BİR AMERİKALI SUBAY'IN MEKTUBU-2, James (Cem) Ryan

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 13.02.2009

(Dünden devam)

Sayın Başkan yanlış bilgilendirmeden daha kötü olarak şu andaki din kökenli hükümetin Türk halkının çoğunluğunu temsil ettiğini iddia eden saldırı ve gösterilerle karşılaşabilirsiniz. Sayın Başkan, sizin ve Amerika Birleşik Devletlerinin bu şekilde kandırılması çok tehlikelidir. Bu size tuhaf gelebilir, fakat ne yazık ki doğru Sayın Başkan. Şu an Türkiye’de büyük bir kötüye gidiş mevcuttur. Bu yüzden sizi Türkiye’deki durum ve olanlar hakkında bilgili olmaya davet ederken, özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ü derinden tanımanız konusunda  dikkatinizi çekiyorum. Türkiye konusunda size çevrenizdeki yanlış bilgiler veren, yağcı ve yalancı ordularına rağmen bu bilgilere kendiniz ulaşmalısınız.

Farklı olduğunuzu düşünürken, şu konuda sizi önceden uyarmak isterim. CIA, devlet bakanlığının ve Beyaz Sarayın  en akıllı beyinlerine ulaşabilmenize rağmen Türkiye’nin önemi ve Türk milletine dair doğru bilgileri, fikirleri alamayacaksınız. Kesinlikle de şu andaki Türk hükümeti üyelerinden de Türk Milletinin ruhu hakkında  bu bilgileri alarak öğrenemezsiniz.

Modern Türk ruhunun incelikleri, özü size gönderdiğim materyallerde tek kelime ile Atatürk’te bulunmaktadır. Onun askeri, politik, sosyal, eğitime yönelik, yaratıcı başarıları, adaletli bir şekilde milletin birlikte yaşamasına yönelik faaliyetlerini göstermektedir ve bu faaliyetler dar bir anlamda düşünülmemiştir, onun dediği gibi bütün bu birlikte yaşamanın özü onun Yurtta Barış Dünyada Barış cümlesinde kendisini göstermektedir.

O, sizin de sahip olduğunuzu düşündüğüm, Reinhold Niebuhr’un söylediği haksızlıklara karşı ruhunda olan büyük kızgınlığı önleyen inanılmaz akılcı ve nedensel bir zeka gücüne  sahipti. Mustafa Kemal Atatürk bu özelliklere sahip olarak karanlığın güçlerine karşı hep üst düzeyde savaş vermiştir. Savaşarak halkını Osmanlı İmparatorluğunun yıkıntıları arasından kurtarmıştır. Bugün onun düşünceleri ve faaliyetleri Türk Milletinin var olma temellerini tanımlamaktadır. Fakat Sayın Başkan, şu an Mustafa Kemal Atatürk dışarıdan ve içeriden saldırı altındadır.

Bunlara rağmen, onun prensipleri hala kurduğu demokratik Cumhuriyet; içerisinde on milyonlarca laik Türk’e ilham kaynağı olmaktadır. New York Times yazarı Sabrina Tavernise’nin yanlış ve kesinlikle yanlı olan inanılmaz güçlü generaller, yargıçlar topluluğu şeklindeki laik elitler tanımı aptalcadır. Milyonlarcamız – evet Sayın Başkan bende Türk vatandaşıyım – Erdoğan hükümetini destekleyen Amerikan politikasını protesto etmek için 2007 ilkbaharında caddelere döküldük. Ve durum o zamandan bu yana daha ciddi bir hal aldı. Sayın  Başkan, büyük ihtimalle bu hükümet içerisinde neler olduğunu biliyorsunuz. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) demokrasi adı altında Türkiye’yi meydana getiren prensiplerden bir kaos ortamı oluşturmuştur. Demokrasi adına AKP genelde aşırı fakir ve eğitimsiz seçmenlerine kömür ve ufak ev aletleri şeklinde yardım adı altında rüşvet vermektedir. İktidar partisi tarafından, yüksek mahkeme çalışmalarına taarruz edilmektedir. Bu özellikle Başbakan tarafından yapılmakta ve savcılar dinci basında hedef olarak gösterilmektedir.

Demokrasi, sosyal adalet ve hukuksal eşitlik adına iktidar partisine karşı oldukları bilinen yüzlerce kişi Ergenekon adı verilen büyük bir yakalama operasyonu ile devre dışı bırakılmaktadır. Kesinlikle bir cadı avı, suçları belirlenmeden 18 ay boyunca hapishanede tutulan sözde askeri darbe üyeleri, bu süre geçtikten sonra yargılanmaya başlanmıştır. Yazarlar, gazeteciler, üniversite rektörleri, işçi sendikası liderleri, avukatlar, emekli kara subayları ve solcular hepsi bu utanç verici operasyonun içinde kendilerini  bulmuşlardır. ( Daha önce değindiğim gibi kirlilik yaratmak adına sıradan bazı gerçek suçlular guruba katılmıştır ) Sayın Başkan eğitimli, batılı düşünen ve şu anda tutuklu olarak Türkiye’nin ve Avrupan’nın en büyük hapishanesi Silivri’de bulunan kişiler adına size yazıyorum. Ayrıca bu hapishane aynı anda yargılandıkları yerde. Yani hapishanede yargılanıyorlar! Siz de bir avukat olarak, kesinlikle anında bu davanın aşırı ön yargılı olduğunu anlamışsınızdır.

Toplu tutuklamalar genellikle iktidar partisinin kanuni veya adaletsizlikleri sebebiyle halk karşısında zor duruma düştüğü zamanlardan hemen sonra yapılmaktadır. Örnek olarak ilk dalga AKP’nin antilaik uygulamaların merkezi olarak suçlu bulunmasından sonra, ikincisi ise Almanyadaki bir yardım kuruluşu olan Deniz Feneri ile ilgili suçlamaların ortaya çıkmasından sonra olmuştur. Türkiye ve Almanya’daki Türkler tarafında organize olan Deniz Feneri yardım severlerden 41 milyon Euro toplamış ve bunun 17 milyon Eurosunu iktidar partisine yakınlığı ile bilinen medya kuruluşlarına aktarmıştır. Türk Radyo Televizyon Kurumu ve RTÜK başkanı AKP’li Zahid Akman’ı Alman mahkemeleri tarafından aktarılan paraların toplandığı kişi olarak tespit edilmiştir. Hala sigara içilmesini ve alkollü içki tüketilmesini gösteren yayınları engelleyerek sorumlu bir şekilde milletin ahlakını koruyarak koltuğunda oturmaya devam etmektedir. Alman savcı Deniz Feneri yardım örgütünün bağlantılarının Başbakanın ofisine kadar uzandığını tespit etmiştir.

Türkiye’nin şeriata doğru hareketi devam ediyor. Ülkenin büyük kesimi alkolden arındırılmıştır. İstanbul’da mayo reklamları yasaklanmıştır. İstanbul’un merkezindeki Atatürk Kültür Merkezi detayları bildirilmeyen sebeplerden dolayı kapatılmıştır. Takip eden zamanda devlet destekli opera bale ve senfoni orkestrası toplatılmış. Tekrar bir yerde faaliyete geçirilecekleri rivayet edilmektedir. Kültürel aydınlanma uğruna, yeterince tuhaf olmasına rağmen İstanbul 2010 yılı için Avrupa Kültür Başkenti seçilmiştir. Buna politik laf kalabalığı denmektedir.

Bay Başkan, uzun süre Amerika; Türk ruhunun ilkelerini, onları  yeniden şekillendirerek Amerikan boyunduruğu altına almak için etkilemeye çalışmıştır. Bütün bu baskılar, etkili olarak Türk beynini bozmuş, onu Atatürk’ün düşüncelerinden uzaklaştırarak, onu cani gönülden her şeye eğilen, Amerika’nın isteklerine göre hareket eden bir aptal yapı haline sokmuştur. Bütün bunlar Türkiye’de iktidar partisinin ana görevidir. O da işini oldukça iyi yaparak, bir zamanların Atatürk’ün gururlu milletini neredeyse diz çökecek seviyeye getirmiştir. Atatürk bir resmi devlet yemeğinde, bir garsonun dolu bir tepsiyi düşürmesi sebebiyle, yabancı konuklarına dönerek, ben milletime her şeyi yapmayı öğrettim, ama hizmet etmeyi değil demiştir. Atatürk’ün takipçileri için Amerika tarafından yaratılan hükümetler ne kadar kızdırıcı ve ortaya çıkan durum ne kadar acıklı değil mi? Şunu bir düşünün siyaset yapması yasaklanan Recep Tayyip Erdoğan hiçbir kanuni dayanağı olmamasına rağmen Bush tarafından Türk hükümetinin başkanı Beyaz Sarayda kabul edilmiştir. Ne kadar sinir bozucu değil mi? Bu yüzden emirlerin eksiksiz takipçisi Erdoğan Bush’u ziyaret ettiği her zaman yıldızı parlamıştır. Sakın yanılmayın bay Başkan, bu hükümet ne size, ne de Türk halkına hizmet eder. Öylesine demokrasi adı altında sadece kendine hizmet eder.

Emperyalizmin bu bozucu, yıkıcı çalışmaları çok uzun zamanlardan beri devam etmektedir. Siz bunu kişisel olarak bilmektesiniz. Havai’deki ve Kenya daki atalarınız, Endonezya daki gençlik yıllarınız, bütün bu yüksek kişisel tecrübe olanakları size bunu aktarmışlardır. Eminim ki bütün bu tecrübeleriniz şu an Türkiye’yi etkileyen olaylar hakkında kavrayışınızı üst düzeye çıkaracaktır. Emperyalizm iç teslimiyet, bozulma ve çözülmeyi beraberinde getirmektedir.

Atatürk 500 yıllık Osmanlı saltanatından Türkiye’yi kurtardığında, Türk halkının hayatını yaşaması için yeni bir yol ortaya koymuştu. Bu aydınlanma ve batılılaşma yolu idi. Umuyorum ki batının nasıl kendi hastalıklı bencil amaçları için bu aydınlanma ve batılılaşma çalışmalarını sabote etmeyi cesaretlendirdiğini anlıyorsunuzdur. En önemlisi bu okuduklarınız, o farklı karşılaştırılamaz eşsiz insan hakkında daha fazla öğrenmek isteğini ateşlemiştir.

Sayın Başkan, Amerika içinde ve dışında politikalarınızı “Babamdan Rüyalar” adlı kitabınızda yazdığınız gibi düzenleyeceğinize güvenim tam. Uyguladığımız politikaların yaşadığımız gerçek hayatların felsefesini yansıtması gerekmektedir. Türk halkının çoğunluğu da aynı şeyi arzulamaktadır ve Amerika Birleşik Devletleri yollarından çekilirse buna sahip olabilirler.

Saygılarımla.

James (Cem) Ryan.

Tarih: 13.02.2009 Okunma: 740

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?