Türkler İslamiyet’le tanışınca, o coğrafyadan, o ortamdan, İslam’dan ziyade Arap Kültürü’nü almışlar. Bu kültür, din kuralları kılıfı içinde Türklere dayatılmış. Eh, atalarımız da “madem yeni bir dine girdik, gereği neyse yapacağız” deyip o dayatmalara rıza göstermişler!
Arapların, Türklere ve İslam’ı kabul eden bütün milletlere dayattığı en önemli kültür unsuru; Arapça isimler… “Yeni doğan çocuklarınıza Arap isimleri vermek sevaptır.” Tabii doğrudan doğruya “Arap isimleri” demiyorlar… “Din büyüklerinin, sahabenin isimleri” diyorlar!
Sonuç değişmiyor. Sahabe isimleri koyuyorum diye, Arapça isimleri koyuyorsun. Sonra, bu isimler gelenek-görenek haline geliyor. Dededen-nineden toruna, yakınlardan yakınlara… Artık, öyle benimseniyor, kanıksanıyor ki Türkçe isimler unutuluyor. Kimsenin aklına, çocuğuna Türkçe isim koymak gelmiyor bile… Arap Kültürü o kadar egemen hale geliyor ki dindar olmayanlar bile çocuklarına Arap isimleri koyuyor.
Fakat milletlerin bir millî bilinci, bir bilinçaltı var… Orası direniyor! Hem de baskın kültürün ezici etkisine karşı üstün gelecek kadar kuvvetle direniyor.
Arap kültürünü dayatanlara diyor ki “tamam, sen Arapça isimler koymak sevap mı dedin? Peki, koyuyorum”.
Arapça adları, sevaptır diye, çocuklara konması için baskı yapan Araplar, soyadları unutuyor. “Soyadları da Arapça koyacaksın, sevaptır” demiyor… Orada boşluk bırakıyor.
Milletin, binyıllar boyunca yarattığı kültürün birikimiyle oluşan millî bilinç ve bilinçaltı, “Araplaşma”ya şiddetle karşı çıkıyor. “O vakit, diyor, soyadlarımızı Türkçe yaparız”.
Adların neredeyse tamamının Arapça, soyadların da yine, neredeyse tamamının Türkçe olduğunu bir ay kadar önce fark ettim. Dün Balkan Yazarları Derneği (BALYAZDER)’de toplantı vardı. Toplantı öncesi, erken gelen altı kişi, oturmuş sohbet ediyorduk. O sohbet esnasında, bu gözlemimi test ettik. Altı kişinin isimleri şöyleydi: Mehmet, Tahir, İsmail Hakkı, Enver, Recai, İbrahim. Burada bir tek “Enver” Arapça gibi durmuyor, ismin sahibine sordum, “Arapça” dedi.
Görüldüğü gibi, bütün isimler Arapça…
Sonra soyadlarına baktık. Soyadları şöyleydi: Kömen, Gökçen, Cengiz, Güvendik, Taşezen ve Hürsever. Hepsi Türkçe… İkisi birleşik isim, birleşik isimleri oluşturan kelimelerin de hepsi Türkçe.
Türk, seninle gurur duyuyorum: Çok yaratıcısın. Millî kültürün çok derin. Millî bilincin çok açık ve güçlü. Bilinçaltı gizilgücün çok zengin ve köklü.
Özüne döneceksin!
Eminim.
x x x
TAVSİYE
Bir VEFA, Destek, Samimiyet ve İnsaniyet Hikâyesi
AÇIKÇA İLÂN EDİYORUM (genelhaberler.com)
DİKKAT: Bu uzun bir yazıdır. Sonuna kadar okumadan kızmayın, yargılamayın, hüküm vermeyin. Sonuna kadar okuyun önce, ondan sonra boynum kıldan ince.