NİYE Kİ
Son günlerin moda konusu Kuzey Irak harekatı ile ilgili yazılanlar çizilenler midemi bulandırıyor.
Cebinde T.C. kimliği taşıyıp, Türk ismi ile hitap edilen birilerinin bu kadar aşağılık kompleksine sahip olmalarını anlayamıyorum.
Yazılarımı azda olsa takip edenler sende zaten hiçbir şeyi anlamıyorsun neden yazıp duruyorsun diyebilirler.
Aslında haklılar.
Madem anlamıyorum neden anlamadığım şeyler için zaman kaybediyorum.
Az da olsa okuyanlarıma saygılı olmak için bugün büyük laflar etmeye karar verdim.
Ders kitaplarımızda kurtuluş savaşımızla ilgili başlangıç anlatılırken aslında hepimize daha küçükken strateji öğretilir. Strateji savaşta her şeydir. Türk medyası gizli yöneticilerinin emirleri doğrultusunda çok ciddi bir strateji izliyor.
Başta masonların borazanları olmak üzere yayın yapanlar ortaya çıkan birliğin oluşturacağı tehlikeleri dağıtabilmek için absürd iddialarla milletimizde savaş ortamında oluşan birlikteliği dağıtmak istiyorlar.
Hükümete saldırır gibi görünerek gerçekte halkımızı aldatıyorlar. Halkın gerekçesi ne olursa olsun birlik içinde olmasına tahammülsüzlüklerini gösteriyorlar.
Adı ile maruf medya devimizin ben şahsen Türk milletinin birliğinden rahatsız olacağını düşünmek bile istemiyorum.
Hatırlayınız tarihte her dönem başarılı olarak icra edilmiş dış davranışlar iktidar yetkisini elinde bulunduranlara güç getirir. Zaten bir çok noktada muktedir olamadan güçlü olan iktidarın halk nazarında geçmiş hiç dikkate alınmadan biraz daha muktedir olması haksızlık yaptığının farkında olanlara korku salıyor.
Bu korkunun analizini Büyük dahinin kapattığı mason localarına bakmaksızın oluşturulan saygı duyardı ifadesinden yola çıkarak yapabiliriz.
Şöyle beraber bir düşünce jimnastiği yapalım.
Evimizde olan bir tabloyu, evimizin lideri olarak bizi rahatsız ettiği için çöpe attığımızı düşünelim. Çöpe atma işleminde kastımız doğrudan yok etmektir.
Ama evin hane halkından birilerinin sürekli aile reisinin bu kararından dolayı duyduğu nefreti gizlemek, aile bireyleri üzerinde tahakküm kurmak amacı ile tablo çöpe atıldı ama, öyle olması gerektiği için öyle oldu, dediğini düşünelim.
Dahası pişkin pişkin bizim çöpe atma kararlılığımızı ortadan kaldırmak için; çöpe atma kararı verildi ama çöpün yanından geçerken sürekli tablonun hatırına çöpe selam verdiğimizi söylediğini düşünelim.
Amma yenilmez yutulmaz yalanlar bütünü olur değil mi?
Bu kadar basit yalanlarla Ülkemizde Büyük Dahi’yi kimler kullanıyoru anlayabilirseniz,
Kimler şu anda Ülkemizin savaş şartlarından ortaya çıkan doğal birlik mesajlarından rahatsız oluyoru bulabilirsiniz.
Hadi size bulmaca çözdürmeyeyim.
Şu anda Ülkemizin sözde toplumsal kuruluşlarının en az % 80’ninde etkinliği olan mason locaları Ülkemizin, halkımızın birlikteliğinden korkuyor.
Bu korkularını da açıkca ifade edemedikleri için her fırsatta fitne yayarak önlemeye çalışıyorlar.
Fütursuzca oluşturulan fitnenin gerçek sebebi budur.
Fitneden kim istifade edere gelince:
Tabiî ki Ülkemizin birlik ve dirliğinden istifade ederek herkesi kukla gibi görüp saltanat sürenler.
Buna itiraz edebilecek olan var mı?
Açıkça ihaneti marifet sayanlar, acaba bir gün hesap verirler mi?
Kim bilir.
Belki bir gün
Saygılarımla