Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Geçen yıl da tam bu sıralar Sandıklı’daydım. Geçen bahar şehre girişimizde lale tarlalarıyla karşılanmıştık. O harikulade rengârenk lalelerden etkilenmiş ve “DEVİR LALE DEVRİ” başlıklı yazımızı yazmıştık.
Mahallî iktidarın değişmesinden olacak, bu bahar Sandıklı’da lale bahçeleri yok. Yemyeşil ağaçlar ve çimler var. Her taraf yeşilin bin bir tonuyla bezeli. Lalelerden daha doğal, daha sevimli…
Geçen seneki ziyaretimizde, bilhassa çiftçiyi endişeli ve düşünceli bulmuştuk. Çünkü havalar kurak gidiyordu. Bu seneki bol yağış çiftçinin yüzünü güldürmüş.
Fakat bu sefer de ekonomik durgunluk genel bir endişe yaratmış. Çarşı-pazarda alıcıdan çok satıcı var. Alışveriş hak getire… Neredeyse yaprak kımıldamıyor.
Durgunluk yetmiyormuş gibi, bir başka dert daha var…
Şu son dalga!
12’nci dalga sanki Sandıklı’yı vurmuş! Bu dalganın meydana getirdiği endişe iktisadi bunalımdan daha etkili gözüküyor. Konuşmaların birinci maddesi Profesörlerin tutuklanması… Halkta kızgınlık ve öfke var.
Bu arada, çarşı-pazarda kimse yok da hastane ve sağlık ocaklarında iğne atsanız yere düşmüyor. Milletin morali bozuk… Hasta millet!
* * *
ASKERİYE
Halkın gönlünde Silahlı Kuvvetlerin çok müstesna bir yeri var. Askere büyük bir itimat duyuluyor. Ülkenin güvencesi olarak görülüyor. Her vesileyle bunun vurgulanması memnuniyet verici… Vatandaşın size bunu hissettirmesi ise gurur verici...
Bazı vatandaşların kafasında, ordunun, personeline yeterince sahip çıkmadığı izlenimi var. “Askeriye neden pasif?” diye soranlar oldu.
Hayır, ordu pasif falan değil!
Ordu olması geren yerde…
Milletin ordusu, milletinin hizmetinde…
Ülkenin ve rejimin bekçisi…
Tabii ki memleket sahipsiz değil!
Tahriklere kapılmadan, ağır başlı, tamamıyla uyanık olarak…
Hiç endişeniz olmasın!
Önceki Yazılar