Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Oy oranı
yüzde 2’nin altında olanlara…
Gayretinizi takdir ediyorum, hizmetlerinize teşekkür
ederim. Fakat isimlerinizi bile aklımda tutamıyorum. Oy pusulasının uzamasına
sebep olduğunuz için bozuluyorum. Artık masraf etmeyin, boşa nefes tüketmeyin!
BBP, DSP ve
DP’ye…
Halk tabanında mayanız tuttu. Fakat
sadece mayayla ekmek yapmak mümkün değil. Kendinize en yakın partilerle
birleşin.
Saadet
Partisine…
En büyük ümidimsin. Mecliste 1
sandalyeyle bile temsil edilmediğin halde en büyük başarıyı sen gösterdin.
Liderinin güven veren bir duruşu var. Verdiği güvenle en fazla senin oyunu
artırdım. Süratle büyüyeceğine eminim.
DTP’ye…
Sadece kimlik siyasetiyle gelebileceğin
yer buraya kadar. Anlaşılmak istiyorsan, önce anlamaya çalış! Halk çoğunluğuna
doğru açılmalısın!
MHP’ye…
En büyük potansiyel sende var. Eksik olan,
kitlelere ulaşabilecek liderlik. Her yerde Mansur
Yavaş gibi adaylar çıkararak, sosyal ve ekonomik çözümlerle halka gidersen
seni kimse durduramaz!
CHP’ye…
Cumhuriyetin sigortasısın. Belki hiçbir
zaman tek başına iktidar olamayacaksın ama daima yaşayacaksın. Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’le Doğu ve Orta Anadolu’da
yeniden var olabilirsin!
* * *
ERGENEKON KONUSUNDA
Seçim sathı mailinde, AKP yanlısı
yazarlar, ısrarla ve sürekli olarak “Bir
Ergenekon sürecinde seçime gidiyoruz. Bu dava da halkın oyunu etkileyecektir!”
fikrini işlediler. Umuyorlardı ki, “Ben bu davanın savcısıyım” diyen Erdoğan oyunu
artıracak!
Erdoğan’ın oyları artmayıp, azaldığına
göre; yazarlarının mantığı doğrultusunda halkın şu mesajları verdiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz: (1) Bu dava bana fazla inandırıcı gelmiyor. (2)
Madem dava yargıya intikal etti, neden rahat bırakmıyor, siyasî rant elde
etmeye çalışıyorsunuz? Davayı rahat bırakın, sonucunu sabırla bekleyin. (3)
Haddizatında, beni “ergen-mergen” hiç ilgilendirmiyor, ben geçim derdindeyim.
* * *
DENİZ FENERİ
HAKKINDA
Vatandaş en net ve kesin hükmü “Deniz
Feneri” konusunda verdi. Hem de öyle sandıkta, dolaylı yollardan değil. Antalya’da, bizzat Adalet Bakanının yüzüne karşı, gözlerinin içine bakarak… Direkt,
doğrudan doğruya…
Bütün milletin hislerine tercüman olan,
başı örtülü, eli tespihli, 70 yaşlarındaki teyze Bakan’a ne dedi? “Gel buraya gel! Deniz Feneri ne oldu,
Deniz Feneri? Uyutuyorsunuz. Size oy moy yok!”
Aşk olsun! Bu kadar olur. Tam adresine!
Önceki yazılar