Oy
gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Eski başsavcı Reşat Petek, AKP’ye ve Fethullah Gülen cemaatine yönelik alınması öngörülen tedbirleri sıralayan, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ başlıklı belgeyle ilgili olarak Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nin yayın yasağı koymasına karşı böyle tepki gösteriyor: “Askerî hâkimin yayın yasağı facia!”
Söz konusu yasağa karşı tepkiler çığ gibi…
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı: “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, ifade özgürlüğünü ve halkın bilgilenme hakkını sınırlayan yayın yasaklarına ilke olarak karşıdır. Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nin yayın yasağını da bu kapsamda değerlendirmektedir.”
Oktay Ekşi (Basın Konseyi Başkanı): “Mahkemenin verdiği kararı, gerçekleri öğrenme hakkına taban tabana aykırı bir karar olarak görüyorum. Demokratik bir sistemde gerçeklerin öğrenilmesini engelleyecek bu karar, kabul edilebilir nitelikte değildir.”
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı: “Bu yasak bana olağanüstü hal dönemini, darbeleri, 12 Eylül’ü çağrıştırıyor. Basın gizli olanı, halkın alamayacağı fakat bilmesi gereken bilgileri vermekle yükümlü.”
Vatan Gazetesi başyazarı Güngör Mengi: “Sansürü kaldırın. Yayın yasağı sansür uygulamaktır. Sansürün amacı karartma yapmaktır. Bu çağda halkı karanlığa mahkûm etmek en ağır insan hakları ihlâlidir. Gerçeğin dolaşımını ve toplumun özgürce tartışma yapmasını önlemek iyi niyetle, doğru amaçlara hizmetle asla izah edilemez. Çünkü sansürden doğacak iyilik yoktur ve olamaz.”
Daha
pek çok var ve arkası da gelecek. Tabii bunlar içinde en mühimi Başbakan Yardımcısı
Arınç’ın da olması… Arınç da mahkemenin
yayın yasağına karşı çıkıyor.
Bu görüşlerin hepsine hak veriyoruz.
Doğruları yayın yasağı olmamalı.
Lâkin
aklımıza başka bir davaya konulan yayın yasağı geliyor: Deniz feneri soruşturmasına.
Yukarıda
sayılan sakıncalar, Deniz Feneri’ne getirilen yayın yasağı için geçerli değil
mi?
Neden bu kahraman hak ve hukuk severler, Deniz
Feneri’ne konan yayın yasağı için tek kelime etmiyorlar?
Çok garip!
Deniz Feneri
soruşturmasına yayın yasağı geldiği zaman hoşuna gidiyor, Subaylarla ilgili
soruşturmaya yayın yasağı gelince canın sıkılıyor. Her iki davada da yasağın yanlış olduğunu savun ki,
samimiyetine inanalım.
Sonra, hâkimler kafalarına göre yasak koymuyorlar ki!
Kanunlardan aldıkları yetkiyle yasak getiriyorlar.
Sen TBMM olarak yasakları kaldırırsan, zaten hâkim de
yasak getiremez.
Hani sizin bir
“3 Y”niz vardı… Yoksulluk,
Yolsuzluk, YASAKLAR… 7-8 sene evvel iktidara gelirken dilinize pelesenk etmiştiniz…
Bunları bitirecektiniz.
Ne oldu? 7 senedir ne yaptınız? Hepsi yerinde
sayıyor…
Yerinde saysa iyi, hepsi etkilerini artırarak
hükümlerini sürdürüyorlar. Gırtlağımızı sıkarak, toplumu yozlaştırarak,
istikbalimizi karartarak…
* * *
HADİSE NEDİR?
Olayı en isabetli biçimde Fethullah Gülen özetliyor: Gülen, "Kim
bilir, belki de düşünceleri kirli bir kısım kimseler yaptıkları çirkinlikleri o
müessese üzerinden yaparak, ordumuzu karalamaya ve halkın nazarından düşürmeye
çalışmaktadırlar." dedi. (14 Haziran 2009 tarihli gazeteler)
Hadise budur. Bu kadar
açıktır.
Önceki yazılar