Yakında “Anneler Günü” var ya; faaliyetler şimdiden başladı.
Anneler günü etkinlikleri içinde en dikkat çekeni “Yılın Annesi”nin seçilmesi…
Bazı kadın dernekleri, kuruluşlar bir araya gelip bir anneyi yılın annesi seçiyorlar. Anneler günü akşamı da memlekete ilan ediyorlar. Seçilen anneye bakıyoruz, hakikaten yılın annesi olmayı hak etmiş, diyoruz. Karşımızda, çok sıkıntılar çekmiş, çocuğu veya çocukları için büyük fedakârlıklar yapmış bir anne görüyoruz.
---------------------------------------------------------------
1994 sensinde de yine bu esaslara göre seçilen bir anne, bugünlerde bir kadın programının başrollerinde. O yıllarda hem feragat ve fedakârlığından ötürü, hem de bir yetiştirme yurdundan aldığı bir çocuğa annelik ettiği için, kendisine 94’te “Yılın Annesi” unvanı verilmiş.
Peki, 14 yıl sonra neden kadın programlarından birinde başrolde?
Hakkında ağır suçlamalar varmış. Geçen süre içinde, söz konusu annenin evini polis tam 9 kere basmış. Biliyorsunuz, polis bir eve keyfî olarak giremez. Savcının görev vermesi lâzım. Savcı da, bildiğimiz kadarıyla ciddi iddialar olmadan, polise bir konuta giriş izni vermez.
Gerçi, polisin son gittiğinde, evde çok sayıda kadın varmış ve kadınlar “Günümüz var, sıra … hanımdaydı. Onun için buradayız.” demişler.
Ben işin polisiye tarafında değilim. Fakat bu olaydan yola çıkarak, “Yılın Annesi” seçiminin saçmalığını göstermeye çalışıyorum.
-------------------------------------------------------------------
Saçmalık en başta şurada: Siz, bir anneye “yılın Annesi” payesi vermekle bir anneyi onurlandırıyorsunuz. Tabii o anne gerçekten onurlanmış oluyorsa! Ama o annenin dışındaki bütün anneleri rencide ediyorsunuz.
Bütün dünya kabul eder ki; bir annelik içgüdüsü vardır. Bu içgüdü, her hal ve şartta çocukları korumayı, onlar için tereddütsüz ölümü göze almaya kadar varan feragat ve fedakârlığı emreder. Bu duygu her annede vardır.
Diyeceksiniz ki, bebeğini cami avlusuna bırakan annelere, hatta bebeğine işkence yapan annelere ne buyrulur?
Çocuğunu terk eden anne, onu yüreğinden bir parça kopararak terk etmek zorunda kalmıştır. Büyük bir ihtimalle kendisinin onu koruyamayacağını, toplumun koruyabileceğini düşünerek ondan ayrılmaktadır.
İşkenceye gelince… Bırakın kendi çocuğunu, düşmanına bile işkence yapmaya kalkışan kişi sağlıklı değildir ki!
Sağlıklı olmayan, ruhen hasta, tedaviye muhtaç bir annedir o. Ve böyle anneler çoook nadirdir. Böyle bir olay, milyonda bir annede bile görülemeyecek bir durumdur.
Vakit varken, buradan kadın kuruluşlarına, derneklerine sesleniyorum. Bırakın şu “Yılın Annesi” seçme saçmalığını. Deyin ki, bütün anneler yılın ve yüzyılın annesidir.
Tebessüm
İyilik Sever Teyze
Tur otobüsü sürücüsünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını çevirmiş, bir
bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta. Teşekkür ederek
almış bademleri ve yemiş.
15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar sürücünün omzuna dokunup bir avuç daha badem
vermiş ve bu ikramı 5 kere daha yapınca
”Zahmet ediyorsunuz efendim.' demiş saygılı sürücü,” Hep bana yedirdiniz. Biraz
da kendiniz yesenize.'
”Çiğneyemiyorum evladım...” demiş yaşlı kadın, “Dişlerim yok.”
”Niye satın alıyorsunuz o zaman?”
”Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!”