Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Şırnak’a bağlı, Habur sınır kapısındaki, polisle
vatandaş arasındaki alavere’yi televizyonlardan izlemişsinizdir. Kamera
polisin! Polisi, yine polis çekmiş.
Ekrana, polisle vatandaş arasındaki ilginç konuşmalar
yansıyor. Polis:
— Allah’ın
adını andım. Bozma( bozuk para
verme, demek istiyor herhalde)… Şu
sarıyı ver(galiba 50 liradan bahsediyor).
Sonra, çeşitli pozisyonlarda alınan ve çeşitli
yerlere el çabukluğuyla sokuşturulan paralar…
* * *
Allah’ın
adını anarak para aldığına göre; polisin
bu alışverişte bir anormallik görmediği belli. Belki de, makbul görüyor!
Polis memuru, görüntülerin bir yerinde vatandaşla
helalleşir gibi… “İçine sinmiyorsa verme!”
diyor. Yani insaflı! Herhangi bir zorlama yok.
Sonra, vatandaşla polis memuru arasında bir samimiyet
de var. Parayı alıp işlemi bitirip, pasaportu vatandaşa uzatırken, “Haydi hayırlı olsun, vatana, millete!”
diyerek uğurluyor.
* * *
Dikkat ettiyseniz, yukarıda “rüşvet” kelimesini hiç
kullanmadım. Çünkü ekrana yansıyan alaverenin rüşvet olduğundan emin değilim.
Neden, derseniz?
Dünkü gazetelerde şöyle bir haber vardı: Keçiören Tapu Dairesi'nde Vatandaşlardan Alınan
Paralar Nedeniyle Açılan Davada Mahkeme Bu Ödemeleri 'Rüşvet' Olarak Kabul
Etmedi.
Ne kabul etti?
Bahşiş!
Bu durumda insanın kafası karışıyor…
Habur sınır kapısında, polisin kamerayla
meslektaşlarını çektiği alavere görüntüleri “rüşvet” mi, “bahşiş” mi?
Gerçi, dün gazetelere yansıyan yargı kararından,
bahşişin de yasak olduğunu öğreniyoruz.
Fakat cezası hafif!
* * *
Cezanın hafif-ağır olması bir yana…
Bahşiş veya
rüşvetin dinî hükümlerdeki yeri nedir?
Biliyorsunuz, TV kanallarının neredeyse tamamında,
vatandaşı dini konularda aydınlatan programlar var. Vatandaş soruyor, uzmanlar
cevaplandırıyor. Bu programlarda “rüşvet” ve “bahşiş”in dindeki yerini merak
eden bir yurttaşa rastlamadım. 40 küsur yıldır Cuma’larda; bir vaazda veya
hutbede de bu konuda aydınlatıldığımızı hatırlamıyorum.
Hâlbuki çok mühim… Sosyal ve ekonomik hayatımızı çok
fazla etkileyen hususlar. Bu konularda hiçbir soru işareti kalmayıncaya kadar,
dipli köşeli bir açıklamaya ihtiyaç var.
Hele şimdi, Allah’ın adı da işe karışınca, ayrıntılı
bir açıklama kaçınılmaz oldu.
Önceki
yazılar