Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bütün medya, bu istifanın çok önemli olduğunu yazdı. Çünkü milyonlarca çocuğun ne okuyacağına, kitap müfredatlarında nelerin bulunacağına karar veren dairenin başındaki kişiymiş. Böyle bir kadrodaki personel, bizce de çok önemlidir.
İstifa eden bürokrat, istifa dilekçesinde “Atatürk’ün yolunda yürümeye devam edeceğim” diyor. Anlaşıldığı kadarıyla, Atatürkçü bir bürokrattı.
Şubat 2008’deki böyle bir istifa bütün Türkiye’ye bir şeyler anlatıyor.
Neler?
Bakalım.
AKP iktidar olduktan bir sene sonra başlayan, özellikle MEB’ndaki kadrolaşma iddiaları doğru gözükmüyor. İddialara göre, bakanlıktaki Atatürkçü yönetici ve bürokratlar alınıyor, yerlerine tarikatçılar tayin ediliyordu.
Millî Eğitim Bakanı 5,5 yıldır koltuğunda olduğu halde, en önemli bürokratı halen Atatürkçü ise, demek ki, kadrolaşamamış.
Hasbelkader 2002-2007 tarihleri arasında İzmir’de yedi okulda Millî Güvenlik Bilgisi derslerine gittim. Bu yedi okuldan, bir özel okul hariç hiç birinin müdür ve müdür muavinleri mutaasıp gözükmüyordu.
ME Bakanı bu müdürleri değiştirmek istedi mi? Evet, bazılarını tayin etti. Ama Yargı görev yerlerine iade etti. Bir tanesi çok ilginçtir. 26 yıldır aynı lisede müdür olduğu halde, Bakanlık başka bir okula tayin etti, Yargı göreve iade etti. Bir süre sonra Bakanlık yeniden tayin çıkardı, Yargı yine göreve iade etti. Yargının bu kadar süratli işlemesine de çok şaşmıştım. Daha sonra, söz konusu müdür, kendi isteğiyle emekli oldu.
O günlerde, ME Bakanı, kadrolaşma iddialarına karşı, “ne kadrolaşması bir müdür bile tayin edemiyorum”, diye yakınıyordu. Bakana da acımıştım.
Buradan şu sonucu çıkarabilir miyiz? Bu istifaya kadar, Bakanlık Atatürkçü bir çizgideymiş!
Bütün bunlara rağmen içimiz rahat olamıyor. Atatürkçü bir bürokratın, Bakanlıktaki en önemli görevden niçin istifa etmek zorunda kaldığını merak ediyoruz.
Bu istifa aklıma, hükümetin eğitimdeki bazı icraatlarını getirdi.
Birincisi; önce ilköğretimde, sonra da liselerde öğrencilere kitap dağıtımı… Devletin öğrencilere kitap dağıtmasını bir DEVRİM olarak niteliyorum. Bunun ne kadar önemli bir hizmet olduğunu en iyi öğretmenler ve velîler takdir eder.
Bu hizmetin eleştirilecek yönü yok mu? Var tabii. Sene başında verdiğiniz on milyonlarca kitap sene sonunda sobaya veya çöpe atılıyor… Çok büyük israf. Bu kitaplar ciltli ve zimmetli olarak dağıtılıp, yılsonunda toplanmalı ve en az 5 yıl kullanılabilmelidir.
Hükümetin, Millî Eğitimdeki diğer önemli icraatı; Anadolu Liselerindeki yabancı dille eğitime son vermesidir. Hepinizin bildiği gibi, yabancı dil öğrenmek başkadır, yabancı dille eğitim başka şeydir. Yabancı dille eğitim, sömürge ülkelerinde olur. Yabancı dille eğitime son verilmesi Milliyetçi bir icraattır. Bu icraatı dolayısıyla hükümeti kutluyorum.
MEB’nda bir de TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ uygulaması denendi. Çok iyi niyetle ve kararlılıkla yapılmaya çalışıldı ama ilerleme sağlanamadı. Zaten o iş çok uzun vadeli, bütün yöneticilerin eğitilmesini, inandırılmasını; personelin katılımını ve ikna edilmesini gerektiren bir iştir. Kolay değildir. İnşallah, uygulanabilir.
Castro
Ülkesinde 49 senedir iktidarda olan Castro görevinden ayrılmış. Hayatı boyunca, ABD destekli 600 suikasttan kurtulmuş. Ülkenin başında olduğu süre içinde, ülkeye bir Amerikan arabası bile girmemiş.
Castro yönetimi, bize, ABD’nin sınırsız bir güç olmadığını gösteriyor. Kararlı bir yönetimin kendini, ABD’nin dümen suyuna girmekten koruyabildiğini gösteriyor.
Castro’ya saygı duyuyorum. Kendisine sağlıklı ömürler diliyorum
“Şarkılar öksüz kaldı”
Sevdiğimiz pek çok şarkının söz yazarı Aysel Gürel’i kaybettik. Allah rahmet eylesin.
Diyorlar ki, şarkılar öksüz kaldı.
Bence yanlış ifade! Eğer, Aysel Gürel’in sözleri şarkılarda yaşayacaksa, Aysel Gürel’i de yaşatacak. Şarkılar neden öksüz kalsın, dillerde yaşamaya devam eden sözler, o sözlerin sahibini de yaşatmaya devam edecek.
Şarkılar öksüz kaldı, ifadesi, keşke yazmasaydı gibi bir anlam taşıyor.
Eline mikrofon verilen; bildiği-bilmediği her konuda bir otoriteymiş gibi konuşuyor. Dilimiz konusunda biraz titiz olanları çileden çıkaracak yanlışlıklar yapılıyor. Bazen en kıymetli varlığımız, Türkçemiz katlediliyor.
RTÜK’ün bu konularla hiç ilgilenmemesine ne dersiniz? RTÜK’teki görevlilerin Türkçesi nasıl acaba?
Öğretmenler’den
ALMAN GAVUR MARK MÜSLÜMAN
Yedikleri domuz eti
Adetleri hepten kötü
Sevemedik bu milleti
Alman gavur mark Müslüman
Her taraf doli diskolar
İçiyler fisko miskolar
Ne biçim adamdır bunlar
Alman gavur mark Müslüman
Bunlar kimin olmiyasan
Her gördüğün almiyasan
Aman parayi tutasan
Alman gavur mark Müslüman
Kim demiş gavur parasi
Milyoni geçir lirasi
Memlekette var havasi
Alman gavur mark Müslüman
İçmiyesen biralari
Koy cüzdana paralari
Alağ sari liralari
Alman gavur mark Müslüman
Cebbar Korkmaz