BİR AMERİKALI SUBAY'IN MEKTUBU, James (Cem) Ryan

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 11.02.2009

Sayın Başkan,

Bu mektubu size en içten saygı, iyi dileklerimle ve daha iyi ve adaletli bir dünyaya ulaşmak adına sahip olduğum umut ile yazıyorum. Başkan olarak atandığınız 20 Ocak gününü güzel duygularla hatırlıyorum. 48 yıl önce – siz doğmadan altı ay önce – ben ve West Point’ten arkadaşlarım yeni yemin etmiş JFK yi selamlamak için Pennsylvania caddesindeki resmigeçide katılmıştık. West Point’ten mezun olduktan sonra, yaşadığım bu olay hayatımdaki önemli olaylardan biri olmuştu. 20 Ocak 1961 – Bir gece önce çok fazla kar yağmıştı ve ertesi sabah Antartika soğuklarıyla uyanmıştık. Mükemmeldi derinlere gömülmüş kristal bir hatıra. Ne kadar gençtik ayrıca yeni genç Başkanımızla birlikte tehlikelere karşı koyacağımız içinde bir o kadar heyecanlı. Aşırı mutluluk güzel olurken aynı zamanda da tehlikelidir. Sayın Başkan. Gerçeklerin ortaya çıkması uzun zaman almadı ve zaman öylece devam ediyor.

9 yıldır İstanbul’da Türkiye’de yaşıyorum. Bu son yıllar içerisinde sevgili ülkemiz Amerika’yı ilgilendiren bir gerçek su yüzüne çıktı. Ve ben bugün size Türkiye’deki bu durum hakkında uyarmak için bu mektubu yazıyorum.

Mustafa Kemal Atatürk “Dünya denemelerin yapıldığı bir alandır” diye yazmıştı. Türkiye’yi ılımlı bir İslam cumhuriyeti durumuna getirmek olan ve devam eden Bush politikası ise felaketlerin alanı olmuştur. Sayın Başkan bunun düzeltilmesi açısından zaman çok kritik bir hal almıştır. Ve bunu yapmak için Türkiye hakkında daha çok bilgiye sahip olmalısınız.

Buna bağlı olarak mektupla birlikte iki kitap gönderiyorum. Birincisi Andrew Mango tarafından yazılmış bir biyografi ve diğeri ise Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Söylevidir. Bu 36 saatlik edebi konuşma, Atatürk tarafından yazılmış ve 6 gün içerisinde Ekim 1927 tarihinde Mecliste okunmuştur. Konuşma Kurtuluş Savaşını ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu anlatmaktadır. Söylev inanılmaz, hayret verici bir dokümandır.

“Söylevimde bitmiş denilen bir ulusun nasıl bilime dayalı modern ve milli bir devlet kurduğunu anlattım. Bugün ulaştığımız bu sonuç yıllarca çekilmiş olan acılardan elde edilen öğretilerin ve vatanın her karışına döktüğümüz kanların meyvesidir. Bu kutsal hazineyi Türk Gençliğinin ellerine emanet ediyorum. Ey Türk Gençliği birinci vazifen Türk İstiklal ve Cumhuriyetini korumak ve kollamaktır. (Atatürk, Söylev 715)”

Bu kitabı okuduğunuzda Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük dehasını anlayacaksınız. Dinci aşırı İslamcı güçlerin Atatürk’ün saltanatı kaldırıp, halifeliği devre dışı bıraktıktan sonra sihirli bir şekilde ortadan kaybolmadıklarını göreceksiniz. Aksine yenilikçi devrimleri başından itibaren baltalamaya çalışmışlardır. Bunu anlamanız hayati bir önem arz etmektedir. Sayın Başkan Türkiye her zaman bu geri kafalı güçlerin hedefi olmuştur. Ve şimdi bu geri kafalılar Türkiye’yi yönetmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerini okumanın ayrıca Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir dehaya sahip olan sizin kendi önemli kaynaklarınızı ve yeteneklerinizi düzenlemenize yardımcı olacağını düşünüyorum. Karalı ve doğru bilgilendirilmiş liderlik bugün Amerika Birleşik Devletleri Başkanının ihtiyacıdır. Bunlar Atatürk’ü onun büyük kişisel dürüstlüğünün yanında tamamlayan karakteristiklerdir. Hayatı boyunca dinci teröristlere karşı savaşmış olan bu adamdan çok şeyler öğrenebileceğinizi düşünüyorum.

Şu anda laik, demokratik, sosyal ve hukukla yönetilen Türkiye Cumhuriyeti içeriden ve dışarıdan saldırı altındadır. Sayın Başkan, ben burada yaşıyorum, bildiklerim politikanın gereklerinden ve direk propaganda dolayısıyla arındırılmış değildir. Atatürk’ün genç bir subay iken kafasında yarattığı bu milletin ortadan kaldırılmasına yönelik tehditler uzun süreden beri devam etmektedir. Bu gün ise bu yapılan artık apaçık ortadadır. Aşırı dinciliğin kara düşünceli gericiliği hergün daha da belirgin hale gelmektedir. Alkollü içki yasakları, politik bir sembol olan türban ile bayanların politikacılarla medyada beraber gösterilmesi, uzlaşmacı ve bastırılmış basın bunlara sadece birer örnektir.

Burada “liberal” olarak bilinenler dış güçlerin isteği doğrultusunda çalışmaktadır.( Örnek sizin CIA’nızla bay Başkan) İktidarda bulunan dinci partinin yolsuzlukları şaşırtıcı düzeydedir ve hırsızlıktan, rüşvete ve seçim yolsuzluğuna kadar göklere çıkmaktadır. Şu anda Ergenekon olarak bilinen düzmece uydurmaca hukuki sel dalgası karşıt sol tarafı tasfiye etmektedir. Atatürk’ün yarattıklarını daha da kirletmek için alıkoyulanlar arasına adi suçlularda eklenmektedir. Bütün bunlar demokratik Türkiye’yi nerdeyse diz çökmenin eşiğine getirmiştir. Ve Mustafa Kemal Atatürk asla diz çökmemiştir. Çocukken bile uzun eşek oynamayı eğileceği için ret etmiştir.

O’nu hiç okumamış tanımamış Avrupa Birliği üyeleri neden Atatürk hakkında bu kadar karalama faaliyeti yapıldığına şaşırmaktadır. Atatürk zamanın entel geçinen İngiliz Mandasına girmeyi planlayan liberalleri gibi bugünün Türk liberalleri (Libboşlar) demokrasi adı altında  laik Türkiye’yi ve Atatürk’ün prensiplerini yok etmeye çalışmaktadırlar. İktidar partisi dini programına bağlı kalarak, Mustafa Kemal Atatürk tarafından sağlanan vicdan özgürlüğünü her fırsatta ortadan kaldırmak için çalışmaktadırlar. Ve Amerika Birleşik Devletleri, bizim ülkemiz Sayın Başkan direkt olarak yardım etmekte ve bu güçleri desteklemektedir. Bu utanç vericidir.

Sayın Başkan Amerikalılar şaşılacak şekilde Türkiye’ye ve daha önemlisi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı kayıtsız kalmaktadırlar. Bu dehayı tanımadan onun ülkesi hakkında bilgi sahibi olunamaz. İlave ettiğim kitapların amacı sizin sadece ayıklanmış brifing kitaplarını, kendi tarafından hazırlanmış özetleri ve özelliklede batı basının raporlarını okuyarak Türkiye hakkında bilgi edinmenizi önlemektir.

Türk basınının büyük bölümü ve  özellikle şu andaki Türk hükümeti tek yanlı propagandanın sağlayıcılarıdır. Sayın Başkan size akacak olan ve Türkiye’nin ılımlı bir İslam ülkesi olduğunu anlatan Bush saçmalığı akıl dışı, uydurulmuş ve yanlış olan bilgilerle doludur.  Herhangi bir Kuran desteği olmadan yaratılan Türban sorunu olarak bilinen hastalıklı çaba – batının kullanabilmesi için dindarlığın görsel kanıtı olarak – Türkiye’de büyük, saldırgan ve sosyal bir şiizm yaratmıştır. Sayın Başkan Amerika ılımlı bir Hıristiyan ülkemidir? Şunu kastediyorum, Amerikalılar görünebilir haçlar mı takmalılar? Lütfen bu anlamsız politikayı tekrar düşününüz. (Dinci yıkıcı unsurların Atatürk’ü nasıl meşgul ettiğini söylevden okuyunuz)

Milletimizin ilkel bir millet olmadığını sadece önyargı ve hurafelerle doldurulduğunu kanıtlamak için bütün bu önlemlerin alınması gerektiğini herkes anlayacaktır. Modern bir milletin kendisini, el falcılarına, sihirbazlara, zar atıcılarına ve dini sembol satıcılarına teslim etmesi, şeyh ,dede, seyyit, çelebi, baba ve emirler sürüsü tarafından yönetilmesine tahammül edilebilir mi? Yüzyıllar boyu milletimizi olduğundan farklı göstermiş olan kurumların ve uzantılarının yaşatılması düşünülebilir miydi? (Atatürk, Söylev 714)
(Devamı yarın)
Tarih: 11.02.2009 Okunma: 871

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?