Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Başbakan
Erdoğan, Azerî vekillerin Türkiye’deki temasları için ”fitne” demiş.
Kimmiş bu
“fitne”ciler, yakından tanıyalım, hele!
“Azerbaycan’da Türklük anlayışı gerçekten Türkiye’den çok
daha ileri ve gelişmiş durumdadır. Bu gerçeğin en güzel ciheti de odur ki,
Azerbaycan Türkleri bu anlayışı hissiyatın da ötesinde entelektüel bir seviyeye
kaldırmışlardır. Bu işin felsefesini geliştirmişlerdir. Bolşevikliğin en şedit
zamanlarında Türklük bayrağını kalplerinde her şeyden üstün tutmuşlardır. ‘Türk’
ve ‘İslâm’ kavramlarının ağza alınması korkunç kovuşturmalara müncer olduğu
devirlerde Azerbaycan’da öyle şair, yazar, âlim ve sanatkârlar vardı ki,
eserlerinde bu iki kelimeyi hiç kullanmaksızın, Türklük ve Müslümanlık şuurunu
envai çeşit mevhumu kullanarak uyanık tutmayı başarmışlardır.”
Yukarıdaki
satırları, Eylül 1992’de, Türk Edebiyatı dergisinde, Alman asıllı bir Türk olan
Ahmed Schmide yazıyor.
İşte, Erdoğan,
Türkiye ziyaretlerindeki şuurlu sözleri, uyanık duruşları, mükemmel Türkçeleri,
bilgi birikimleriyle Schimide’’in 17 yıl önceki tespitlerinin ne kadar isabetli
olduğunu bütün Türk milletine kanıtlayan Azerî kardeşlerimiz için “fitne”ci
diyor.
Bir kere daha
görüyoruz ki, bu iktidardaki en büyük eksiklik şuur eksikliği…
Türklük şuuru,
vazife şuuru, insanlık şuuru…
Azerî milletvekilleri fitneci ha… Bunu Türkiye
Cumhuriyeti’nin Başbakanı söylüyor! Ne diyelim? Atsız Hoca’nın tabiriyle “baht utansın”!
* * *
OKŞAMA OBAMA
Azerî
vekillerin temasları için “fitne” diyen Başbakan; Ermeni iftiracılarının
türküsünü çağıran Obama’ya “okşanacak
bebek değiliz” diye cevap vermiş!
Bu sözlerden,
Sayın Başbakan’ın okşanmaktan hoşlanmadığı gibi bir izlenim çıkıyor. Hâlbuki
okşama bir sıcaklığın, samimiyetin, memnuniyetin ifadesi… Heyecan ve coşkunun
dışa vurumu…
Tabii ki
birisini okşamanız için onunla mahrem olacak kadar yakınlaşmanız lâzım. Eğer
okşadığınız kişiyle aranızda öyle bir yakınlık yoksa onun adı “okşama” değil, “taciz”dir
. Kavgaya, hattâ cinayete bile sebep olabilir.
Aradaki farkı
çok iyi tayin etmek lâzım… Allah muhafaza!
Yalnız…
Bu “okşama”
söylemleri bize bir sahneyi hatırlattı. Türkiye ziyareti esnasında, Erdoğan
Obama’yı Başbakanlığın merdivenlerinde karşılarken elini sıkmakla kalmıyor,
avucuna alıp okşuyor. Bu okşamadan her iki siyasetçi de son derece hoşnut
gözüküyor. “Gözüküyor” ama Obama da içinden “okşanacak bebek değilim” dedi mi, bilemiyoruz.
O gün Erdoğan
Obama’yı okşamıştı. Bugün de Obama Erdoğan’ı okşuyor.
Yani,
Obama’nın yaptığı bir iade-i okşama!
Nezaketen.
Önceki yazılar