TOPLUM ALZHEIMER MI OLDU?
Ülkenin gündemini oluşturan pek çok uyarıcı konular var. Gündemde; seçimden tutun da, haksız yere birden zenginleşen uyanık insanların yaşam örnekleri, cami tuvaletinde çocuk istismarı, Hrant Dink'in katilinin serbest bırakılması, hayat pahalılığı, çöplerden yiyecek toplayan insan manzaraları, iklim değişikliğinden etkilenen meteorolojik olaylar, anayasa değişikliği için aranılan fırsatçı görüşler, İyi partide oluşan karmaşa ve kimlik bulma çabaları, hapislerde adaletsiz olarak çürümeye bırakılan halkın oyuyla seçilen milletvekilinin ve düşünce özgürlüğü savunucularının durumu. Yetmiyormuş gibi Hamas ile İsrail arasındaki savaş ve bir çok masum insanların çocukların ölümü ve çaresizliği. Bir yandan da vatandaşın malına, canına ve özgürlüğüne kastedilmiş torbadan çıkmış yasalar. Kentsel dönüşüm yasasıyla insanların atadan babadan kalmış ya da zor koşullarda almış gayrimenkullerine devletin ortak olma gibi bir hakkı nasıl olabiliyor diye sorulan sorular… En azından çalışan bir insanın kredi çekerek hem bankaya, hem de devlete fazlasıyla ödediği faizli paranın karşılığını alan devlet, böyle bir yasayla insanların malına nasıl ortak olabilir? Burada insanları çaresiz bırakan devlet midir, ya da toplumun refleksleri artık çalışmıyor mu sorusudur!
Refleks sinir sistemi organlarında oluşan bir davranıştır. Sinir sisteminin yönetici organı beyin, yardımcısı omuriliktir. Omurilik beyine ihtiyaç duymadan omuriliğin doğrudan kendisinin cevap oluşturduğu hızlı refleksleri yönetir. Refleks ani hareketlere ve değişimlere karşı vücudun istem dışı gösterdiği tepkilere verilen isimdir. Doğuştan gelir, sonradan kazanılmaz. Öksürme, hapşırma, göz kapağının kırpılması, çocuktaki emme davranışı ve hapşırınca gözün kapanması gibi. Şartlı refleks ise sonradan kazanılır. Limon sözcüğünü duyunca herkesin ağzının sulanması gibi. Refleksleri olmayan canlı organizmaların, dış etkilere karşı yeterince hızlı tepki verememeleri nedeniyle yaşamlarını sürdürme olanakları azalır. Bu süreç aynı türün bireylerinde de görülür. Hafıza, beş duyu merkezi ve duyguların işlendiği yer beyindir.
Alzheimer hastalığı, beyindeki hücrelerin veya nöronların (sinir hücresi)hasar görmesi nedeniyle, ilerleyici ve dejeneratif bir hastalıktır. Hastalık beynin kimyasının bozulması ile başlar. Hücrelerin birbiriyle olan iletişimi kopar ve sonuç olarak hücreler ölür. Örneğin; kısa süreli hafıza dediğimiz, yani yakın zamandaki olayları, anıları kalıcı belleğe atamama ile başlar. Sonrasında konuşma problemiyle ilerler ve hastadaki algılama yeteneği ortadan kalkar.
Canlının yönetimi, sinir sistemi merkezi organları ile (Beyin, beyincik, omurilik soğanı, omurilik ve sinirler ) organlar arasındaki doğru bağlantılarla (sinirler ) sağlanır. Sinir sisteminin komutanı beyindir. Ülkemizin merkezi yönetiminin başı devlet başkanı ise (beyin), yardımcısı da başkan yardımcısı olur ki bu da omuriliğin görevine benzer.Bakanlar sistemin içindeki yardımcılar ile birlikte birbirini bağlayan sinirlerin ( danışman, genel müdür, şube müdürü gibi) iletişimiyle çalışırlar. Sistemin çalışmasının sonuçları beyinde (Devlet Başkanı )değerlendirilir. Başkan ‘ın sistemi çalıştıran yönetiminde; devletin ana sorumluluğu, ülkenin ve toplumun güvenliği, sistemin işler olması çok önemlidir.
- Sistem işliyor mu?
-Sistem güvenli mi?
-Toplumun dayanıklılığı nasıldır?
-Toplumun alım gücü nedir?
-Toplum mutlu mudur?
-Toplum diğer Dünya Devletleri içinde kendini nasıl görmektedir?
-Ülkenin ve toplumun hafızası yerinde midir?
Bu sorulara evet diyemiyorsak, yukarıdaki hastalıklardan birine yakalanmışız demektir. Alzheimer hoş geldin. ☹ 20.11.2023 Lütfiye Kader
Em.Uzm.Fen Bil Öğretmeni