İnternet Dünyasından
BU RESMİN
ANLAMINI, OKUMADAN TAHMİN EDEMEZSİNİZ
Gençlik ve serdeki hafif anarşistlik... 1968
olimpiyatlarında 200 metrede altın ve bronz madalya kazanan Amerikalı iki siyah
atletin, Tommie Smith ve John Carlos'un siyah deri eldivenli yumrukları havada,
başları önde posteri yıllarca hayal dünyamızı ve asıl oda duvarlarımızı
süslemişti.
İtiraf ediyorum ki, Aynur Çağlı'nın o muhteşem haberini okuyana kadar aynı
karede önde duran, gümüş madalyalı Avustralyalı beyaz atlete hiç dikkat
etmemişim. Adı Peter Norman imiş...
İşte bu atlet geçen hafta öldü. Haberin ve konunun tekrar gündeme gelmesinin
sebebi budur.
Gelelim hikayeye... Mexico City'de
Madalya töreni için bekledikleri sırada, Carlos, Peter Norman'ın yanına gelerek
sormuş:
- İnsan haklarına inanıyor musun?
- Evet, inanıyorum.
- Peki ya Tanrı'ya?
- Bütün kalbimle...
Bunun üzerine, iki siyah atlet kafalarındaki eylem planını
açıklamışlar, Norman tereddütsüz katılmış:
- Ben eyleminizi destekleyeceğim, bana ne yapmam gerektiğini söyleyin!
İlk defa, o günler için müthiş bir provokasyon hatta devrim sayılacak bir eylem
planlıyor iki genç adam: Amerika'daki ırk ayrımcılığını ve siyahlara reva
görülen fakirliği ve ikinci sınıf vatandaşlığı protesto edecekler... Ama nasıl?
Fikir Norman'dan geliyor: bir çift siyah deri eldiven buluyorlar, sağ
tekini Tommie, sol tekini John eline geçiriyor; fakirliği sembolize etmek için
çıplak ayakla kürsüye çıkıyorlar, başları kederle öne eğik, sıkılı yumruklarını
havaya kaldırıyorlar. Önlerinde duran beyaz atlet Peter Norman da,
dayanışmasını göstermek için kalbinin üstüne 'İnsan Hakları İçin Olimpiyat
Projesi Hareketi'nin kokartını iğneliyor.
Amerikan milli marşı çalarken plan icra ediliyor ve eylem koyuluyor. Ve
tabii (hatırlıyorum) dünya birbirine giriyor. Amerika ayağa kalkıyor.
Olimpiyatlar bile gölgede kalıyor, dünya gazeteleri yumrukları havada siyah
atletlerin fotoğrafını birinci sayfadan veriyor...
Amerikan Olimpiyat Komitesi iki siyahın spor kariyerini o saniye bitiriyor.
Eylem amacına ulaşmış, Amerika'daki zenci azınlığın durumu dünya gündemine
girmiştir. Smith ve Carlos spor hayatlarını (ve buna bağlı olarak
geleceklerini) feda etmişler ama dünya tarihine geçmişlerdir. Dünyadaki yüz
milyonlarca ezilmiş siyahın ilahı haline gelmişlerdir.
Peki ya Avustralyalı beyaz Peter Norman? Meslektaşım Aynur'un anlattığına göre,
Norman'ın da hayatı kararmış. Tommie Smith diyor ki: "Peter, bir beyazdı.
O günlerde siyahların haklarını savunma cesareti gösteren, onurlu ve omurga
sahibi beyaz çok azdı. Peter, Avustralya'ya döndüğünde kimse yüzüne bakmadığı
gibi, herkes tarafından yargılandı. Onun da atletizm kariyeri bitti, spor
çevrelerinden dışlandı. Tehditler, işsizlik ve tecrit nedeniyle öyle sıkıntılı
günler yaşadık ki, üçümüzün de ilk evliliği sona erdi."
Avustralya Devleti Norman'ı ölene kadar affetmemiş ama... Norman intikamını
mezara götürmüş: 1968 Olimpiyatları finalinde ikinci olurken kırdığı
Ölene kadar süren 'eylem kardeşliği'
İki amerikalı ve bir Avustralyalı 'lanetli' atletin o gün başlayan 'eylem
kardeşliği' ve dostlukları ömür boyu sürmüş. Aradan geçen 38 yıl boyunca,
yazışmışlar, buluşmuşlar, görüşmüşler.
Ta, geçen hafta, Peter Norman evinin bahçesinde kalp krizi geçirip 64 yaşında
ölene kadar.
Ve şimdi, aşağıdaki fotoğrafa iyi
bakın:
Melbourne'de yapılan cenaze töreni.
'Onurlu beyaz atlet' Peter Norman'ın tabutu, Tommie Smith (solda) ve John
Carlos'un omuzlarında!