KRİZ NEREDE VE KRİZ KİME?

İsmail Hakkı CENGİZ - 20.07.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


11/12 Temmuz cumartesi gecesi, İzmir’den Bolu’ya gittik. Tam bir hafta sonra aynı yoldan aynı saatlerde döndük. Giderken dikkatimizi çeken bir durum yoktu. Fakat dönerken, yoların aşırı kalabalık olması dikkatimizi çekti.

 

Söz ettiğimiz yolun, Yalova-İzmir arasındaki bölümü; aynı zamanda İstanbul-İzmir yolu… Bu yoldan yıllardır, çeşitli mevsimlerde geçtiğimiz için mukayese edebiliyoruz: Söz konusu yol üzerinde, hiçbir zaman 18/19 Temmuz Cumartesi gecesi gördüğümüz kadar yoğun bir araç trafiğine şahit olmadık.

 

Yoğunluk sadece araç trafiğinde değildi; sabahın 02’sinde, 03’nde yol boyunca lokantalarda yemek yiyen kalabalıklar gördük. Eskiye göre, şahit olduğumuz bu yoğun hareketlilik, krizde olan bir ülke için fazla gibi geldi bize.

*                        *                      *

19 Temmuz sabahı İzmir’e indik, bir gazete aldık. Gazetenin okunacak yerleri bittikten sonra reklâmları gözümüze çarptı… Doğal olarak, en fazla turistik otellerle ilgili reklâmlar vardı. Yüzlerce otel… Oda ücretlerine bir baktık ki, dudak uçuklatan rakamlar… Fiyatları biz yazmayalım da, siz herhangi bir gazeteden bakıverin, bir zahmet! Biliyorsunuz, bu ücretler yerli turist için… Yabancı turiste daha farklı ve uygun tarifeler uygulanıyor.

 

Belli ki bu rakamlarla tatile çıkıp, o tatil yörelerinde kalan on binlerce insan var. Öyle olmasa, ücretler bu kadar uçuk olur mu? Doğrusu şaştık kaldık! Bu nasıl kriz, bu nasıl ve ne kadar bol yerli müşteri? Müşterinin bol olduğu açık! Çünkü yeterli müşteri olmasa fiyatlar düşerdi.  

 

Buradan çıkan sonuç; demek ki çok önemli bir kitle için kriz diye bir şey söz konusu değil!

*                        *                      *

Hâlbuki yanımızda-yöremizde insanların, esnafın yaşadığı sıkıntıyı yeri geldikçe sizinle paylaşmıştık. İzmir’de ve Sandıklı’da siftah yapmadan akşamı eden, hatta işyerini kapatan esnaflar olduğunu yazmıştık.

 

Geçen hafta da, hiç aklımızda olmayan 2 ilimizi görmek ve gözlemlemek fırsatımız oldu. Bolu ve Düzce…

 

Bolu’yu Pazar günü gördük… İnanılmaz tenhaydı. Caddeler, sokaklar gün boyu bomboştu. Tam bir kriz havası vardı.

 

Müteakip Cuma ve cumartesi günü Düzce’deydik. Burada ise aşırı bir hareketlilik gözümüze çarptı.

 

Düzce’de, TEMA’ya Mobil Eğitim aracı yapan ve bize eğitim veren şirket yetkilileriyle molada, çay içerken biz bir şey demeden söz “ekonomik kriz”e geldi. “Siz krizden nasıl etkilendiniz?” diye sorduk. “Abi, geçen sene 10 adet tır dorsesi yapmıştım, bu sene sadece1 tane geldi. Bir de, daha önce yaptığımız işlerin parasını almakta sıkıntılarımız var, çeklerimiz ödenmiyor, biz de borcumuzu ödeyemiyoruz.” Cevabını aldık

 

Biz, şehirde gördüğümüz hareketlilikten bahsedince, bizi şehir merkezinden sanayi sitesine taşıyan servis şoförümüz söze karıştı: “Sizin gördüğünüz hareketlilik, şehirde biraz Almancı var da ondan. Yoksa Düzce bitik, Fındığımız var, para etmiyor!” Şoförümüz çok karamsardı. Gözlemlerimiz bundan ibaret değil, yeri geldikçe bahsedeceğiz.

 

İşte ülkeden kriz manzaraları…  Krizden kimi öyle etkileniyor, kimi böyle!

 

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 20.07.2009 Okunma: 706

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

09.06.2009 - 23:08

Muhterem dostum ve kardeşim. Kerndime söz verdim siyasetin sesini bile ağzıma almayacağım. Bunun için yazınıza yorum yazmıyorum.Sakın ola taraf olduğum anlamuna almayın lütfen. Siz kardeşim beni anlarsınız umarım. Uzun zamandır Antolojiden uzaktım. Birkaç gündür de Sizlere ulaşamıyorum. Ancak nasip bu güne imiş. Size yeniden merhaba diyor selam, sevgi ve saygılar sunuyorum. Seyfeddin Karahocagil

Seyfeddin Karahocagil

09.06.2009 - 23:08

Muhterem dostum ve kardeşim. Kerndime söz verdim siyasetin sesini bile ağzıma almayacağım. Bunun için yazınıza yorum yazmıyorum.Sakın ola taraf olduğum anlamuna almayın lütfen. Siz kardeşim beni anlarsınız umarım. Uzun zamandır Antolojiden uzaktım. Birkaç gündür de Sizlere ulaşamıyorum. Ancak nasip bu güne imiş. Size yeniden merhaba diyor selam, sevgi ve saygılar sunuyorum. Seyfeddin Karahocagil