Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Aylardır tartışılıyor da, içeriğini bilen yok! Adı
bile açık değil! Kimi zaman “Kürt açılımı” oluyor, kimi zaman “Demokratik
açılım”… Bu açılım gittikçe esrarengiz bir hal alıyor. TBMM’nde gizli oturumda
görüşülmesi gündemde… Ne ilginç, adı
“açılım” ama açık değil, gizli!
Fakat belli ki çok mühim bir şey! Ülkenin siyasetçi,
bilim insanı ve yazar-çizerleri “açılım” konusunda görüşlerini bildiriyorlar! Memlekette son aylarda “açılım”dan başka
bir nesne konuşulmuyor… Konuşulamıyor. Peki, bu kadar insan, adını bile tam
koyamadıkları bir mevzuda, bu kadar çok lafı nereden buluyor? Neyi
konuşuyorlar? Hiçbir şeyi! Havanda su dövüyorlar.
İşin daha şaşırtıcı yanı, bu kadar gizli tutulan bir
“açılım”a hükümetin vatandaşlardan ve siyasî kesimlerden açık destek istemesi…
İyi de vatandaş desteğini neye göre belirleyecek?
Kendisinden destek istenen şeyin ne olduğunu nasıl anlayacak?
Bilmece
haline gelen “açılım”dan, hükümetin ne kastettiğini en iyi kim anlayabilir? Elbette hisleri ve sezgileri en kuvvetli olanlar!
Var mı öyleleri?
Çok şükür var: Bir
“Sezen”imiz var, bir de “Sezgin”imiz!
Sezen mütevazı… Sezdiklerini hiçbir ücret talep
etmeden milletle paylaşıyor. Sezdiği
hususları dinî inançlarıyla da takviye ediyor! Böylece kamuoyuna
ilettikleri daha bir isabetli ve etkili hale geliyor. Sezen’in sezdiğine göre; “açılım” güzel bir şey. Ülkenin, hatta
dünyanın menfaatine… Bu açılım o kadar harikulade şeyler vaat ediyor ki; bu
güzellikleri engelleyenlerin “iki
cihanda lekeli olacakları” fetvasını tereddütsüz veriyor. Tabii bu fetva,
İslamiyet’le alâkalı değil! Sezen, üstün sezme gücüyle yeni bir din sezmiş
olmalı! Çünkü biz dinimizde, şimdiye kadar “lekeli
olmak” diye bir “hüküm” duymadık.
Sezdiklerini bizlerle paylaştığı ve bizi aydınlattığı
için Sezen’e teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.
* * *
Öte yandan; his
ve sezgilerini bilgileriyle takviye ettiğinden olacak, Sezgin’in sezgileri,
Sezen’inki kadar iyimser değil… Sezgin,
bilgilerini şöyle bir gözden geçiriyor: AB, yıllardır “Kürtlere ‘azınlık hakkı’ verin, Kürt kimliğini tanıyın, ana dilde
eğitim hakkı sağlayın” gibi isteklerde bulunuyor. Nisan ayında Türkiye’yi
ziyarete gelen ABD Başkanı da benzer
taleplerini iletiyor.
Sezgin’in aklına, Amerikan askerî dergilerinde Türkiye’nin bölündüğünü gösteren
haritaların yayımlandığı geliyor. Sonra, Türk subaylarının da katıldığı
İtalya’daki bir NATO toplantısında, Amerikalı
bir yarbayın; Türkiye’yi bölünmüş gösteren bir haritayı masaya yaydığını, bunun
üzerine Türk subayların toplantıyı terk ettiklerini hatırlıyor. Daha geçen
hafta, Amerikan CNN televizyonunun, Türkiye'nin bölündüğünü gösteren bir haritaya
yer verdiğini öğreniyor.
Bu bilgilerin ışığında, “açılım” Sezgin’de karamsar
sezgiler uyandırıyor. “Açılım” laflarına mesafeli duruyor. Bir an önce, bu
nanenin içeriğini öğrenmek istiyor. İçeriğini bilmediği bir nesneyi balıklama
desteklemeyi doğru bulmuyor.
Elbette Sezgin’in sezgilerine katılmak şart değil!
Fakat Sezen kadar, Sezgin’in sezgileri de saygı duyulmaya ve kıymet verilmeye
lâyıktır. Sezgin’e de Hoşgörü gösterilmeli. Endişeleri anlayışla karşılanmalı…
* * *
ÜSTATLARDAN
Ben
Kerkük’te petrole dökülmüş gözyaşıyım,
Ne arkamda
nal sesi, ne önümde kalkan var.
İki ayrı
kavgada ben işaret taşıyım,
Çaresizlik
ruhumu petrol gölünde boğar.
Muhsin
İlyas Subaşı
Önceki
yazılar