehlikede olduğu karanlık bir dönemdir.
1977’de İstanbul-Taksim
Meydanında 1 Mayıs kutlamaları sırasında patlayan silah ve bombalar sonucu yaşanan
kargaşa birçok insanın yaralanmasına ve hayatını kaybetmesi önemli bir kırılma
noktasıdır. Hükümet bu olaydan sonra 5 Haziran 1977 tarihinde erken seçim
kararı almıştı.
1973 seçimlerinde
önemli bir başarı yakalayan ve Erbakan ile koalisyon hükümeti kurup, 1974
Kıbrıs Barış harekâtını gerçekleştiren Ecevit “Kıbrıs Fatihi”, “Karaoğlan” ya
da “Umudumuz Ecevit” şeklinde yoğun ilgi görüyor, Erbakan da Kıbrıs Barış Harekâtının
başarısını kendi şahsına yakıştırıyordu. AP Genel Başkanı Demirel de halk arasında “Çoban
Sülü” şeklinde anılıyor, Menderes’i ve Demokrat Partiyi çağrıştıracak
“Demirkırat” deyimini sıkça kullanıyordu. Öte yandan MHP Genel Başkanı Türkeş
de toplumun bir kesimi, gençler arasında ilgiyle karşılanıyordu.
1977 seçimlerinin
yeniliklerinden biri de ilk defa reklam ajanslarının kullanılmaya, radyo ve
televizyonların siyasi propagandaya açılması oldu. Seçim kampanyası oldukça
hareketli ve sert tartışmalar içinde geçti. CHP lideri Ecevit’e suikast
dedikoduları çıktı.
5 Haziran 1977
seçimlerinde CHP %41,4 oy alarak 213 milletvekili, AP %36,9 oy ile 189
milletvekili, MSP % 8,6 ile 24 milletvekili, MHP %6,4 ile 16 milletvekili,
Bağımsızlar 4 milletvekili, CGP %1,9 ile 3 milletvekili ve DP %1,9 ile 1 milletvekili
almış, Ecevit ve CHP bir kere daha birinci partiydi. Seçim sonucuna göre Cumhurbaşkanı
Korutürk Bülent Ecevit’e hükümet kurma görevi vermiş, fakat mecliste güvenoyu
için gerekli olan 226 oya erişemeyince görevi iade etmişti. Bunun üzerine
Demirel başbakanlığında yeni bir koalisyon hükümeti (AP-MSP-MHP – 2.MC
hükümeti) kurulmuş oldu. Bu hükümet devam ederken 11 Aralık 1977’de yapılan
yerel seçimlerde CHP büyük bir başarıya imza atar, belediyelerin çoğunu
kazanır. MC koalisyon hükümeti istediği sonuca ulaşamaz ve dağılır. AP’den istifa
eden 11 milletvekili, Feyzioğlu’nun CGP ve DP’li Faruk Sükan’dan oluşan CHP
hükümeti kurulur. Bu hükümete Güneş Motel hükümeti de diyenler vardır. 1977 seçimleri
sonrası kurulan gerek MC koalisyon hükümeti gerekse Ecevit hükümetleri ülkedeki,
hayat pahalılığı, anarşi ve çatışma ortamını durdurmaya yetmez. 14 Ekim 1979’da
50 Cumhuriyet Senatosu ve boşalan 5 milletvekilliği için ara seçim yapılır. Bu
seçimde AP 33 senatörlük ve 5 vekilin tamamını kazanır. Bu sonucu gören Ecevit ve
bağımsızlar hükümeti istifa eder, yerine MSP, MHP desteğinde yeni bir Demirel
hükümeti kurulur. Bu hükümet açısından akılda kalan en önemli konu 24 Ocak 1980
Ekonomik kararlarıdır.
Devam edelim
Yetmişli yıllar ve
12 Eylül darbesine giderken, ülke adeta yangın yerine dönmüş, gençler
devrimci-ülkücü (komünist-faşist), halk sağcı-solcu çatışmasına çekilmiş,
kardeş kardeşe düşman olmuş, hayat çekilmez hale gelmiş iken 12 Eylül 1980 askeri
darbesi gerçekleşir. Darbenin önünde, arkasında kim vardı, kim yoktu
tartışmasına girmeyeceğiz. Genel Kurmay Başkanı Evren başkanlığında Kara,
Deniz, Hava ve Jandarma Genel Komutanlarının oluşturduğu 5’li milli güvenlik konseyi
yönetimi ele almış, anayasayı yok saymış, TBMM’ni dağıtılmış, siyasi partileri
kapatmış, liderlerini tutuklatmış, ülkeyi demir yumruk altında yönetmeye
başlamıştır. Halkın en önemli sorunu olan sağ-sol çatışmaları sanki bıçak
kesilir gibi birden kesilmiş, terör eylemlerine katılanlar içeri alınmış, pek
çok kişi haklı veya haksız olarak işkencelere tabi tutulmuş, akıl ve mantık
dışı uygulamaların yaşandığı dönem başlamıştır.
Askeri yönetim bir süre sonra yeni anayasa
için çalışmalara başlar. Danışma Meclisi adı altında bir kurul oluşturulur.
Hazırlanan yeni anayasa 7 Kasım 1982’de halkoylaması sonucu % 92 oy oranı ile kabul
edilir. Evren başkanlığındaki konsey 1983 seçimlerine ANAP, HP ve MDP’nin
katılmasına izin verir. ANAP, sürpriz şekilde tek başına iktidar olur. 1987
seçiminde ANAP bir kere daha seçimi kazanır. Cumhurbaşkanlığında süresi dolan
Kenan Evren’nin yerine 1989’da Turgut Özal Cumhurbaşkanı olur.
1991 seçiminde
Demirel başkanlığındaki DYP birinci parti çıkmış, SHP ile koalisyon kurmuş.
Özal’ın ani ölümü sonrası Demirel 1993’te Demirel Cumhurbaşkanı seçilmiş, Ama
koalisyonların biri gelmiş, diğeri gitmiş. Bu ortam yapılan 1995 seçiminde
Necmettin Erbakan başkanlığında RP birinci parti olmuş, ama iktidar olamamış.
Erbakan DYP ile koalisyon hükümeti kurmuş. Bu hükümet zorunlu olarak istifa
edince DSP Genel başkanı Ecevit azınlık hükümeti kurulmuş.
Yerimiz kalmadı,
yazımıza bir devam edeceğiz.