DEĞİŞİMİN GETİRİP GÖTÜRDÜKLERİ
Değişme bir süreçtir. Değişmenin yönü ilerleme olduğu gibi gerileme de olabilir. Değişme bir durumdan daha iyi bir duruma geçiş biçiminde ise "ilerleme", birden fazla yönde olursa "gelişme" olur. Ben, değişimi bir devinim(hareket) , gelişme ve evrimin temeli olarak görüyorum. Yılanlar deri değiştirirken, çocuklar ergenliğe girerken, ipek böceği kozasında kelebek olurken değişirler. Bu değişimler sancılı olur. Ama bu sancılı değişimler eğer iyi bir şey getiriyorsa da gelişim, çok çok uzun zaman içinde de evrime evrilir.
CHP 100 yıllık bir parti. Türkiye’ye rota çizen dış dünyanın dinamiklerine ayak uydurmayı bilmiş ulus kimliğini koruyan, devrimci büyük bir liderin kurduğu parti. Köklü, değişime açık ve modern bir devletin kurucu ve koruyucu güçlerinden biri olmuş. Belki de bu yüzden olayları kontrol etme refleksiyle muhalefette kalmayı uzun zamandır istemiş olabilir. Atatürk ‘ün kurduğu bir parti. Genlerinde değişim ve devrimcilik var. Kurulduğundan bu yana değişimler yaşamış, birçok badireler atlatmış zaman zaman ana arterleri tıkanmış ama bunları kendi genlerindeki açma kanallarıyla hep aşmıştır. 28 Mayıs seçimlerinden sonra CHP tam da tıkanmış arterleri açmak, bu tıkanıklığı gidermek için çok büyük bir değişim arayışına girmek zorunda kaldı. CHP ‘de ve diğer partilerde “Genel Başkan’ın “seçimle genel başkanlık koltuğunu değiştirmesi pek görülür bir şey değildi. Bu yüzden CHP nin değişimci ruhu ve sorumluluk bilinciyle değişim için adım atıldı. Genel Başkan değiştirildi. Peki, bu yeterli miydi? Elbette değildi. Bu değişimin amacı elbette koltuk değişimi olmamalı. Tabandan tavana yayılan değişimin en önemli dayanağı, halkın ne istediği sorusuna yanıt bulmaktır. “31 Mart Yerel Seçimlerinde elbette PM ve MYK ‘lerin (Başkan ve Meclis Üyeliği) aday adaylıkları için listeler hazırlanırken kriterleri olmuştur ama bu kriterlerin halka sunulması gerekmez miydi? Örneğin, 20 Şubatta “Belediye Meclis Üyelikleri” listelerinin belirlenmesi hangi kriterlere göre yapılmıştır bunları bilmiyoruz! Ben listelere baktığımda; Yaş kriter mi? Eğitim kriter mi? Kadın- erkek eşitliği kriter mi? , Genel Merkeze, İl’e veya ilçe örgütlerine yakın mı? Yaptığı çalışmalar il ve ilçeler için ne kadar önem taşıyor? Sosyal yaşamda tanınırlığı veya aday olan kişinin kendi bölgesinde ne kadar oy taşıyıcılığı vardır gibi kriterlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ama listelere baktığımızda bunların tam da böyle olmadığını görmek, bu partiye gönül vermiş ve yıllarını bu partinin iktidara gelmesini bekleyen vatandaşları da çok üzmüştür. Ülkenin bekasının tehlikede olduğu bir zamanda, boşa gidecek bir dakika bile olmamalıdır diye düşünüyorum. Ülkenin en büyük sorunlarının belirlenip ve çözüm sürecinde planlama yapılıp kısa, orta ve uzun vadelerde, seçilen kişilerin ne kadar işlevselliği olabilir gibi durumlar ele alınmalı. Gerçekten iktidar olmak isteyen bir partinin hazırlıkları da bu doğrultuda umarım oluyordur. İktidar olmak isteyen bir partinin meclise sokulan isimlerde sadece nicel değil, nitelikli birinci sırada olmasının aranması en önemli bir ihtiyaçtır diye düşünüyorum.
Benim görüşüm üye önseçimleriyle bir seçime gidilemiyorsa, en azından belediye meclis üyesi aday adaylarıyla bire bir görüşülmesi, beş yıllık bir seçim sonucunda boşa gitmeyen bir dönem olması sağlanmalıydı. Bu görüşmeler, CHP nin her ilindeki milletvekilleri ve halk jürisi oluşturularak yapılabilirdi. Örgütsel çalışmaların tabana yayılması ancak doğru iletişim kanallarıyla oluyor. Bu da üyenin ve örgütün belirli zümre elinde olmasını engelliyor. Yani tam demokratik bir işleyiş doğru çözümleri, doğru kişileri, doğru insanlara ulaştırıyor ve yaygınlaşması sağlanıyor. CHP bu yüzden değişimin bu basamaklarını yaşamak zorunda.
23.02.2024
Lütfiye kader
Em. Uz. Fen Bilimleri Öğretmeni