BEYNİN SIRALI HATIRLAMA İLKESİ, Utku Çelebi

KİTAP; SANAT ÂLEMİ - 11.02.2009


Utku Çelebi, incelemeyi ileten...

(Dünden devam)
6. O şarkıyı bir türü hatırlayamıyorsanız sebebi var

Bazen bir şarkı veya şarkının bir bölümü aklınıza takılır kalır, bir türlü hangi şarkı olduğunu hatırlayamazsınız. Çok sinir bozucudur gerçekten. Ama beynin 'sıralı hatırlama' ilkesi, hafızamızın işleyişi açısından özel ve kullanışlı bir göreve sahiptir. Her şeyi olay akışının sırası içinde hatırlamamız gerekir.

Herhangi bir kâğıda adınızı yazarken, sabahları çay demlerken veya akşam evinize dönerken hangi sokaklardan ve kapılardan geçeceğinize karar verirken bile beyniniz bu kurala göre çalışmaktadır.

Bu 'sıralı hatırlama' fonksiyonu sayesinde günlük işlerimizi sürdürebiliyoruz. Bir şarkının veya bir film repliğinin sadece bir parçasını düşündüğünüzde, beyniniz –anılarınızın arasında- bu bilgi parçacığını eşleştireceği bir olay dizini aramaktadır. Büyük ihtimalle beyniniz en sonunda bu parçacığı bulacak ve siz aklınıza takılan o şarkıyı hatırlayacaksınız. Ama eğer 'aklınıza takılıp kalmış olması' sizi rahatsız ediyorsa ve o anlık takıntıdan kurtulmak istiyorsanız, beyninize uğraşması için başka bir 'sıra' verin. Söz gelişi başka bir şarkıyı düşünün veya söylemeye çalışın. Muhtemelen beyniniz 'dağınık hafıza kalabalığı' içinde sizin yönlendirmenizle biraz daha kısa sürede sonuca ulaşacaktır. Umarız bu yöntemi denerken başka bir can sıkıcı şarkıya takılıp kalmazsınız.

7. Güneş ışığı hapşırmanıza neden olur

Parlak güneş ışığına bakan pek çok kişi hapşırır. Niçin böyle bir refleks vardır ve nasıl çalışır? Hapşırmanın temel fonksiyonu bellidir: sizin nefes yollarınızı rahatsız eden madde veya parçacıkların dışarı atılması. Hapşırmayı kontrol eden merkez beynin lateral medulla denilen bölgesindedir. Bu bölgenin hasar görmesi halinde hapşırabilme yeteneğimizi kaybederiz.

Hapşırma genellikle 'rahatsız edici' bir unsurun uyarısıyla tetiklenir. Bu uyarının beyinde ulaşacağı nokta 'lateral medulla'dır. Bu bilgi beyne burnumuzdaki çeşitli sinirler vasıtasıyla iletilir. Bu sinirlerden biri de trigeminal sinirdir ve çok yoğun çalışan bir trafiğe aracılık etmektedir. Normalde parlak güneş ışığının yalnızca göz bebeklerinin küçülmesini tetiklemesi gerekirken burun kaşındırıcı impulsları ileten komşu bölgelerdeki nöronlar da aynı şekilde etkilenebilmekte. Gözbebeklerinin küçültülmesi sinyali bu nedenle bazen hapşırmaya neden oluyor.

8. Kendinizi gıdıklayamazsınız

Gıdıklanma konusunda duyarlı hastaları muayene ederken doktorlar hastanın elini kendi elleri üzerine yerleştirerek gıdıklanma hissine engel olurlar. Bu nasıl olmaktadır? Çünkü gıdıklanmaya ne kadar duyarlı olursanız olun, kendinizi gıdıklayamazsınız.

Bunun nedeni beynimizin etrafımızda olan bitenleri takip ederken pek çok hissimiz arasında en önemli olanları hissetmeye programlanmış olmasıdır. Mesela oturduğunuz sandalyeyi veya ayağımıza giydiğimiz çorabı –özellikle onları düşünmediğimiz sürece- hissetmeyiz ama omzumuza dokunan bir el hemen bizi irkiltecektir.

Beynin bu 'hisleri ayırt etme' fonksiyonunu sürdürebilmesi için bizim temasımızı başkalarının temasından ayırt etmeye yarayan bir sinyal üretmesi gerekmektedir. Bu fonksiyonu gerçekleştiren ise beyinciktir. Yaklaşık 110 gram ağırlığındaki bu organ, kendi eylemlerimizin yaratacağı hisleri tayin eden yerdir. Beklenen veya beklenmeyen reaksiyonları ayırt etme işi beyinciğe aittir.

Beyincikten gelen sinyallere göre, beyin bu hissin önemli olup olmadığına karar verir. Gıdıklanma hissi abartılmış bir refleks olmakla birlikte, eğer size dokunan gene size ait bir organsa, beyin bu gıdıklanmanıza değil, dokunduğunuz organdan (mesela elinizden) gelen hislere öncelik verecektir.

9. Esnemek beyni uyandırır

Esneme aktivitesini uyku hali veya sıkılmış olmakla ilişkilendirmemize rağmen esnemenin fonksiyonu uyandırmaktır. Esneme, daha fazla miktarda havanın ciğerlerimize dolmasına neden olacak şekilde kas gruplarını çalıştırır ve kanımızdaki oksijen oranını hızla yükselterek bizi uyandırır. Memeli hayvanlar ve kuşlarda da esneme vardır. 12 haftalık olmuş fetuslarda esneme olduğu gözlenmiştir.

Esnemenin, vücut tarafından tam uyanıklığa erişmek amacıyla başlatılan bir hareket olduğunu düşünün. Ve esnemek bulaşıcıdır. Odada bir kişi esnerse diğerleri de esnemeye başlar. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, topluluk içinde birisi 'uyanıklığa ihtiyaç duymuşsa' herkesin 'uyanık olması' gerektiği şeklinde toplumsal bir içgüdüden kaynaklanıyor olabilir. Köpeklerin esnemesi, stresli bir durumda 'rahatlatıcı' etki yaratmaktadır. Köpekler esneyerek etrafındakileri 'sakinleştir'. Huzursuzluk eden köpeğinizin karşısında esneyerek onu sakinleştirebilirsiniz.

10. İrtifa arttıkça beyin garip resimler görür

Pek çok dinin hikâyelerinde yüksek yerlerde görülen özel görüntüler anlatılır. Mesela Hz.Musa Sina Dağı'nda 'yanan bir çalı' görmüştü. Hz. Muhammed ise Hira Dağı'nda Cebrail'i gördü. Genelde anlatılan ruhsal deneyimlerde yabancı bir varlığın hissedilmesi (sesinin duyulması) bir şekil görme veya çeşitli ışık demetleri ve huzmeleri görüldüğü ve korku duyulduğu ortak olarak belirtilmiştir.

Buna benzer olgulara dağcılarda da rastlanır ki bunların pek çoğunun mistik kişiler olmadığını biliyoruz. Bunun nedeni genelde yerden yükseldikçe havadaki oksijen oranının düşmesi ve beyne daha az oksijen gitmesidir. 2 bin 400 metre yükseklik bu durumda bir sınır değer olarak kabul edilmektedir. Bu yükseklikten daha yukarı tırmanan dağcılar görünmeyen bir takım varlıkları hissettiklerini, kimisi ise yanlarındaki arkadaşlarının vücudundan ışık yayıldığını ve bazen sebepsiz yere korkuya kapıldıklarını bildirmişlerdir. Oksijen seviyesindeki düşmenin, beynin görsel ve duygusal sinyalleri kontrol eden bölümlerinde yavaşlama veya bozulmaya neden olduğu düşünülmektedir.

Bu bilgileri bir yere not etmenizde fayda var. Çok akıllı olduğunu iddia eden bir arkadaşınızı kızdırmak istediğinizde ona 'beynini ne kadar tanıdığını' sormak isteyebilirsiniz belki.

*   *   *   *   *   *

 Bir Öneri

Google'dan muhteşem hizmet

Yabancı dil artık dert değil. Bir tık ile Çince site komple Türkçe oluyor. Ya da Almanca veya İngilizce... 40 dilde çeviri...

İnternet üzerinden yaptığınız aramalarda karşınıza çıkan web siteleri farklı dillerdeyse, sorun etmeye gerek yok. Çünkü uzun süredir var olan ama Türkçe'yi seçenekler arasına eklemeyen Google Translate, bu hasrete son vermiş durumda.
 

Bu servis sayesinde 40 farklı dilde çeviri yaptırabiliyorsunuz. Geliştirilmesine devam eden servis için beklenen bir diğer özellik de şu anda 21 farklı dilde sunulan geniş sözlük servisinin Türkçe olarak da sunulması.

Bu hizmetle okumak istediğiniz 40 yabancı dildeki site anında Türkçe oluyor. (Bazı dillerden, örneğin arapçadan ceviri cok basarili degil ama yine de anlasiliyor H.G.) Tek yapmanız gereken sitenin URL'sini yani web adresini arama bölümüne yazmak...

Karşınıza gelecek olan sayfada 'Enter text or a webpage URL" yazısının altındaki arama alanına Türkçe'ye çevireceğiniz kelimeyi, cümleyi veya metni ya da okumak istediğiniz İngilizce sitenin web adresini yazıyorsunuz ve bu alanın altındaki dil seçeneklerini kendinize göre ayarlıyorsunuz. Eğer İngilizce'den Türkçe'ye çeviri yapılacaksa ilk seçeneği İngilizce, ikinci seçeneği Türkçe yapıyorsunuz... Ve Translate diyorsunuz...

Bu  adresi "SIK KULLANILANLAR"a ekleyin. 
 
       http://translate.google.com/


Arşiv

Tarih: 11.02.2009 Okunma: 1001

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

31.01.2009 - 15:53

Bir dörtlükle katılacağım: UYGARLIĞIN TEMELİ,// HEP DÜŞÜNCE DÜŞÜNMEK...// YA BİZE NE DEMELİ// HEP DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMEK//

ÖZGÜR DENİZ

01.02.2009 - 14:54

ÇOK GÜZEL BİR TAHLİL ÇOK GÜZEL BİR KONUDA. SONSUZ TEŞEKÜRLER CANIM ÜSTADIM. SAYGI SELAM DUA UMUT VE MUHABBETLE.

Seyfeddin Karahocagil

02.02.2009 - 00:07

Güzel ve toplumumuzun ihtiyacı olan bir konuyu güzel bir şekşlde dile getirmişsiniz. Tebrikler muh terem Kardeşim. ve değerli dostum. karşılıklı fikirler birbirlerini tamamlarlar. Birbiriyle aynı olan fikirler yedek parça gibi kenarda beklemeye mahkümdür. Tebriklerimi , selam ve kucaklar dolusu sevgilerimi ve de saygılarımı sunuyorum. Not:"Bariai hakikat, Müsademe-i efkardan doğar" Vecizesi, Yanılmıyorsam "İbrahim Alaaddin Gövsa'nın Olacak" Saygılarımla

Ekrem Şama

31.01.2009 - 15:53

Bir dörtlükle katılacağım: UYGARLIĞIN TEMELİ,// HEP DÜŞÜNCE DÜŞÜNMEK...// YA BİZE NE DEMELİ// HEP DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMEK//

ÖZGÜR DENİZ

01.02.2009 - 14:54

ÇOK GÜZEL BİR TAHLİL ÇOK GÜZEL BİR KONUDA. SONSUZ TEŞEKÜRLER CANIM ÜSTADIM. SAYGI SELAM DUA UMUT VE MUHABBETLE.

Seyfeddin Karahocagil

02.02.2009 - 00:07

Güzel ve toplumumuzun ihtiyacı olan bir konuyu güzel bir şekşlde dile getirmişsiniz. Tebrikler muh terem Kardeşim. ve değerli dostum. karşılıklı fikirler birbirlerini tamamlarlar. Birbiriyle aynı olan fikirler yedek parça gibi kenarda beklemeye mahkümdür. Tebriklerimi , selam ve kucaklar dolusu sevgilerimi ve de saygılarımı sunuyorum. Not:"Bariai hakikat, Müsademe-i efkardan doğar" Vecizesi, Yanılmıyorsam "İbrahim Alaaddin Gövsa'nın Olacak" Saygılarımla