Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
İktidar cenahından bir paket ortaya atıldı. Paketi,
İçişleri Bakanının kucağına vediler. Dediler ki; bu paketin içi boş, konuşa
konuşa doldurulacak... Sen bu boş paketi tartışmaya aç, çeşitli kesimlerle
toplantılar yap, herkes konuşsun, boş paket dolsun
Tartışmalar başladı. Pakete “Kürt açılımı” adı verildi. Sayın Bakan tartışmanın her safhasında,
sürekli olarak demokrasi vurgusu yaptı. O kadar çok yaptı ki, paketin adı “Kürt
açılımı”ndan “demokratik açılım”a
evrildi. Başta Başbakan, herkes bu yeni adı beğendi, benimsedi, destekledi.
Bununla birlikte, paket ilk ismin gölgesinden kurtulamaz.
Tartışmalarda en fazla Kürtlerin demokratik hakları dile getirilir. İktidar
partisinin Doğu illerine mensup milletvekilleri durumdan vazife çıkarırlar:
Mevzu Kürtler olduğuna ve “demokratik”
bir açılımdan söz edildiğine göre; görüş ve önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak
bizim hem hakkımız, hem de görevimizdir derler ve görüşlerini paylaşırlar…
Ama söyledikleri, aynı zamanda Başbakan olan genel
başkanlarının hoşuna gitmez. Kendisine aykırı gelen sesleri kesmek için, dünyanın
büyük bir hümanist olarak kabul ettiği,
sevgi ozanı ve Hak aşığı Yunus’un sözlerini kullanır. Büyük
mutasavvıfın; “Söz ola kese savaşı,/ Söz
ola kestire başı,/ Söz ola ağulu aşı/ Yağ ile bal ede bir söz” dörtlüğünden
bir mısraı çeker ve onları şöyle paylar:
“Her kafadan bir ses çıkarsa, ‘söz ola
kestire başı’ olur ki bunu da yapmak istemiyoruz!”
Ebedi âlemden bunları duyan Büyük Yunus, ıstırapla
inleyip “sözlerim nereye çekiliyor?”
diye kederlenmiş midir, bilinmez! Fakat Başbakan’ın sözlerinden milletvekillerinin
son derece tırstığı kesin. Biraz önce bülbül gibi şakıyan fukaralar dut yemiş
bülbüle dönüp, başımız kesilmeden, sesimizi keselim diyerek, ortadan
kaybolurlar.
* * *
Tabii tartışmaya en ateşli şekilde katılan taraf,
Kürtlerin temsilcisi olduğunu iddia eden DTP kanadıdır. DTP’liler konuşur,
öneriler getirirler. Fakat “bu paket
tartışılarak doldurulacak” diyen iktidar kanadı onların konuşmalarından da
hoşlanmaz. Hükümetin 2 numaralı ismi Cemil Çiçek; Başbakan’a gayet münasip bir “yardımcı” olduğunu; “aykırı” sesleri, ‘Ya hayır söyle, ya sus’ sözleriyle susturmaya çalışarak gösterir.
* * *
“Bu paket
boş, konuşarak doldurulacaktır!”
diye yola çıkan Başbakan “kes”
diyor, yardımcısı “sus!”
Affedersiniz, açılım ne açılımıydı?
“Demokratik
açılım!”
Çelebi; bizde böyle olur demokratik açılım… Kestirmeli
ve susturmalı…
* * *
ÖLÜ-DİRİ
Taraf
Gazetesi başyazarı Ahmet Altan dünkü yazısına “Ölü Bir
Yargı” başlığı atmış.
Doğru. Yargı ölmüş!
Diri olsaydı ilk önce sizin yakanıza yapışır, masum
insanlara iftira atmanın hesabını sorardı.
* * *
DARBENEKON
Ergenekon darbesini Büyükanıt
önlemiş!
Nasıl?
27 Nisan bildirisini bizzat kaleme alarak!
* * *
ERDOĞAN
- VER DOĞAN
Maliye, Doğan Medya gurubuna 3,7 milyar liralık rekor
bir ceza kesmiş.
Uzlaşırlar, uzlaşırlar!
Nihayetinde, biri Doğan, öteki Erdoğan…
Önceki
yazılar