Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Başlık uzun olmasın diye soruyu kısa kestim. Şöyle
sormam lâzımdı:
Son
zamanlarda, trafik kazalarında bir yakınınızı kaybettiniz mi?
“Hayır” mı dediniz?
İnşallah doğru biliyorsunuzdur. Çünkü bana da dün
sabah aynı soruyu sorsanız, ben de “Hayır!” diyecektim. Fakat öğle saatlerinde
aldığım bir haberle, 1 hafta önce eşi ve oğluyla birlikte bir arkadaşımızı
kaybettiğimizi öğrendim.
24 Ağustos günü, İstanbul’da meydana gelen bir
kazada 3 can kaybı oluyor… Haber, medyada öne çıkmayıp, kıyıda-köşede
kaldığından, yüzlerce arkadaşımızla birlikte, olaydan ancak 1 hafta sonra
haberdar olabiliyoruz.
Kazanın ayrıntılarını almak için internete giriyorum;
kaza haberlerini araştırıyorum, bulamıyorum. Kaza haberi yok da, kazadan
sonraki cenaze töreni haberleri var.
Emekli Albay Namık Erbilgin adlı arkadaşımızı eşi ve oğluyla birlikte
kaybetmişiz. Aileden geriye tek kızları kalmış. Anladığımız kadarıyla, kızı,
kaza anında yanlarında değilmiş.
* * *
Görüldüğü gibi 3 can kaybıyla sonuçlanan bu feci
trafik kazası, medyamız açısından önemli bir haber niteliği taşımıyor.
Çünkü trafik kazaları “olağanüstü” bir hadise değil,
günlük “mutat” olay haline gelmiş.
HABERTÜRK televizyonu son aylarda akşam haber
bültenlerinde günlük trafik kazaları raporu veriyor. Verdiği haberin özeti de
akşam saatleri boyunca ekranda alt yazı olarak kayıyor. Verdiği rapora göre;
her gün ortalama olarak 15-20
vatandaşımız kazalarda ölüyor, 80-90 vatandaşımız da yaralanıyor. Sadece maddî
hasarlı kazalar ise her gün binleri buluyor, herhalde!
Bu rapordan; trafik kazalarının 1 yılda kaç cana ve nasıl bir ekonomik kayba yol açtığına şöyle bir bakacak olursanız;
Bu dehşet verici manzara hükümeti de, muhalefeti de
medyanın büyük bir bölümünü de hiç ilgilendirmiyor!
Trafik kazaları konusunda bir inceleme, tartışma,
harekete geçme, tedbir alma, alınan tedbirleri takip etme kimsenin aklına
gelmiyor!
Bu ürkütücü olgu hepsinin ve hepsinin yakınlarının
çevresinde de dönüp durduğu halde harekete geçmiyorlar, tedbir almıyorlar.
Ülkenin, halkın gerçek dertleriyle dertlenmiyorlar… Uydurma
sorunlar icat edip onlarla meşgul olmak daima daha cazip, daha eğlenceli
geliyor, zahir!
Oynuyorlar!
* * *
MEDYADAN
Tatil
dönüşü... Trafik kazalarında belirgin bir artış var...
Mülkiyeli kardeşimiz Ahmet Sarıoğlu soruyor:
- Karayollarında denetim yapan polisler görevinde titiz mi?
- Bu kazalardan dolayı onların sicilleri etkileniyor mu?
- Bakanlık daha küçük birimlere ‘Kardeşim niye denetim yapmadın?’ diye soruyor
mu?
- Trafik kazalarında trafik memurları ne kadar sorumlu tutuluyor? Daha doğrusu,
sorumlu tutuluyor mu? Hiç duymuyoruz da...
Melih Aşık, Milliyet, 02.09.2009
* * *
ÜSTATLARDAN
DÖNER DOLAP
Ey yolcu değişmez bu devir hırsı bırak!
Bir müddeti var sayıyla dönmekte bu
çark.
Okşar da bugün pembe bulutlar başını,
Öpmez mi yarın ayaklarından toprak?
Bekir Sıtkı Erdoğan
Önceki
yazılar