CÜMLE VE İNSAN, Cemil Meriç

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 12.05.2009



Cemil Meriç

Kısa cümle, aydınlık cümle…ne demek? Ne kadar kısa, kimin için aydınlık? Fikri balta ile belinin ortasından kesmek…

Sanat adamı, beyninin çizgileri herhangi bir orangutanınkini hatırlatan ve asırlardan beri mihaniki bir intizamla aynı jestleri, aynı kelimeleri tekrarlamak için yaratılmışa benzeyen, adeta ölüp dirilen, hep aynı inanmışçasına, tarihsiz, macerasız, vakasız –daha doğrusu ancak zoolojik nevilerinkine benzeyen bir tarihe konu olabilen-, bir alay oduncuya, bakkala ve üniversiteliye numaralar beğendirmek zorunda olan bir panayır cambazı mıdır?

Nerkisi’lerin nesri, cümleden mânâyı kovduğu, daha doğrusu kelimelerden stalaktit ve stalagmitler imal eden cansız bir kalıplar yığını olduğu için öldü. Chateaubriand yaşıyor, neden? Üslubu daha az mı girift, daha az mı yapmacıklı? Yoo, ama içinde insan var, insanın sıcaklığı, heyecanı, tereddüdü, cakası, pozları, yalanları var.

Düşüncemize istikamet veren; ayak takımı. Diplomalı ayıların emr-i yevmileriyle akl-ı selimin suratına tükürmekte yarış ediyoruz. Dili mahvettik, cümleyi mahvettik. Unutuyoruz ki cümle, bir düşüncenin, doğan, büyüyen bir düşüncenin, dal budak salan bir düşüncenin fotoğrafı. Tohum bu, patlayacak, filizleşecek, ağaç olacak dal verecek, yapraklaşacak, yaprak dökecek, çiçek verecek, meyveleşecek. Balzac’a bakın, Sartre’a bakın, Proust’a bakın…

Cümle bazen çığlıktır, bir şimşek pırıltısıdır, yanar söner. Ama her fişkir bir şimşek değildir ki, bocalayışları, arayışları, kendi kendini düzeltişleri, çeşitli tecrübeleri ile bütün bir arayış… Sonra kendi dillerinden bile habersiz bir alay hödük, bir alay gogmagog cümleyi yok etmekte, dili, bir papağanın, namuslu birt papağanın dahi, tekrarlamaya tenezzül etmeyeceği garip ve müteneffir bir gıcırtıya, testere gıcırtısına, diş gıcırtısına benzeyen bir düzine sese.. irca etmektedir…

*                         *                      *

KELİMELER

Binbir kalıba bürünen İblis, kelimelerde tecelli ediyor. Kelimeler mi? iblis’in en pespaye, en hödük yamağına şeref vermeyecek bir tecelli bu. Ruhta pis bir koku bırakarak duman olmalarından anlıyorum ki, bu kalp harf ve ses kümeleri İblis’in fani bir enkarnasyonu. Habis suratlarına mürekkep hokkasını fırlatacak Martin Luther nerede?

*                         *                      *

KİTAPLAR

Kalbi ver kitapların, onları bir kerhane sermayesi gibi haşin parmaklarınla mıncıkladın mı senin oldular sanıyorsun. Gaflet. Senin olan, sadece on dakikalık tenleri. Konuşmaz seninle kitap, o bir basamak değildir, sırtına binip ikbale tırmanamazsın. Tırmanmaya tırmanırsın ama, Kapitol’den Tarpea’ya fırlatılmak için.

Kahrını çekeceksin kitabın, hizmetinde bulunacaksın. Senelerce, senelerce hiçbir şey beklemeden diz çöküp emirlerini dinleyeceksin… Adam vardır, Aristo’yu Atina kerhanelerinin adresini sormak için, köşe başında bekler. Adam vardır, kenef süpürtür Venüs’e. Ve kitabı, ağzına kadar ruhla dolu kutsal bir emanet olarak değil, maddi refahına hizmet edecek bir hüddam olarak görür.

1963

Arşiv

Tarih: 12.05.2009 Okunma: 791

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?