Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
AKP neyin kısaltılması? Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin, değil mi? parti kurucuları neden partinin ismini “ADALET” olarak
koyarlar?
Herhalde,
adaletsiz bir ülkeye adalet getirmek için…
Hakka-hukuka susayanlara haklarını vermek için…
Sosyal,
beşerî ve iktisadî bakımlardan adaleti sağlamak için…
Zayıfın kuvvetli karşısında ezilmesini önlemek için…
Ve nihayet
zalime de müstahak olduğu cezayı vermek için.
Memlekette, mutlak bir çoğunluğa dayalı olarak 7
senedir hükmünü sürdüren bir iktidar için bunları gerçekleştirmek zor mudur?
Hayır! Zaten kanunlar da yukarıdaki işleri gerçekleştirmeyi hükümetlere vazife
olarak yüklemiştir. Bu işleri yapmak için samimi olmak, irade sahibi olmak
yeterli…
Peki, 7 sene sonunda bunlar ne kadar gerçekleşmiş?
Adalet, ideal olarak dağıtılmış mı?
Bakalım:
Büyük Marmara Depremi’nin 10’ncu yılını yaşadığımız
şu günlerde; depremin en ağır şekilde vurduğu İzmit’te, vaktiyle Irak’ın
yardımlarıyla yapılan, IRAK Deprem
Konutları’nda oturan depremzedeler oradan çıkarılıyor. Boşalan yerlere
kimler alınıyor? Vali muavini, il millî
eğitim müdürü gibi bürokratlar… Vali de yapılan işi savunuyor. Bugünkü
gazetelerden öğreniyoruz ki; valinin savunduğu bürokratlardan il millî eğitim müdürü, İstanbul’da da bir lojman
işgal ediyormuş!
İşte AKP
adaleti; deprem konutundan
depremzedeyi çıkarıyor, bürokratı oturtuyor. “Valinin icraatının AKP’yle ne
alâkası var?” sorusu abestir. Çünkü İçişleri
bakanına bağlı olan valinin Bakan’ın tasvip etmediği bir olaya imza atması
düşünülemez. Dolayısıyla valinin yaptığı iş, doğrudan doğruya hükümetin
politikasıdır.
* * *
AKP’nin adalet anlayışını gösteren pek çok örnek var.
Yerimiz yettiği kadarını bu makalede dile getireceğiz:
Biliyorsunuz AKP ileri gelenleri bazı davalarda
“adalete” son derece fazla yardımcı oluyorlar. “Ucu kime, nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar gidilecek” diyerek
ilgili hâkim, savcı ve güvenlik görevlilerini yüreklendiriyorlar.
Fakat aynı ileri gelenler “Deniz Feneri” gibi bütün milleti ilgilendiren bir davada aynı
yiğitliği, aynı yüreklendirmeyi gösteremiyorlar. Hatta davada adı geçenleri “iyi biliriz”, “dürüst bir
arkadaşımızdır” gibi sözlerle korumaya alıyorlar. Böyle bir davada adalete
yardımcı olmak bir yana yavaşlatmak, frenlemek, önünü tıkamak için ellerinden geleni
yapıyorlar.
Demek ki kurucular, partilerine “Adalet ve Kalkınma”
ismini, örneklerdeki “AKP adaletini”
tahakkuk ettirmek üzere koymuşlar!
Yoksa büyük bir iyimserlikle, baş tarafta
sıraladığımız hususları hayata geçirmek için değil!
Önceki
yazılar