KAZADA ÖLEN YAKININIZ VAR MI?

İsmail Hakkı CENGİZ - 02.09.2009

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


 

Başlık uzun olmasın diye soruyu kısa kestim. Şöyle sormam lâzımdı:

 

Son zamanlarda, trafik kazalarında bir yakınınızı kaybettiniz mi?

 

“Hayır” mı dediniz?

 

İnşallah doğru biliyorsunuzdur. Çünkü bana da dün sabah aynı soruyu sorsanız, ben de “Hayır!” diyecektim. Fakat öğle saatlerinde aldığım bir haberle, 1 hafta önce eşi ve oğluyla birlikte bir arkadaşımızı kaybettiğimizi öğrendim.

 

24 Ağustos günü, İstanbul’da meydana gelen bir kazada 3 can kaybı oluyor… Haber, medyada öne çıkmayıp, kıyıda-köşede kaldığından, yüzlerce arkadaşımızla birlikte, olaydan ancak 1 hafta sonra haberdar olabiliyoruz.

 

Kazanın ayrıntılarını almak için internete giriyorum; kaza haberlerini araştırıyorum, bulamıyorum. Kaza haberi yok da, kazadan sonraki cenaze töreni haberleri var.

 

Emekli Albay Namık Erbilgin adlı arkadaşımızı eşi ve oğluyla birlikte kaybetmişiz. Aileden geriye tek kızları kalmış. Anladığımız kadarıyla, kızı, kaza anında yanlarında değilmiş.

 

*                        *                      *

Görüldüğü gibi 3 can kaybıyla sonuçlanan bu feci trafik kazası, medyamız açısından önemli bir haber niteliği taşımıyor.

 

Çünkü trafik kazaları “olağanüstü” bir hadise değil, günlük “mutat” olay haline gelmiş.

 

HABERTÜRK televizyonu son aylarda akşam haber bültenlerinde günlük trafik kazaları raporu veriyor. Verdiği haberin özeti de akşam saatleri boyunca ekranda alt yazı olarak kayıyor. Verdiği rapora göre; her gün ortalama olarak 15-20 vatandaşımız kazalarda ölüyor, 80-90 vatandaşımız da yaralanıyor. Sadece maddî hasarlı kazalar ise her gün binleri buluyor, herhalde!

 

Bu rapordan; trafik kazalarının 1 yılda kaç cana ve nasıl bir ekonomik kayba yol açtığına şöyle bir bakacak olursanız; Bilanço korkunç: Yılda 7-8 bin ölü, 30-35 bin yaralı, milyarlarca liralık maddi kayıp!

 

Bu dehşet verici manzara hükümeti de, muhalefeti de medyanın büyük bir bölümünü de hiç ilgilendirmiyor!

 

Trafik kazaları konusunda bir inceleme, tartışma, harekete geçme, tedbir alma, alınan tedbirleri takip etme kimsenin aklına gelmiyor!

 

Bu ürkütücü olgu hepsinin ve hepsinin yakınlarının çevresinde de dönüp durduğu halde harekete geçmiyorlar, tedbir almıyorlar.

 

Ülkenin, halkın gerçek dertleriyle dertlenmiyorlar… Uydurma sorunlar icat edip onlarla meşgul olmak daima daha cazip, daha eğlenceli geliyor, zahir!

 

Oynuyorlar!

 

*                        *                      *

 

MEDYADAN

 

Trafik


Tatil dönüşü... Trafik kazalarında belirgin bir artış var...
Mülkiyeli kardeşimiz Ahmet Sarıoğlu soruyor:
- Karayollarında denetim yapan polisler görevinde titiz mi?
- Bu kazalardan dolayı onların sicilleri etkileniyor mu?
- Bakanlık daha küçük birimlere ‘Kardeşim niye denetim yapmadın?’ diye soruyor mu?
- Trafik kazalarında trafik memurları ne kadar sorumlu tutuluyor? Daha doğrusu, sorumlu tutuluyor mu? Hiç duymuyoruz da...

Melih Aşık, Milliyet, 02.09.2009

 

*                        *                      *

 

ÜSTATLARDAN

 

DÖNER DOLAP

 

Ey yolcu değişmez bu devir hırsı bırak!

Bir müddeti var sayıyla dönmekte bu çark.

Okşar da bugün pembe bulutlar başını,

Öpmez mi yarın ayaklarından toprak?

 

Bekir Sıtkı Erdoğan

 

 

 

Önceki yazılar

Tarih: 02.09.2009 Okunma: 1258

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?