BENİM HAKKIMI KİM SAVUNACAK ŞİMDİ? Gülgün YALVAÇ

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 02.08.2009

Gülgün YALVAÇ

      Yolum yine gurbete düştü.7 Tepeli şehirde mahkemeleşeceğim çekzedelerle… Aylardır başka bir şey yaptığım yok zaten.

      Türkiye kazan ben kepçe. Git babam git.(Dayan anam bacım dayan. Dayanabilirsen tabii.) Buna ne can dayanır. Ne sinir dayanır, ne bünye bunu kaldırır.

      Sahi ben nasıl dayandım aylardır. Bilmiyorum… Ama ben bende değilim. Kurulu bir robot gibiyim adeta. Birçok yerdeki hakim, ben bir şey anlatmadan suratıma bakıp, elindeki evrakları okuyup yetkisizlik verir oldu.En azından yetkisizlik aldığım davalar Salihlide görülecek.Ama verilmeyenler için; dayan yüreğim dayan.Yine gurbetin yolunu tutacağım adli tatilden sonra…

      Hırsızın maddi götürdükleri inanın hiççç  Ya manevi kayıplarım? Ya benimle kaybeden zavallı diğer insanlar.

      24 yıl telefonla konuşmak mesleği olan ben, artık telefonla konuşmaktan nefret eder hale geldim. Ve çoğunlukla telefonum ya kapalı, ya sessizde, ya da taşımıyor unutuyorum açıkçası.

      Acı  olan, aylardır bağırıyorum, sesimi benden başka duyan yok. Ne yazık ki hukuka da güvenim kalmadı. Çünkü kanunlarımız ne yazık ki sadece hırsızı dolandırıcıyı, caniyi savunur durumda.

      Onlara insan hakkı var. Avukat veriliyor. Onlara susma hakkı var, hatta yalan söyleme hakkı bile var. Ben ve benim gibi mazlumunsa, sadece Allah’ı var. Bağırsak da çağırsak ta kendimizi çatıdan da atsak da olacağı yok…

      Hırsız bir gün başka bir şeyde yakalanıp “ben şurayı da soydum, şunları aldım “ demeden hırsızın yakalanacağı yok. Çünkü yakalama emrine istinaden yapılan sorgulama öyle sıradan ki, adam susma hakkını, yalan söyleme hakkını kullanıyor ,ifadesini veriyor aslanlar gibi çekip gidiyor. Bu kadar basit…

      Benim hırsızımla birebir muhatap, hırsızı ihbar eden şahıs belli.Hırsızla telefon görüşmeleri alenen belli.Bana ait 3 tane çeki onun düzenlediği kullandığı ortada.Çekteki cirantalar kendi suç ortakları.Zaten bazı telefonlarını da onlar kullanıyor.Her verdikleri ifade de  yalan söyledikleri alenen ortada.Çelişkiler ortada.Ama kimse bir şey yapmıyor.

      Ben yanıyorum aylardır söndürenim yok. Kullanılan çekler yüzünden 31 insan perişan mağdur çaresiz. Benimle birlikte onlarda mahkemelerde sürünüyor. Zaten malları gitmiş ellerinden. Öyle ki içlerinde işini, eşini kaybedenler var.

      Son çare benim çek için yatırdığım %10 teminatı alıp gidiyorlar. Mahkemeyi kazanınca, ben %40 fazlası ile paramı ve mahkeme masraflarını alacağım ya: Arayın bulun vatandaşı ki, alabilelim. Nerde…

      Benim emanete yatırdığım parayı ve masrafları almam için de önce o şahısları bulmam, sonra icra yoluyla o paraları almam lazım.

      Nerde? Türkiye kazan ben kepçe… Arayan bulur deseler de yalan…  Bugünkü teknolojik verilere rağmen birçok suçlu bulunuyor mu ki ben bu vatandaşları bulayım. Alacağım 3-5 bin lira için 5-6 bin lira masraf etmek ve sonunda hiçbir şey alamamak ta var.

      Eh. Çaresiz soğuk su içiyoruz onların üstüne… Malum havalar sıcak.” Belki serinleriz “ diye düşünsek de vallahi öyle bir yakıyor ki, Salihli itfaiyesi bile söndürmeye yetmiyor…

      Yani sizin anlayacağınız yanmaya devam.

      Ben bu hale neden düştüm sahi?

      “Hırsız “ demeyin. Tamam, hırsız bunları götürdü de, beni bu hale kim düşürdü? Bankalar… Nasıl ki sahte paraya el koyuyorsa banka, çalıntı çeke nasıl el koymaz anlamıyorum. El koymadığı için de iade edilen her çek, dönüp dolaşıp size geliyor ve sürünme faslınız başlıyor.

      Ben çeklerin icraları için, varımı yoğumu emanete bırakınca işimi, her şeyimi yitirip bankaların kara listesine alınıyorum. İki banka beni yakıyor, bende diğer bankaları. Sonuç mu: Bankalar benim peşimde de, ben kimin peşine düşeceğimi bilmiyorum. Hırsıza ulaştıracak adamın yeri belli tutuklanmıyor. Tutuklanma ne kelime adam gibi sorgulanamıyor. Eh malum insan hakları…(Bu kanunlarda polisim ne yapsın)

      Gülgün YALVAÇ aylardır sürünüyor o mahkeme senin, bu mahkeme benim..O şehir senin bu şehir benim.Suçluya avukat tutan devletim bana bir gün olsun sormadı

      “Gülgün Hanım:

      Sen çok mağdursun. Mahkeme açacak harç yatıracak paran var mı? Avukat tutabilecek misin? İl il, ilçe ilçe geziyorsun, yol paran, karnını doyuracak, simit alacak paran, içecek suyun var mı? “Diyen yok. Bir mahkemeye katılmasam çekin bedeli boynuma geçecek. Çek çalıntı, imza sahte kimin umurunda… Ben mal varlığımdan olmuşum. İtibarım üç kuruşa düşmüş. Bankalar benim hakkımı aramasalar da, kendi haklarını aramak için her gün telefondalar. Ayaklarım dizime kadar şiş. Mosmor. Bir gün kalp krizi geçirip ölsem, yollarda düşüp ölsem, bu dalgınlıkla bir aracın altında kalsam, bana mı yazık o araç şoförüne mi? Kimin umurunda?…Gülmeyin. Çünkü aynı şeyler yarın sizin başınıza da gelebilir. Bugün bana, yarın size…

      Hadi dostlar şimdi söyleyin bana.Benim haklarımı savunacak bir DON KİŞOT yok mu şu anasını sattığımın memleketinde…Mazlumlar bu kadar mı sahipsiz hani.Suçluya var olanın yarısı mazluma da var olduğu gün, inanın çok şey değişir bu ülkede Ama nerde???? 
 

Arşiv

Tarih: 02.08.2009 Okunma: 887

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?