MİLLET İDEALİST BİR EVLADINI KAYBETTİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 28.03.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

Artık ülkemizde ve dünyada “idealist” insan fazla yetişmiyor. Yetişse bile 30’unu geçtikten sonra idealleri muhafaza etmek kolay olmuyor. Hayat şatları, yaşadığınız hayal kırıklıkları zihninizi kirletiyor, ruhunuzu çürütüyor, sizi yozlaştırıyor.

 

Hal böyle olunca, 40’lı 50’li yaşlarda ideallerini koruyabilen, 18’lik gençlerin heyecanlarını duyabilen idealistlerin kıymeti bir kat daha artıyor. Hele bu idealist kişilerin makam ve mevki sahibi olduğu halde yozlaşmaması, ideallere daha sıkı sarılması çok nadir görebildiğimiz bir olay.

 

Muhsin Yazıcıoğlu sağlam omurgalı, “dik duruşlu” idealistlerden biriydi. Kendisini tanıyanlar tarafından çok sevilen, teşkilatçı bir siyasetçiydi. Umutların tükendiği günlerde “umut” olabilecek bir “lider”di.

 

Geçen hafta Karaman ziyaretinde Hiç birimizin garantisi yok. Şurada ayakta duranın da, oturanın da garantisi yok. Yani, ruh bir saniyeliktir. Küf dedi mi gitti. Bunun da nerede geleceği, nasıl geleceği, ne şekilde yakalayacağı belli değil. Bir saniyenize bile hâkim değilsiniz. Bir saniyesine bile hâkim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur.

Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah’ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah’ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize Niye iktidar olmadın’ diye sormayacak. Sorsa da Vermediniz’ diyeceğiz.Şeklinde konuşmuş.

 

Bu sözler son derece şuurlu bir dimağa ait sözler… Manevî yönü fazlasıyla kuvvetli, kati bir iman sahibine ait sözler… Yüksek bir idrake ulaşabilen, neredeyse bir bilgeye ait olabilecek sözler…

 

*                           *                      *

Ayrıca, Muhsin Yazıcıoğlu süvarilik, veterinerlik, boksörlük, şairlik yönleri olan çok yetenekli ve çok renkli bir kişilikti.

 

Siyaset, kendisini güzelleştiren, netleştiren koyu renklerinden birini kaybetti.

 

Başkanın hayattayken yaşadığı acıları, zulümleri, eziyetleri düşündükçe içimiz sızlıyor. 90’lık annenin çaresiz bakışları yüreğimizi dağlıyor.

 

Yanında bulunan hepsi genç, iyi yetişmiş memleket sevdalısı 5 insanın kaybı acımızı daha da artırıyor. Bir kaza sonucu, millet için çarpan 6 kalbin birden durması içimizi yakıyor. Şehit olduklarına yürekten inanıyorum.

 

Acımız çok büyük.

 

Tek tesellimiz, o lideri ve yanındaki değerleri yetiştiren yüksek karakterli milletin ilelebet yaşayacağını bilmemiz ve bu verimli vatan toprağından yeni Muhsinlerin, Erhanların, İsmaillerin yetişeceğine olan kesin inancımız!

 

Ruhları şad olsun. Allah, gani gani rahmet eylesin.

 

Milletimizin başı sağ olsun.

 

*                           *                      *

 

ÜSTATLARDAN

 

Atsız Tanrıdağında

 

Burada baş sağlığı, orada gözler aydın;

İki ayrı dünyada iki ayrı tören var.

 

Tanrı katından gelen bir yüce buyruk üzre

Aramızdan ansızın çadırını deren var.

 

Töredir, konan göçer, doğan gün batar elbet

Tanrı zeval vermesin; devlet, din ve Kur’an var.

 

Dayanılmaz olsa da Atsızlığın acısı

Ulu Tanrı’ya şükür, yine soy var, Turan var.

 

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

 

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 28.03.2009 Okunma: 803

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

25.02.2009 - 16:05

Muhterem Kardeşim ve dostum ben çok değişik birşey söyleyeceğim. Medyanın patronu olmaz. Medya Düşüncenin kaynağı ve gerçeklerin paylaşıldığı Yer olmalı. Aydınlanmanın tarafsız kaynağı olmalı. Yani Yargı gibi bağımsız ve bağlantısız olmalı. Patronu olan medyanın kuş kaldıran tazıdan farkı kalmaz. Kime bağımlı ise onun borazanını öttürür. Görevi patronunu korumak ve onun menfaatı doğrultusunda hareket etmek. Böyle bir medyada Yalan, İftira. Yolsuzluk ve edepsizlik bile serbest. Ne yok ki. Kim güvenir bunlara.. Patron ister Holdink sahibi ister se Parti başkanı olsun ne değişir. Bence medya Milletin gözü, kulağı olmalı haktan hakikatten ayrılmamalı diye düşünüyor,Selam, sevgi ve saygılar sunuyorum.

Seyfeddin Karahocagil

25.02.2009 - 16:05

Muhterem Kardeşim ve dostum ben çok değişik birşey söyleyeceğim. Medyanın patronu olmaz. Medya Düşüncenin kaynağı ve gerçeklerin paylaşıldığı Yer olmalı. Aydınlanmanın tarafsız kaynağı olmalı. Yani Yargı gibi bağımsız ve bağlantısız olmalı. Patronu olan medyanın kuş kaldıran tazıdan farkı kalmaz. Kime bağımlı ise onun borazanını öttürür. Görevi patronunu korumak ve onun menfaatı doğrultusunda hareket etmek. Böyle bir medyada Yalan, İftira. Yolsuzluk ve edepsizlik bile serbest. Ne yok ki. Kim güvenir bunlara.. Patron ister Holdink sahibi ister se Parti başkanı olsun ne değişir. Bence medya Milletin gözü, kulağı olmalı haktan hakikatten ayrılmamalı diye düşünüyor,Selam, sevgi ve saygılar sunuyorum.