TESLİMİYET ÇÖZÜM DİYE YUTTURULUYOR

İsmail Hakkı CENGİZ - 25.04.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


“İDDİA” DEĞİL İFTİRA

 

Yapmadığınız bir eylemden dolayı sizi suçlarlarsa bunun adı “iddia” değil, doğrudan doğruya “İFTİRA” olur. Öncelikle, bunun bilincinde olmak lâzım.

Soykırım iftirasından Karabağ işgaline, bayraklarındaki Ağrı Dağı simgesinden toprak taleplerine kadar Ermenistan’la aramızdaki meselelerden dolayı, 1993’te sınırı kapattık. Bu tedbir o kadar etkiliydi ki, Ermenistan bitme noktasına geldi. Ülkenin sosyal ve ekonomik yapısı felç oldu. Kendi vatandaşları ülkeyi terk etmeye başladı. 1993’te 3,5 milyon olan nüfusu, bugünlerde 2 milyonun altına indi.

 

Ermenistan öylesine sıkıştı ki, bütün iftiralarından vazgeçecek, Azerî kardeşlerimize ait olan Dağlık Karabağ’dan çıkacak noktaya geldi. İşte, o Ermenistan bu kadar sıkışmışken, can simidini bizzat onun en fazla düşmanlık ettiği ülke uzatıyor. Türkiye! Kapıyı açacağını ilan ediyor.

*                        *                      *

Bize, “siz çözüm istemiyor musunuz?” diye soruyorlar. Biz elbette çözüm istiyoruz. Barış istiyoruz. Fakat eşit şartlarda… Gerçekten dostane duygularla…

 

AKP iktidarının çözüm diye sunduğu, 72 milyonluk Türkiye’yi, 2 milyonluk Ermenistan’ın iradesine teslim etmenin neresinde eşitlik var? Neresinde samimiyet var? Dostluk, iyi niyet nerede?

 

Medya da teslimiyet konusunda hükümetle işbirliği içinde… Hükümetin “Ermenistan açılımı”nı zafer nidalarında takdim ediyorlar. Görüşmelerde Ermenistan “soykırım iddialarını” önkoşul olarak öne sürmeyecekmiş. Bu, Ermenistan tarafının bir iyi niyet adımıymış! Çözüm istediğinin kanıtıymış!

 

Hale bakar mısınız? Sanki himmetine muhtaç olduğumuz çok büyük bir devlet, lütfetmiş; “soykırım iddialarını” önkoşul olarak öne sürmeyecekmiş.

 

Eeee, sen kendi büyüklüğünün, kendi gücünün, coğrafî ve askerî değerinin farkında olmazsan…

 

Türk ne demek, Azerî ne demek ve dahi Ermenistan ne demek bunun şuurunda olmazsan…

 

Koca bir devleti rüzgârın önünde, bilhassa Atlantik’ten esen rüzgârın önünde sürüklenen kayık gibi görürsen…

 

Elin adamı tabii ki seninle oyuncak gibi oynar.

 

Sen de teslimiyeti çözüm sanırsın!

*                        *                      *

HAKARET, ZAFER DİYE TAKDİM EDİLİYOR

 

Bu arada, Ermenistan’da, “soykırımı anma” törenleri düzenleniyor. Törenlerde Türk bayrakları yakılıyor. Türk TV’leri, olayları “1915 kurbanları anıldı!” diye veriyor. Sınırda bir Azerî asker şehit ediliyor, medyada haber olamıyor.

 

Aynı gün, ABD Başkanı “1915’te bir buçuk milyon ermeni katledilmiştir.” diyor. Konuşmadan 5 dakika sonra, oralarda yaşayan bir gazeteci Habertürk ekranlarında, “bu yine de bir zaferdir!” diyebiliyor. Şu köksüzlüğe, cibilliyetsizliğe, hamakata bakın! Ulan, adam, atalarına küfür, sana hakaret ediyor! Senin yüzüne tükürseler, “yağmur yağıyor, Yarabbi şükür!” dersin.

 

Teslimiyet çözüm, hakaret-iftira zafer diye yutturulmaya çalışılıyor. Yersek!

 

 

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 25.04.2009 Okunma: 670

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?