10 Şubat 2025
Bu bölümde ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa ve Ortadoğu politikalarını yazmayı düşünmüştüm.
Ancak olaylar o kadar hızla gelişme gösteriyor ki gerek ABD içinde yaşanan gelişmeler ve gerekse ABD kıtasında hızla cereyan eden olayları yazmak gerçekten zorunlu hale geldi.
47. ABD Başkanı Donald Trump ABD’Yİ yeniden büyük devlet ve en büyük ekonomi (MAGA) yapma iddiası ile hızla göreve başladı. Donald Trump göreve başladığı ilk günlerde ülkesini Dünya Sağlık Örgütü’nden çekilmesini içeren bir kararnameyi imza atmaktan çekinmedi. Bilim adamları ve sağlık çevreleri, alınan bu kararın dünya genelinde AİDS, sıtma, tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadelede elde edilen kazanımları kaybedeceğini ve beraberinde salgın hastalıkların dünyayı tehdit etmeye artarak devam edeceği endişesini taşımaktadırlar. DSÖ’ne ABD tarafından sağlanan finansal desteğin kesilmesinin küresel kontrol ve işbirliğini sekteye uğratacağı kesin gibi gözükmektedir. Temennim, bu uygulamayı diğer gelişmiş ülkelerin izlememesi olacaktır.
Donald Trump daha başka tehlikeli bir karara daha imza attı. İsrail’e yönelik soruşturmalar ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu hakkında savaş suçlusu ilan edilip hakkında karar çıkartması nedeni ile Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırımları içeren bir kararnameyi acele olarak imzaladı.
Hatırlanacağı üzere UCM’ye üye ülkelerin önemli bir kısmı tutuklama kararını uygulayacaklarını bildirmişlerdi. Donald Trump davanın ilk hazırlayıcısı ve savunucusu Güney Afrika Cumhuriyeti’ni de hedef tahtasına oturtmakta sakınca görmedi. Tüm Dünyaya her koşulda İsrail’e desteğini ne pahasına olursa olsun sürdüreceğini açıkça bildirmiş oldu.
Donald Trump göreve başlar başlamaz daha önce söylediği gibi Kanada ve Meksika’ya %25 gümrük vergisi uygulamasını bir kararname ile uygulamaya soktu.
Kanada hükümeti hemen misilleme olarak %25 gümrük vergisini uygulamaya imza attı. ABD hükümeti ekonomik ve siyasi yaptırımları öne sürerek pazarlık kartını daha da yükseltti. Kanada Başbakanı Tredeau istifa kararına imza atarak krizi yumuşatma ve halefine devretmeye karar verdi. ABD ise gümrük vergisi uygulamasını bir ay erteledi. Donald Trump Kanada konusunda ilhak ya da eyalet yapma konusunda pek yumuşama sinyalleri vermiyor. Gelişmeleri kısa zamanda göreceğimizi söyleyebilirim.
Meksika’ya %25 gümrük vergisine ilave olarak kaçak göçmen geçişini öne sürerek sınıra ABD askeri gönderme kararı aldı. Meksika hükümeti bir anlamda geri adım atıp hemen sınıra kendi askerini göndereceğini ve sorunu çözeceğini belirtince gümrük vergisi uygulaması bir ay süre ile ertelendi.
Panama Devleti ABD tarafından kanalın geri alınması tehdidine karşı hemen boyun eğdi. Limanın işletmecisi olan Çinli şirketle sözleşmesini uzatmama kararı aldı. Daha da ileri giderek Çin’in Kuşak ve Yol Girişiminden ayrıldığını açıklayarak büyük bir geri adım atmaktan kaçınmadı. Aksi bir politika izlese idi Panama Kanalının ve ülkenin kısa zamanda bir şekilde ABD tarafından işgali ya da geri alınması kaçınılmaz gibi gözüküyordu.
ABD hükümeti, Kolombiya’ya %25 gümrük vergisi koymanın yanında daha sonra vergiyi %50 olarak uygulayacağını ayrıca Kolombiyalı göçmenleri uçaklarla sınır dışı edip ülkelerine geri gönderileceğini bildirdi. Kolombiya hükümeti ilk önce göçmenleri kabul etmeyeceğini belirtse de daha sonra da başka çaresinin olmadığını görerek göçmenleri kabul edeceğini belirtti.
Venezuella zengin petrol, doğalgaz ve altın kaynakları nedeniyle uzun yıllardır ABD’nin hedefinde olmuştu. ABD bu ülkeyi gerek ekonomik ve gerek siyasi olarak her zaman baskı altında tuttu. ABD üçüncü defa devlet başkanı seçilen Maduro için tutuklama kararı çıkartıp başına da 25 milyon dolarak ödül koymaktan çekinmedi. Geçen hafta Dominik Cumhuriyeti’nde Venezuella Hükümetine ait uçağa el koydu. Bunun üzerine Venezuella terörist eylem planladıkları gerekçesi ile tutuklu bulunan hapisteki 6 ABD vatandaşını serbest bırakmak zorunda kaldı. Ayrıca ABD’de kaçak bulunan göçmenleri geri alacağını belirterek krizi yumuşatmaya ve zamana yaymaya çalışıyor.
Grönland’ı satın almayı ya da ilhak etmeyi dile getiren Donald Trump özellikle adanın sahibi Danimarka ve AB ülkelerinde büyük bir kriz yaratmışa benziyor. Ayrıca tüm bu ülkelerin ABD’nin patronu olduğu NATO üyesi olduklarını düşünürsek bölge ülkelerinin pek şansı yok gibi gözüküyor.
Danimarka hükümeti ilave olarak 1,5 milyar dolar askeri bir yatırımı ada için plana aldı. Bununla birlikte Grönland’ın mülkiyeti kendinde kalmak kaydıyla kullanımını ABD ile birlikte yapabileceklerini ve ABD’nin askeri varlığını arttırmasına yeşil ışık yakarak geri adım attı. Artrik bölgesinde yaşanan bu gelimeler AB ve NATO bünyesinde büyük bir krize neden olacağını iddia etmek pek yerinde olur düşüncesindeyim.
Dünya sadece ABD’nin politikalarını izlemekle kalmıyor. Aynı zamanda yeni ittifaklar ve işbirlikleri oluşmaya başlıyor. Donald Trump ise tüccar misali el yükseltip pazarlığı arttırarak masaya herkesi masaya davet ediyor. Bu gidişle, ABD’nin, zar zor yürüyen mevcut uluslararası düzeni rafa kaldıracağı belli çevrelerce ifade edilmeye başlanıldı. Bundan ilk etkilenecek örgüt, tüm eleştirilerin odağı olan (Güvenlik Konseyi üyeleri durumdan memnun gözüküyor) Birleşmiş Milletler olacak gibi gözüküyor.