KRİZDEN ETKİLENENLER VE ETKİLEN MEYENLER, Almina Türkcan

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 29.01.2009

Kalem feryâd eder, ağlar mürekkep,
“Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla âlime çevir yolumu,
Kırma n’olur kanadımı, kolumu.”

 

Lâedri


Merkez bankası başkanı Durmuş Yılmaz bugün basın açıklamasında diyor ki ''işsizlik artıyor üretim azalıyor hükümet politikalarımız bunları iyileştirme yönünde olacaktır''..Nihayet gerçeği inkar etmenin fayda sağlamayacağı geç de olsa kavranmış bir açıklama.. Aynı saatlerde bir başka haber kanalında Yimpaş'ın sahip olduğu firmaları satın almasıyla adını  basından duyduğumuz Kiler şirketler gurubu tüm bu olanlara inat krizden etkilenmediğini aksine bu yıl şirket gelirlerinin artığından ithalat hamlelerinden bahsediyordu..E yeşil sermayenin sayesinde tüketimi son hızla giderek artan üretmeyen adeta AB’nin en büyük potansiyel pazarı konumuna gelen bir ülke olarak ithalatımızla ne kadar övünsek azdır doğrusu..   

                                

Her dönem sanki başlarına devlet kuşu konmuşçasına iktidar olmanın getirdiği nimetler ve meziyetleriyle servetlerine  servet katan bakanlar, başbakanlar millet vekilleri ile yönetildi bu ülke.. Yolsuzlukla mücadele edeceğim deyip yolsuzluğun en alasını bu ülkeye reva görenlerle üstelik.  Evet, aslında, yolsuzluk dünyanın her yerinde oluyor. Ama bizdekinden farklı olarak demokrasilerde, bu eylemin toplumsal ve yasal yaptırımı da çok daha ağır… Türkiye’mizin Yolsuzlukla mücadelede 3.cü dünya ülkeleriyle aynı konumda  hem de 56’ncı sırada olduğu gerçeği de bu konudaki mücadelelerin ne derece  inandırıcı ve kararlı oluşunun göstergesidir aslında...

 

Oysa Temeli; ahlak üzerine kurulmuş dinimizin aksine, toplumda görülen  bu kadar ahlaksızlık tezat oluşturmuyor  mu bizlerde? Allah'ın Kuran'da emrettiği temel ahlak özellikleri; merhametli, şefkatli, adaletli, güvenilir, dürüst, mütevazi bir insan olmak ve zulümden, haksızlıktan, kötülükten sakınmaktır… Ama bütün bunları göz ardı edip her dönem nefsine yenik düşmüş ''sözde Müslüman'' ve ''ne yaparsam yanıma kar'' diye düşünen politikacılardan kurtulamadık bir türlü.. Üstelik topluma yansımasında kapkaç, cinnet geçirme gibi olayların ortaya çıkışında sosyal kırılmaların temelinde ciddi bir yolsuzluk ve yoksunluk olgularının yattığı da bir gerçekken hem de.

Şunları az mı okuduk, izledik?

İki eski bakan, … Bankası'nı zarara uğrattıkları savıyla yargılandığı Yüce Divan'da beraat ettiler...

 

aklandılar...

 

Ya da,

 

 zaman aşımından beraat ettiler..

 

 

Son günlerde muhalefetin ''dokunulmazlıklar kalksın'' eleştirilerine karşı Hükümetten birtakım sesler çıkmaya başladı.. ''Buna gerek yok, milletvekillerinin suçları donduruluyor, milletvekillikleri düştükten sonra yargılanabilirler'' diyorlar… Doğru…

 

Yargılanıyorlar yargılanmasına da ama nasıl?!

 

 Bunu kimse sorgulamıyor...

 

Böyle yapanın yanına kar kaldığı bir sistemde Kemal Unakıtan'ın gelecekteki akıbetini de tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok.. 

 

 

Türkiye'nin yönetimine talip olanların herşeyden önce kamu vicdanını rahatlatacak yasal düzenlemeleri yapmak öncelikli görevi olmalıdır..Yoksa bu ülke o partide gelse bu partide gelse dürüst hizmet anlayışıyla değilde yolsuzlukta birbirleriyle yarışır hale geleceğinden halkın hiçbir şüphesi olmayacaktır..

 

Ve çok  acıdır ki böyle giderse bu millet "Şerefim yaşamımdan daha değerlidir." diyebilecek  insanları uzun yıllar daha çok arayacaktır...

 

Almina Türkcan


Arşiv

Tarih: 29.01.2009 Okunma: 779

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?