Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Millî Şef”; İsmet İnönü’nün 1938-1950 arasındaki adı… O
zamanlar Reis-i cumhur, hem tek partinin şefi, hem de devletin başkanıymış.
Valiler de tek partinin il başkanı…
İnce dikkat
gerek, “tek parti devri”nden
bahsediyoruz. Şimdi böyle şeyler aklımıza bile gelmez, derken, Tunceli’nin
valilik depolarında, “iktidardaki tek
parti”ye ait pankartlar çıkıyor.
Ondan birkaç
hafta önce, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), “seçim
takvimi işlemeye başladıktan sonra dağıtılan yardımlar yasal değildir”,
diyor. İktidar partisinin başkanı ve Başbakan ise, “yardımlar devam edecek, valimizi takdir ediyorum”, diyebiliyor.
Takdir ettiği vali, deposunda iktidar partisine ait afişlerin çıktığı vali!
Tek örnek Tunceli
mi? Hayır. Meselâ, Diyarbakır’da da hafta sonu, bir vakıf toplu nikâh ve yardım
töreni yapıyor. Tören protokolunda AKP il teşkilatı, AKP belediye başkan adayı,
AKP milletvekilleri ve ilin valisi
var. Bu tören siyasi bir tören değilse, neden başka bir partiden bir Allah’ın
kulu yok?
Devletin
bürokrasisi ve bütün gücü “iktidardaki
tek parti”nin emrine girmiş gözüküyor.
İktidardaki tek
partide ise, genel başkandan yani Başbakan’dan başkasının hiç sesi çıkmıyor. Başbakanın
etrafındaki herkes sinmiş, silinmiş. Tayip Erdoğan gittikçe “Millî Şef”e daha
çok benziyor. Ara sıra da olsa demokrasiden
bahseden, “demokratik açılımlar yaptık, yapıyoruz, yapacağız” diyen bir
Başbakan’ın tek parti devrinin şefine benzemesi hazin!
Öte yandan, bu
baskın başbakan etrafını sindirmiş fakat Başbakan’lığı sindirememiş gözüküyor.
Çünkü ikide bir, durup dururken “Ben
ülkenin başbakanıyım”, “Başbakanla böyle konuşulmaz”, “Ben Türkiye
Cumhuriyeti’nin başbakanıyım.” deyip deyip duruyor. Sanki bu millet ilk
defa bir başbakan görüyor!
Bu milletin, en
azından 2.500 senedir başbakanları var. Önce “başvezir”di, sonra “vezir-i
azam”, ondan sonra “sadrazam”
oldu, Cumhuriyetle birlikte “başvekil” oldu
ve nihayet “başbakan” dedik.
Bu millet başbakanı
da, ona nasıl davranacağını da, onunla nasıl konuşacağını da, saygılı olmayı
da, bağrına basmayı da bilir.
Yeter ki siz onun
mazisine ve şanına yakışır bir başbakan olun.
İngiltere eski
Başbakan’ı Margaret Teacher’ın bir
sözünü hatırlatıp geçelim: “Güçlülük;
hanımefendilik gibidir. Eğer hanımefendi olduğunuzu söylemek zorunda kalıyorsanız,
aslında siz hanımefendi değilsiniz, demektir!”
* * *
ANKETTE SON DURUM
Şu ana kadar
verilen oyların sayısı 2281’dir. Oyların dağılımı aşağıdaki gibidir. Anket
devam etmektedir.
PARTİLER |
OYLAR |
YÜZDE |
ANAP |
46 |
2 |
MHP |
561 |
24,6 |
LDP |
20 |
0,9 |
DTP |
118 |
5,1 |
İP |
20 |
0,9 |
CHP |
364 |
16 |
HAKP |
12 |
0,5 |
BBP |
34 |
1,5 |
BDP |
4 |
0,2 |
MP |
2 |
0,1 |
ÖDP |
7 |
0,3 |
TKP |
4 |
0,2 |
DSP |
42 |
1,8 |
DP |
14 |
0,6 |
SP |
178 |
7,8 |
AKP |
768 |
33,7 |
BTP |
5 |
0,3 |
EP |
5 |
0,3 |
HYP |
16 |
0,8 |
Bağımsız |
61 |
2,7 |
Önceki
yazılar