AZERÎLERDEKİ TÜRKLÜK ŞUURU, FİTNE VE OBAMA

İsmail Hakkı CENGİZ - 29.04.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


 

Başbakan Erdoğan, Azerî vekillerin Türkiye’deki temasları için ”fitne” demiş.

 

Kimmiş bu “fitne”ciler, yakından tanıyalım, hele!

 

“Azerbaycan’da Türklük anlayışı gerçekten Türkiye’den çok daha ileri ve gelişmiş durumdadır. Bu gerçeğin en güzel ciheti de odur ki, Azerbaycan Türkleri bu anlayışı hissiyatın da ötesinde entelektüel bir seviyeye kaldırmışlardır. Bu işin felsefesini geliştirmişlerdir. Bolşevikliğin en şedit zamanlarında Türklük bayrağını kalplerinde her şeyden üstün tutmuşlardır. ‘Türk’ ve ‘İslâm’ kavramlarının ağza alınması korkunç kovuşturmalara müncer olduğu devirlerde Azerbaycan’da öyle şair, yazar, âlim ve sanatkârlar vardı ki, eserlerinde bu iki kelimeyi hiç kullanmaksızın, Türklük ve Müslümanlık şuurunu envai çeşit mevhumu kullanarak uyanık tutmayı başarmışlardır.”

 

Yukarıdaki satırları, Eylül 1992’de, Türk Edebiyatı dergisinde, Alman asıllı bir Türk olan Ahmed Schmide yazıyor.

 

İşte, Erdoğan, Türkiye ziyaretlerindeki şuurlu sözleri, uyanık duruşları, mükemmel Türkçeleri, bilgi birikimleriyle Schimide’’in 17 yıl önceki tespitlerinin ne kadar isabetli olduğunu bütün Türk milletine kanıtlayan Azerî kardeşlerimiz için “fitne”ci diyor.

 

Bir kere daha görüyoruz ki, bu iktidardaki en büyük eksiklik şuur eksikliği…

 

Türklük şuuru, vazife şuuru, insanlık şuuru…

 

Azerî milletvekilleri fitneci ha… Bunu Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı söylüyor! Ne diyelim? Atsız Hoca’nın tabiriyle “baht utansın”!

*                        *                      *

OKŞAMA OBAMA

 

Azerî vekillerin temasları için “fitne” diyen Başbakan; Ermeni iftiracılarının türküsünü çağıran Obama’ya “okşanacak bebek değiliz” diye cevap vermiş!

 

Bu sözlerden, Sayın Başbakan’ın okşanmaktan hoşlanmadığı gibi bir izlenim çıkıyor. Hâlbuki okşama bir sıcaklığın, samimiyetin, memnuniyetin ifadesi… Heyecan ve coşkunun dışa vurumu…

 

Tabii ki birisini okşamanız için onunla mahrem olacak kadar yakınlaşmanız lâzım. Eğer okşadığınız kişiyle aranızda öyle bir yakınlık yoksa onun adı “okşama” değil, “taciz”dir . Kavgaya, hattâ cinayete bile sebep olabilir.

 

Aradaki farkı çok iyi tayin etmek lâzım… Allah muhafaza!

 

Yalnız…

 

Bu “okşama” söylemleri bize bir sahneyi hatırlattı. Türkiye ziyareti esnasında, Erdoğan Obama’yı Başbakanlığın merdivenlerinde karşılarken elini sıkmakla kalmıyor, avucuna alıp okşuyor. Bu okşamadan her iki siyasetçi de son derece hoşnut gözüküyor. “Gözüküyor” ama Obama da içinden “okşanacak bebek değilim” dedi mi, bilemiyoruz.

 

O gün Erdoğan Obama’yı okşamıştı. Bugün de Obama Erdoğan’ı okşuyor.

 

Yani, Obama’nın yaptığı bir iade-i okşama!

 

Nezaketen.

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 29.04.2009 Okunma: 672

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?