Oy gizli,
haber kutsal, yorum hürdür.
Koskoca bir emniyet genel müdür yardımcısının bir
uyuşturucu patronuyla ilişkisi, bir savcı albayın “çürük raporu” çetesinin üyesi olduğu, rüşvet iddialarına adının
karıştığı haberleri vatandaşaın aklını tavana vurdurttu.
Tabii kamuoyu önüne çıktığınızda, hakkınızda pek çok
bilgi ortaya atılıyor.
Uniformalı üst düzey 2 şahıs hakkındaki bilgiler de
birbirinden şaşırtıcı. İstihbaratçı ve şimdinin Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, eski amiri olan tutuklu Müdür Emin Arslan hakkında
“uyuşturucu işine ben girerim o girmez!” diye kefil olduktan sonra şu çarpıcı
iddiayı dile getiriyor: “Onun hedef
seçilmesinin sebebi, bazı ERGENEKONCULARA yakınlığındandır.”
Burada 1 dakika duracaksınız! Çünkü bu iddiayı dile
getiren kişi, emniyetin ve istihbaratın kilit isimlerinden biridir.
Söylediklerini dikkate almak zorundayız. O Hanefi Avcı ki, Kayseri eski
Jandarma Komutanı aleyhinde ifade veren Hıdır Altuğ adlı tanığı
cesaretlendirmek için 'Ne
korkuyorsun askerden, askerin korkulacak yanı kalmadı. Bak kulağından tutup
getiriyoruz' sözlerini sarfeden kişi. (Haber7, 18 Eylül 2009)
Bu sözlerinden, Ergenekon davasının haklı bir dava
olduğuna inandığı anlaşılan Hanefi Avcı’nın; aynı zamanda, eski amirinin masum
olduğu halde Ergenekonculara yakınlığından hedef seçildiğini söylemesi ise, “demek ki Ergenekonculara yakın olmak,
hedef seçilmeniz için yeterli olabilmektedir” yargısına götürüyor sizi!
Eğer öyleyse, bu davanın haklı bir yanı olabilir mi?
* * *
Neyse, gelelim albaya! Hava Kuvvetlerinin,
Ergenekon’la ilişkili “Karargah evleri”
soruşturmasını yürüten Savcı Albay Zeki
Üçok, “çürük” çetesinin üyesi olarak tutuklandı. Hakkındaki bir başka idda
ise, AK Parti’nin 29 Mart yerel
seçimlerdeki Beşiktaş balediye başkan adayı Sibel Çarmıklı’yla rüşvet
pazarlığı yapması.
İddiaları yalanlayan Sibel Çarmıklı daha çarpıcı
başka bir iddiayı dile getiriyor; diyor ki; “Zeki Üçok, Bana AK Partinin
politikalarını desteklediğini söyledi. Kürt açılımını tartışmak için yemekte
bir araya geldik." (Sabah, 27 Eylül 2009)
Zaten, albayın, bir büyük ilçenin AK Parti başkan
adayıyla yemekte buluşması, Ak Parti’ye yakınlığının yeterli delili değil mi?
* * *
OLAYIN BİR BAŞKA BOYUTU
“Ergenekon” kavramı, gün geçtikçe suçları örtemye
yarayan bir paravana gibi kullanılmaya başlandı.
Hanefi Avcı’nın, tutuklanan emniyet müdürü Emin
Arslan hakkındaki “Ergenekon’a yakın olduğu için hedef seçildi” iddiası gibi; başka
bazıları da Savcı Albay Üçok’un Ergenekonculara yakınlığı dolayısıyla hedef
seçildiğini iddia ediyor.
Hadiseler nasıl saptırılıyor, görüyorsunuz, değil mi?
Suçlunun şucusu, bucusu olur mu? Suçlu, suçludur… Bu
üst düzey devlet görevlilerinin haklarındaki iddiaları nereye koyacağız? Biri
uyuşturucu patronuyla içli dışlı olmakla, diğeri rüşvet ve sahtecilikle
suçlanıyor. Yani, bunlar Ergenekon’a yakınsa bu suçları işlemezler mi demek
isteniyor?
Bize öyle geliyor ki; etiketler, yakınlıklar falan
hikâye!
İki üst düzey devlet görevlisinde de ortak hakikat
ne?
Nüfuz
ticareti!
* * *
ÜSTATLARDAN
Kim demiş
kanun alınmıştır ayak altına,
Böyle bir halin vukuunda hamiyyet çiğnenir.
Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede,
Kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir.
NEYZEN
TEVFİK
* * *
KAHRAMAN
Irak Cumhurbaşkanı Talabani “İran’a karşı yapılacak bir harekâtta hava sahamızı kullandırmayacağız.”
demiş.
Kovboy’a karşı bu kabadayılığı hoşumuza gitti. Fakat sözlerinin
bir ehemmiyeti olduğunu sanmıyoruz.
Amerika, “Adamım,
o koltukta sayemde oturuyorsun. Kimin sahasını kime kapatıyorsun?” derse,
korkarız, Talabani verecek cevap bulamaz.
Önceki
yazılar