Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Hepimiz
anladık ki, Erdoğan’ın kendisine mistik bir güveni var. Hayat safahatı da bu mistik
inancı ve güveni pekiştirmiş.
Liderlerine
mistik inanç ve güven AKP ileri gelenleri ve teşkilatında da vardı. Tâ ki, 29
Mart’a kadar!
1994’te
başlayan yükseliş 2009’a kadar sürdü. Seçimlerde alınan sonuçlar; bilhassa
2007’de alınan sonuç müthişti. İlerisi için de büyük ümit veriyordu.
Nitekim 29
Mart’a yaklaşırken, beklenti % 52’lere çıktı. En kötümser tahminler 47’nin
bir-iki puan altıydı. Çünkü Erdoğan’ın “esrarlı”, bir bakıma “ilahî” bir gücü
vardı ve asla gerilemezdi.
Ama geriledi.
Hem de 8 puan birden. Üstelik psikolojik sınır sayılan 40’ın altına indi. Balon
söndü.
Adana, Antalya, Manisa gibi çok önemli “mevziler”
kaybedildi. Manisa Arınç’ın memleketi olduğu için ona ses çıkaramadı. Ama Adana
için “yüz karası seçim!”, Antalya
için “çok ama çok şaşırdım” sözleri
Erdoğan’ın nasıl bir ruh hali, ne derin bir hayal kırıklığı içinde bulunduğunu gösteriyor.
Peki, bundan
sonra oylar yeniden yükselir mi?
Mehmet Barlas
bile, işbaşındaki her iktidar zaman
içinde yıpranır, derken…
Mümkün mü?
Tabii ki
mümkün değil!
* * *
İktidarda
geçen uzun yıllar, AKP’nin eğitimde,
iktisatta, güvenlikte, dış politikada, adalet ve sosyal adalette, kültür ve
sanatta millete verebileceği hiçbir şeyin olmadığını ispat etmiştir.
Memlekete
hiçbir şey vermeyen iktidar her geçen gün yıpranacak, eriyecektir. Bunu
durdurmaya imkân ve ihtimal yok!
Normal olarak
yok!
* * *
Kendilerine
göre 2 çıkış yolu var: Birincisi, çekirdek oylarını kaptırdıkları ve kaptırmaya
devam ettikleri Saadet Partisi’nin önünü
kesmek! İkincisi, askerle uğraşmak, orduyla çatışmak… Askeri tahrik etmek…
Neticede askerin “mağdur” ettiği
veya askeri “gerileten” bir
görüntüyle siyasî getiri elde etmek...
Kaybedilen puanları geri almak!
Arınç’ın
hükümete alınması, öne çıkarılması bir taşla 2 kuş vurma hesabına yöneliktir.
Nitekim
Arınç’ın hükümete alınmasıyla birlikte SP Genel Başkanı Kurtulmuş ne dedi? “Arınç’ın
bakan yapılması bizim başarımızdır.”
Doğru değil
mi?
Askere gelince…
Askerin bu basit tuzağı göreceğini ve tuzağa düşmeyerek hesabı bozacağına
inanıyoruz.
Önceki
yazılar