Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Okullar mutlaka cazip eğitim
merkezleri haline getirilmeli… Öğretmenlerin ve öğrencilerin çok sevdikleri
ilim-irfan yuvaları olmalı… Bilhassa öğrenci, her sabah koşa koşa okuluna
gitmeli… Ayrı kaldığı zaman okulunu özlemeli.
İlköğretim mecburî olduğuna
göre; öğrencinin ihtiyacı olan her şey devlet tarafından karşılanmalı. “bağış”
denilen nesne ilköğretimde artık tarihe karışmalı… Bu konuda hiçbir mazeret öne
sürülmemeli.
Hem öğrencilerin zarurî
ihtiyaçları olması bakımından, hem de okulu daha cazip kılacağından dolayı, ilköğretim talebelerine öğle yemeği
verilmeli! Bu fikrin mucidi biz değiliz. İlköğretimde öğle yemeği; Amerika
Birleşik Devletlerinde 1946’dan bu yana uygulanıyormuş. Maksat; her Amerikalı
çocuk, her gün, en azından bir öğünde “iyi
yemek” yesin ve okula gelmeyen çocuk kalmasın.
Diyoruz ki; en büyük problem
cehalet! Cehalete çözüm bulmadan, cehaletin kökü kazınmadan diğer hayatî
sorunlara etkili çözümler getirmek mümkün değil. Öte yandan biliyoruz ki, yüz
binlerce çocuğumuz ilköğretime bile ulaşamıyor… Okula gidemiyor, gitmiyor.
Gönderilmiyor.
Tatil dönemleri, yeni atılımlar, yaratıcı çözümler üretmek için müsait
zamanlardır. Okulların açılmasına 2 ay zaman var. Bu süre zarfında, ilköğretim
öğrencilerine “öğle yemeği vermek” ciddi bir biçimde ele alınmalı. Türk Millî
Eğitimi bunu gerçekleştirebilir. Her gün, en azından bir öğünde “iyi yemek”
yemek her Türk çocuğunun hakkı…
“İlköğretimde öğle yemeği”
vermenin faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Gelir dağılımının çok bozuk
olduğu, ekonomik buhranla dar gelirli ailelerin iyice çoğaldığı ve bunaldığı ülkemizde
“iyi bir öğle yemeği” muhteşem bir hadisedir. Çok çocuklu ailelerin böyle bir
imkândan yararlanmasının ne büyük nimet olduğunu düşünün!
İyi bir öğle yemeğinin, okulu
cazip hale getirmesi kadar, öğrencinin ruh ve fizik sağlığına da katkı
sağlayacağı açıktır. Ayrıca, iyi bir beslenmenin zekâyı geliştirici etkisini de
hatırlayalım. İstikbalimiz olan çocuklarımızın zeki ve sağlıklı olmasının
kıymeti paha biçilemezdir.
Şüphesiz böyle bir uygulama
bütün aileleri sevindirecektir. Çünkü aile tatilde öğle yemeğini
geçiştirebilir. Fakat yarım gün veya tam gün derse girecek çocuklar söz konusu
olunca; onları doyurmak, “iyi beslemek” şart oluyor. Elbette bu da aile için
kaygı sebebi haline geliyor. Okulda yemek uygulaması, ailenin bu derdine etkili
bir çözüm getirerek, bilhassa annelere rahat, derin bir nefes aldıracaktır.
İlköğretimde öğle yemeği
uygulaması elbette bir devrim olacaktır. Böyle bir uygulamayla eğitimin ve
ülkenin çehresi değişecektir. Biz, bir an evvel bu projenin hayata
geçirilmesini temenni ediyoruz. Böyle bir uygulamaya siyasî bir girişim, siyasî
bir program olarak bakılamaz. Bu, Türkiye Cumhuriyetinin partiler üstü, millî
bir programı olarak kabul edilmelidir. Bu, ülkenin istikbali meselesidir. Böyle
bir devrimi gerçekleştirenlerin ismi tarihe altın harflerle geçecektir.
Önceki
yazılar