Kadınlar kadınları köleleştiriyor
Bugün 8 mart dünya kadınlar günü
Günün kabul edilişinin hikayesini nasıl olsa gün içinde çokça duyup okuyacaksınız.
Ben bu hikayeyi değil, kadınların nasıl kadınları köleleştirdiklerini yazmak istiyorum.
İnsanoğlunun var olması kadına bağlı. Bu var olmanın bağlılığını kadınlar kullanıyorlar. Sonuçta ise kadınlar kullandıkları bu güçle hem cinslerini köleleştiriyorlar.
İnanılması güç bir kısır döngü.
Anneye, sevgiliye, kızına sevgiden yola çıkan erkekler kadınları koruyup kollamak için istenen her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ama sonuçta kadınların tembelliği ile ortaya çıkan sonuçla kadınlar köleleşiyorlar.
Üremeye programlanmış olarak dünyaya gözlerini açan insanoğlunun bu açmazını ne asırlar nede medeniyetler çözemeyecektir. Bu açmazı çözecek olan tek unsur kadınların aklını kullanabilme yetisine kavuşmasıdır.
Erkek, aklı kestiği andan itibaren mezara gidene kadar soyunun devam etmesi için ürettiği spermleri kullanmak için hareket eder. Hiçbir gün geçmez ki erkek üremeyi düşünmesin. Üreme içgüdüsünü tatmin edeceği tek nokta karşı cinstir. Testislerde depolanan spermlerin vücuttan atılması ile sonuç odaklı çalışmaya başlayan erkek beyni kısa bir süre sonra (Bu süre yaşa ve genetik olarak soya çekimle doğrudan ilgilidir.) tekrar üreme arayışına döner.
Bu arayışa döndüğü noktada yine arayışı karşı cinstir.
Kadın ise adet süresine bağlı olarak, Adet süresinin ortalamasını 26 gün olduğunu unutmadan; her adet döngüsünün sadece 24 ila 72 saatlik bölümünde üreme arzusu ile erkek arayışındadır. Yani saat üzerinden hesaplarsak ömrünün ortalama 330.000 saatlik kısmında üreme erkine sahip kadın; bu 330.000 saatin sadece 12.000 saat civarında olan zamanını üreme iç güdüsü ile geçirir. Kalan ömründe ise sürekli üretime hazır haldedir. Üreme iç güdüsü yoktur. Korunma ve kollanma iç güdüsü ile hareket eder. Korunma ve kollanma iç güdüsünün dışa yansıması kadının gücüdür. Kadın bu dönemlerde çevresinde bulunan kadınları köleleştirmek için bilinçaltından uğraş verir.
Bilinçsiz bir şekilde oluşturulan bu uğraş sonucu kendi erkeğini koruma iç güdüsü ile hareket eden kadınlar, kısır döngüye giren bir süreçle kadınları köleleştirme uğraşı verirler.
Toplumlarda oluşturulan imaj hep şudur. Erkek kıskanç olur. Kadın erkeğe göre daha az kıskançtır. Ben bu görüşe katılmıyorum. Kadının konumu ne olursa olsun yaşadığı ortalama 12.000 saatlik dönem hariç kadın erkekten daha kıskançtır. Sadece bu 12.000 saatlik evrede erkekle aynı içgüdüleri paylaşır. Kalan zamanında kadın sürekli korunma kollanma içgüdüsü ile hareket eder.
Yazdığım her yazı ile okuyanların bir şeyler anlamasını, hayatlarında elle tutulur, gözle görülür uygulamalar yapabilmelerini arzuluyorum.
Bu satırları okuyan herkesten yazdıklarımı düşünmelerini istiyorum.
Dünya kadınlar gününde bu kısır döngünün ortadan kalkması için neler yapabileceklerini birde bu açıdan düşünmelerini istiyorum.
Saygılarımla