HORMONLU “REYTİNG”LER

İsmail Hakkı CENGİZ - 15.12.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Köroğlu, “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” der…

İyi ki bugünleri görmemiş… Hormonlu dünyaya iyi ki yetişmemiş…

“Hormon”u icat ettiler, herkesi, her şeyi bozdular…

Neredeyse bütün yediklerimiz hormonlu, bütün hayatımız “şike”li!

Şike, denilince akla spor müsabakaları geliyor…

Lâkin “şike”nin gayet geniş anlamları var. Türk Dil Kurumu (TDK)’nun tanımı şöyle: Şike: “Maddi ya da manevi bir çıkar karşılığı anlaşma ile bir maçın sonucunu değiştirme, uzlaşmalı spor karşılaşması yapma. Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma, danışıklı dövüş.”

Kelimenin ilk anlamına takılmamak gerek… Vakıa, spor, bilhassa futbol hiçbir zaman sadece “spor” demek değildir. Her spor dalının, özellikle kamuoyu ilgisinin yoğun olduğu dalların mutlaka siyasî, iktisadî, kültürel, sosyal ve psikolojik yön ve tesirleri vardır.

TDK’nun verdiği tanımdaki ikinci cümleye ince dikkat gerek…

Neymiş“şike”?

“Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma, danışıklı dövüş!”

“Aldatma” ve “danışıklı dövüş”, son olarak “reyting” ölçümleri sahasında ortaya çıktı.

Geçenlerde bir filmden bahsetmiştim: Kanalİzasyon!

Orada, haberlere konu olduğu gibi; kendi kanal veya program izlenme oranının yüksek çıkması için döndürülen dolaplar aynen gösterilmişti.

0 filmi yapanların ve oynayanların, bu işi ne kadar iyi bildikleri, filmin ne kadar gerçekçi olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.

x   x   x

Tabii bu gerçeklik insanı da fena halde karamsarlığa sürüklüyor.

Kurumlardaki ve insanlardaki bozulma boyutlarının ne denli ileriye vardığını gözler önüne seriyor.

Bozulmayan hiç kimse ve hiçbir kurumumuz kalmadı mı diye derin derin düşünmekten insan kendini alamıyor.

x   x   x

ŞİKE YARGIYI BİLE ETKİLEDİ Mİ?

Yukarıdaki haberlerin yer aldığı, 14 Aralık tarihli, NTV akşam bülteninde bir haber daha vardı: İzmir’in Karabağlar karakolunda kendisine şiddet uygulanan Fevziye Cengiz’in, adlî serüveni…

Habere göre; “Cumhuriyet Savcısı tarafından atanan bilirkişilerin ‘yanlı rapor tutarak’ soruşturmayı etkilediği ileri sürüldü. Bilirkişi olarak atanan polis memurları M.D., M.K. ve Ü.D.'nin, kamera görüntülerinin sadece bazı yerlerinden fotoğraflar alarak, soruşturma evrakına yorumlarını ekleyip Cumhuriyet Savcısı'na teslim ettiği dile getirildi. Soruşturma evrakındaki bilirkişi raporlarında, polisin kadını dövmesinden çok, kadının gösterdiği mukavemet yorumlarının yer aldığı ortaya çıktı.”

Bu yapılan açıkça “aldatma” ve “danışıklı dövüş”, yani açık bir “şike” değil mi?

Demek ki, “şike” yargıyı bile etkileyecek kadar derin bir yara!

Demek ki, “adalet” terazisinin en hassas olması gereken noktalarda bile insaf, vicdan, hakkaniyet duyguları aramak müşkül hale gelmiş.

Bozulma korkunç!

x   x   x

TESELLİ KAYNAĞI

Bizi bu kadar karamsar ve kötümser eden ortamda bir teselli kaynağımız var:

Pisliklerin ortaya çıkması, çıkarılması ve soruşturulması…

Reyting rezaleti var fakat hakkında soruşturma da var…

“Karakolda dayak” davasında yargıyı yanlış yönlendirme teşebbüsü olmuş fakat “müteşebbisler” hakkında inceleme de başlatılmış.

Tek teselli ve ümidimiz, artık “hiçbir şeyin gizli kalmayacağı”na dair inancımız!

Tarih: 15.12.2011 Okunma: 663

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Fatih

05.03.2009 - 19:07

İlk olmak çok önemlidir de!!!!!!!! Bu ne ya.......

eşref

09.03.2009 - 18:49

adamlar devrımcı(yani karsıt devrimci) daha ne yorum yapılabilirki Allah bunları tez zamanda basımızdan def etsin (bu ulkeden)amin

Fatih

05.03.2009 - 19:07

İlk olmak çok önemlidir de!!!!!!!! Bu ne ya.......

eşref

09.03.2009 - 18:49

adamlar devrımcı(yani karsıt devrimci) daha ne yorum yapılabilirki Allah bunları tez zamanda basımızdan def etsin (bu ulkeden)amin