Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) önceki günkü 63’ncü genel kurulunda
konuşan TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iç
piyasada işlerin durma noktasına geldiğini, çek ve senetlerin ödenmediğini,
harcama ve tüketim eğiliminde yavaşlama olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu’nun sözlerine benzer sözleri aylardır duyuyoruz.
Yaşanan pek çok hadise ve bir takım rakamlar, ekonominin neredeyse çökmekte olduğunu gösteriyor.
Bunun
böyle olduğunu biz de gözlemliyoruz ve yazıyoruz.
Fakat…
Bir
tüketim maddesi ve onunla ilgili rakamlar var ki; ekonominin gerçeğini ondan
daha iyi hiçbir mal, hizmet ve rakam gösteremez.
Gerçi benzin ve motorinin pompa fiyatı aynı ölçüde artmadı ama herhalde artış, yüzde 20’den aşağı değil.
Televizyonlar benzin pompacısını gösteriyorlar, elinde pompasıyla, konuşuyor; “artık yakıt alan çok azaldı. Alanlar da 10-15 YTL’lik alıyor.” Haber devam ediyor, yakıt pompasına yanaşan bir araç görüyoruz, TV’ci onunla da konuşuyor. Araç sahibi yakıta para yetiştiremediğini, cebindeki son 5-10 lirayla alabildiği kadar benzin alacağını söylüyor.
Malûm, akaryakıtın etkilemediği sektör ve kişi yok gibidir. Rahmetli Ecevit, muhalefet döneminde her petrol zammından sonra, “bu zamlar doğurgandır.” derdi.
Ecevit doğru söylüyordu. Hemen hemen satın aldığımız her ürün bir yerden bir yere taşınarak ve bize ulaşır. Yakıta zam geldikçe, her türlü ürünün üzerindeki maliyet baskısı artar.
Her gün milyonlarca insan şehir içi veya şehirlerarası seyahat etmek zorundadır. Bizi taşıyan araçların yakıtından lastiğine kadar tükettiği her ürün petrole dayalıdır. Dolayısıyla, ulaşımın maliyeti doğrudan petrole bağlıdır.
Hal böyle olunca, aylardır bahsedilen ekonomik durgunluğun iyice artması, özellikle petrol fiyatlarındaki artışın ulaşım sektörünü vurması lâzımdı. Değil mi?
Bakalım göstergelere:
Ulaşımla
ilgili yılın birinci çeyreğine ait ilk rakamlar Türk Hava Yollarından geldi. Geçen yılın aynı
döneminde yüzde 25 olan akaryakıt giderlerinin, faaliyet giderleri içerisindeki
payı bu dönem yüzde 31 olmasına rağmen THY’nın ilk üç aylık net kârı 125 milyon
YTL olmuş. Hem de bu kâr, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 207’lik bir
artışı ifade ediyormuş.
Ülke krizdeyse bu uçaklarla kim
seyahat ediyor? Üstelik THY, bu kârı özel sektörün amansız rekabetine rağmen
yapabiliyor.
Yine
petrolle ilgili çok önemli bir gösterge daha var; motorlu araç trafiği!
Yakıt
pompasını ve oradan yakıt alan vatandaşı gösteren televizyon, 2 gün sonra bir
büyük şehirdeki tıkanan yollardan birini gösteriyor. Yol tıkanmışken, tıkalı yolda cefa çeken bir sürücüyle
konuşuyor.
Televizyoncu soruyor; “benzin zamları özel araçlara binmeyi pek
engellemedi galiba?”
Sürücü
aynen şu cevabı veriyor: “Valla, işte
gördüğünüz gibi.
Bizim
de gözlemimiz sürücününki gibi. Akaryakıt zamları araç trafiğinde bir azalmaya
sebep olmuyor.
Bir yerde, acayip bir terslik var.
Anlayamadık.
Yoksa, suyla giden araba icat edildi
de bizim mi haberimiz yok?
GERÇEKLERDEN
Geçen gün
akşam vakti dolmuşta gidiyorum, arkadan teyzenin biri bağırdı :
- 'Evladım şu sarı kamyonetin
yanında indiriver.'
Dolmuş şoförü dumur olmuş bir
vaziyette:
- İyi de teyze, o kamyonet
hareket halinde, nerde duracağını nerden bileyim...
(Teşekkürler,
Utku Çelebi)
Üstatlardan
GÖZBEBEĞİMİZ
Çok zengin bir ülkeyiz,
herkesin gözü bizde,
Zenginliği yaşamak tamamen
elimizde.
Yıllarca araştıracağız diye
geldiler,
Emin ol, bunlar zenginlik
kokusu aldılar.
Sahip çıkmalıyız zengin
topraklarımıza,
Yoksa, zenginlik dolanır
ayaklarımıza,
Yağmalamak isterler ülke
kaynaklarını,
Hep yemişler, sütlerimizin
kaymaklarını.
Şimdi, ağızlarının suyunu
akıtıyor?
İşletmeyi beceremediğimiz
maden; bor.
Yarın baş edebilecek miyiz,
bu hırsızla?
Dünyadaki petroller
tükeniyormuş hızla.
Varlığını herkes bilir; bize yasaklandı.
Petrollerimiz acep o güne mi
saklandı?
Krom, altın, bakır, kömür,
ne ararsan var bizde,
Hem topraklarımızda hem
denizlerimizde.
Susuzluktan kavruluyor bütün Ortadoğu,
Boş yere akıyor ırmaklarımızın
çoğu.
Gün gelecek ki, bir damla
petrol, bir damla su,
O gün durumumuz, merak edilir
doğrusu.
Ormanlarımız ilgi bekler
biz insanlardan,
Fidanlarımız ne çeker evcil hayvanlardan.
Her yıl yakılan
ormanlarımızın alanı,
Üstüne koyun, baltalı kazmalı
talanı.
Böyle yangınlar ciğer
yakıyor, cep deliyor,
Bu aymazlık geleceğimizi
gölgeliyor.
Tahıl ambarımız sayılan her
bir ilimiz,
İMeFe eliyle fakirleşiyor,
biliniz.
Fındık, pancar, pamuk, çay,
ayçiçeği hep böyle.
Yabancılar eliyle iflah olur
mu; söyle?
Halkımız, devletimiz, bizim
gözbebeğimiz,
Hammadde zengini yurdumuz,
geleceğimiz…
Ekrem Şama 25.05.2004
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın