Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Batı, derken ABD ve AB’nin ikisini birden kastediyorum. Bu ikisi 7 yıldır desteklediği, bazılarına göre Türkiye’de iktidara getirdiği ve iktidarda tuttuğu AKP’den artık desteklerini çektiler mi?
Öyle gözüküyor!
Her şeyden önce, İslâm ve Türk’e bakışı gayet menfî olan Rasmussen’in NATO genel sekreteri olarak dayatılması, hükümeti ülkede zor duruma düşürmüştür. Kesinlikle pek çok başka kişi NATO genel sekreteri yapılabilirdi. Hadi yapıldı, özür dileyebilirdi. Özür dilemedi. Hâlbuki Batılılar için “özür dilemek” çok kolaydır. Buna rağmen özür dilemedi. Özür dilese, hiç olmazsa Erdoğan’ın tutunacak bir dalı, söyleyecek bir sözü olabilirdi. Yapmadı.
* * *
Rasmussen olayı esnasında bir söz verilmişti; NATO’da bir genel sekreter yardımcısı Türk olacaktı. Şimdi, bunun da mümkün olmadığını söylüyorlar. Bütün kadrolar doluymuş, yeni bir yardımcı ihdas etmek pahalıya mâl olurmuş.
Çocuk mu kandırıyorsunuz? Bunlara kim inanır? Yardımcılardan birine başka bir görev bulunur, boşalan yere de bir Türk oturtulabilirdi. Zaten onların hepsi formalite görevlerdir. Oradakiler ABD’nin memurudur. ABD ne emrederse onu yapmak zorundadırlar.
Sonra, söz verirken bunun mümkün olmayacağını bilmiyor muydunuz? Neticede, şu sembolik görev bile bir Türk’e çok görülmüştür.
Tabii bunlar Erdoğan’ı iç politikada zor duruma düşürüyor. Karizma çiziliyor.
Bu olayların arkasından, Alman Başbakanı, Fransız Cumhurbaşkanının Türkiye’nin AB’ye girişine karşı muhalefetine, yine birlik içinden yenileri katılmıştır. Meselâ; daha önce Türkiye’nin AB sürecini desteklediğini bildiren Fransız Dışişleri bakanı, Erdoğan’a açıktan cephe almıştır. Buna diğer üye ülkelerden başkaları eklenmiştir.
* * *
ABD’NİN TAVIR DEĞİŞİKLİĞİ
Dün, ABD dışişleri sözcüsü, son Ümraniye operasyonlarını kastederek “bizim için birinci öncelik, bireyin özgürlüğü, özel hayatın dokunulmazlığıdır” dedi. Bu operasyonlar hakkında daha evvel, nereye uzanırsa uzansın hükümet üstüne gitmelidir diye, iktidarı destekliyorlardı.
Galiba başbayanların türbanı da gözlerine batmaya başladı. Biz türbana alıştık, zaten bizim için aşina bir görüntüydü. Fakat Batı yadırgıyor.
* * *
Peki, hükümetin değişmesini isteyen bir vatandaş olarak, Batı’nın bu tutumundan memnun muyuz? Hayır! Memnun olsak bunları yazmazdık.
Biz Batı’nın içişlerimize, siyasetimize karışmasını istemiyoruz. AKP iktidarının değişmesini istiyoruz ama normal demokratik yollardan. Normal seçim süreci içinde… Bu konuda, kimsenin bizi yönlendirmesini arzu etmiyoruz.
Biz kendi işimizi kendimiz görürüz. Gölge etmeyin, başka ihsan istemez.
Önceki Yazılar