Bülent Esinoğlu
Projeksiyon yerine “yansıtma” diye
Türkçe kullanmak isterdim. Ancak, yansıtma Türkçede bir hastalık olarak
algılanmıyor.
Projeksiyon, bir ruh sağlığı bozukluğudur.
Bu hastalık, kişinin kendisinde
algıladığı, ama asla kendine yakıştırmadığı, dürtü, duygu ve düşünceleri
dışarıdan kendisine yönelmiş düşünce ve duygularmış gibi algılamasıdır.
İktidarı elinde bulunduranlar, “darbe”
objesini bu şekilde içselleştirmişler.
Şimdi onların kafasında iki şey var.
İktidar ve darbe.
Kendileri gizli darbeler yaparken, çevreye
darbe, darbe diye projeksiyon yapmaktadırlar.
Biyolojik olmayan ruh sağlığı
bozukluklarının temelinde “korku” vardır.
Peki, iktidardaki bu korku nereden
gelmektedir?
Korkunun nedeni; kendilerinin yapıp
ettikleridir. Korku, Türkiye’yi parsel parsel satmaktan, Cumhuriyetin
birikimlerini berhava etmekten ve haksız elde ettikleri koltuklarından
gelmektedir.
Bu korku, artık kendilerinde hastalıklı
(patolojik) bir hal almıştır. Bu hastalıklı korku, bunları rasyonel
davranmaktan alıkoyuyor. Korkmaması gereken şeylerden de korkmalarını gündeme
getiriyor.
İkinci iddianame yayınlandı. Henüz tam
okuyamadık. Elde ettiğimiz bilgiler çerçevesinde söylersek, korktukları “obje”lerin
sayısının arttığını söyleyebiliriz.
Yeni iddianamede darbecilerin AKP’yi
bölecekleri(bölünme korkusu), Devlet Bahçeli ve Baykal’ı partilerinin başından
indirileceği yazılmış.
Bu iddianamede iktidarın muhalefet ile
nasıl savaşacağının stratejisi de yazılmış oluyor. Yani bu iddianamede MHP ve
CHP’nin tabanına mesaj var.
Bu mesajda Türk Halkına deniyor ki,
gördünüz mü Ergenekoncular sadece bize (AKP’ye) karşı değil, size de karşılar.
Bir başka deyişle, milliyetçi ve sosyal demokrat tabanı kışkırtıyor.
Korku neler yaptırmaz ki?
Sonuç; Büyük Ortadoğu Projesi Türkiye’de
önemli mesafeler kat etmektedir. Amerika’nın bu kadar kötü günler yaşadığı bir
zamanda Projelerinin tıkır tıkır yürüdüğüne görmek, sanıyorum Amerika için en
önemli teselli kaynağıdır.
Arşiv