AKP’NİN ADALETİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 21.08.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


AKP neyin kısaltılması? Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, değil mi? parti kurucuları neden partinin ismini “ADALET” olarak koyarlar?

 

Herhalde, adaletsiz bir ülkeye adalet getirmek için…

 

Hakka-hukuka susayanlara haklarını vermek için…

 

Sosyal, beşerî ve iktisadî bakımlardan adaleti sağlamak için…

 

Zayıfın kuvvetli karşısında ezilmesini önlemek için…

 

Ve nihayet zalime de müstahak olduğu cezayı vermek için.

 

Memlekette, mutlak bir çoğunluğa dayalı olarak 7 senedir hükmünü sürdüren bir iktidar için bunları gerçekleştirmek zor mudur? Hayır! Zaten kanunlar da yukarıdaki işleri gerçekleştirmeyi hükümetlere vazife olarak yüklemiştir. Bu işleri yapmak için samimi olmak, irade sahibi olmak yeterli…

 

Peki, 7 sene sonunda bunlar ne kadar gerçekleşmiş? Adalet, ideal olarak dağıtılmış mı?

 

Bakalım:

Büyük Marmara Depremi’nin 10’ncu yılını yaşadığımız şu günlerde; depremin en ağır şekilde vurduğu İzmit’te, vaktiyle Irak’ın yardımlarıyla yapılan, IRAK Deprem Konutları’nda oturan depremzedeler oradan çıkarılıyor. Boşalan yerlere kimler alınıyor? Vali muavini, il millî eğitim müdürü gibi bürokratlar… Vali de yapılan işi savunuyor. Bugünkü gazetelerden öğreniyoruz ki; valinin savunduğu bürokratlardan il millî eğitim müdürü, İstanbul’da da bir lojman işgal ediyormuş!

 

İşte AKP adaleti; deprem konutundan depremzedeyi çıkarıyor, bürokratı oturtuyor. “Valinin icraatının AKP’yle ne alâkası var?” sorusu abestir. Çünkü İçişleri bakanına bağlı olan valinin Bakan’ın tasvip etmediği bir olaya imza atması düşünülemez. Dolayısıyla valinin yaptığı iş, doğrudan doğruya hükümetin politikasıdır.

 

*                        *                      *

 

AKP’nin adalet anlayışını gösteren pek çok örnek var. Yerimiz yettiği kadarını bu makalede dile getireceğiz:

 

Biliyorsunuz AKP ileri gelenleri bazı davalarda “adalete” son derece fazla yardımcı oluyorlar. “Ucu kime, nereye dokunursa dokunsun sonuna kadar gidilecek” diyerek ilgili hâkim, savcı ve güvenlik görevlilerini yüreklendiriyorlar.

 

Fakat aynı ileri gelenler “Deniz Feneri” gibi bütün milleti ilgilendiren bir davada aynı yiğitliği, aynı yüreklendirmeyi gösteremiyorlar. Hatta davada adı geçenleri “iyi biliriz”, “dürüst bir arkadaşımızdır” gibi sözlerle korumaya alıyorlar. Böyle bir davada adalete yardımcı olmak bir yana yavaşlatmak, frenlemek, önünü tıkamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

 

Demek ki kurucular, partilerine “Adalet ve Kalkınma” ismini, örneklerdeki “AKP adaletini” tahakkuk ettirmek üzere koymuşlar!

 

Yoksa büyük bir iyimserlikle, baş tarafta sıraladığımız hususları hayata geçirmek için değil!

 

Önceki yazılar

Tarih: 21.08.2009 Okunma: 762

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

24.06.2009 - 04:06

Yazarımız o kadar dolu ki, alt alta üç makalelelik olayı sıralamış. Hepsi birbirinden ilginç Hangisine değineceğimi şaşırdım. En çok basılan gazete mi, en çok narkozu olan gazete mi, bir kanaldaki hocaefendi mi? Ama dost birer birer yazsan daha iyi olacak sanki. Okuyucularımız sonuna kadar okumalılar ki, istifade etysinler. Tebriklerimle...

Ekrem Şama

24.06.2009 - 04:06

Yazarımız o kadar dolu ki, alt alta üç makalelelik olayı sıralamış. Hepsi birbirinden ilginç Hangisine değineceğimi şaşırdım. En çok basılan gazete mi, en çok narkozu olan gazete mi, bir kanaldaki hocaefendi mi? Ama dost birer birer yazsan daha iyi olacak sanki. Okuyucularımız sonuna kadar okumalılar ki, istifade etysinler. Tebriklerimle...