Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Deniz Feneri’nin
icraatlarını kâh göğsümüz kabararak, kâh gözlerimiz yaşararak yıllardır takip
ediyoruz.
Son 1 yıldır,
hele son 6 aydır hakkında söylenenleri hayretle izliyoruz. Güya, bir takım yolsuzluklar
varmış!
Güya, Alman adlî
makamları Mehmet Gürhan diye birini tutmuşlar. Bu kişi Deniz Feneri adına
milyonlar toplamışmış da, bunun kısmı azamisini Beyaz Holding yöneticileri Zekeriya Karaman’a, İsmail Karahan’a,
Türkiye’deki Deniz Feneri’ne, Yenişafak
ve Kanal7’ye göndermişmiş. Üstelik
paraların çoğunu da RTÜK Başkanı Zahit Akman bavullarla Türkiye’ye taşımışmış.
Elin ağzı torba
değil ki büzesin, diyorlar ki, bu Karaman,
Karahan, Akman Almanya’daki Gürhan’a,
İstanbul’daki 28’nci Noter’den genel vekâletname vermişler.
Şu çocukların bile kanmayacağı komediye bakın!
Soyadların 4’ü de
birbiriyle kafiyeli! Şair kılıklı biri senaryoyu yazmış, şu elinde dosyalarla
gördüklerimize teslim etmiş, konuşturuyor onları. Maksat çamur at izi kalsın…
Baştaki iktidar yıpransın. Nitekim yukarıdaki soyadlarla kafiyeli olan ak başbakanımıza dahi dil uzatıyorlar…
Senaryoya göre, Gürhan Erdoğan’a da para göndermiş, hem de makbuz karşılığı.
* * *
Şimdi, arkanıza
yaslanıp derin bir nefes alın.
Hımmm…
Derin nefesle aldığınız
bol oksijen beyninize dolunca neyi keşfettiniz?
Değil mi ya,
değil mi ya?
Bütün yukarıdaki
soyadlar kimin soyadıyla kafiyeli? Erdoğan,
öyle ya!
Erdoğan’ı
yıpratmak isteyen şairimsi senarist, Erdoğan soyadıyla yola çıkıp, ona uygun
soyadı olan 4 kişiyi, Deniz Feneri aracılığıyla birbiriyle irtibatlandırıp
büyük bir yolsuzluk şayiası çıkarıyor!
Bununla da
kalmıyor muzip senarist; bu soyadlarla kafiyeli birini daha buluyor; Uğur Aslan!
Bu Anadolu’nun
bağrından çıkıp Karagümrük’te karar kılan yiğit delikanlı, hem Almanya’da
gurbetçilerimizi Deniz Feneri’ne bağış yapmaya yüreklendiriyor, hem de toplanan
bağışları yatak, yorgan, kiralık ev, piknik tüp şeklinde ihtiyaç sahiplerine
dağıtıyordu.
Bu temiz yüzlü,
nemli gözlü, buğulu sesli yiğit evladımızın faaliyetleri, yardımları
gözlerimizi yaşartıyordu. Zaten, “bu
işte bir bit yeniği var” diye kafamızda istifham uyandıran en mühim sebep
de, yolsuzluk iddialarına bu Aslan’ın karıştırılması olmuştur. Bu yufka yürekli
Aslan’ın bir suça karışabileceğine gözümüz inansa gönlümüz inanmaz.
Öte yandan; Alman
Mahkemelerinin Mehmet Gürhan’ı suçlu bulması, mahkûm etmesi neyi ispatlar?
Dikkat ettiyseniz bu ülkenin adı da malum kafiyeye uygun; Alman! Muhtemelen senarist Almanya’da
yaşıyor.
Alman mahkemesi
tabii ki senaryoya destek verecek. Çünkü bu demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü benimsemeyen
ilkel ve geri ülke Türkiye’de bir kaos ortamı oluşmasını istiyor. Mahkemesi de
elbette ona alet olacak!
Oralarda yazılmış…
Bebeklerin bile inanmayacağı senaryoya, bizim inanmamızı bekliyorlar. Beyaz Holding, Ak parti… Kirli işlere
ne kadar uzak kavramlar!
Deniz Feneri
temizdir, temiz. Bu kadar açık yazıyor ve başlık atıyorum. Kanal7 bile bu kadar açık söyleyemez, Yenişafak bile yazamaz. Kıymetimizi bilsinler!
* * *
DENİZ FENERİ ŞİİRİ
Kuş tutmuş Gürhan,
Kesmiş Karahan,
Pişirmiş Akman,
Yemiş Karaman,
Hani bana demiş Erdoğan,
Türküsünü
söylemiş Aslan!
Masalını yaymış Alman…
Önceki
yazılar