Zekanıza Hayranım!
Bu satırları okuyan sen ben senin zekana gerçek anlamda hayranım. Durup duruken nerden çıktı bu hayranlık dersen oku anlatayım.
Ben aciz vatandaş yıllar(Başlangıç Şubat 1996) süren zaman dilimi içinde tamamen tesadüfler sonucu ortaya çıkan bir araştırma yaptım. Bu araştırmam sonucunda “Anne ve baba adaylarının sadece hamile kalınmasına sebep olacak ilişkiye girme saatlerini doğru ayarlayarak hiç şaşmaz bir şekilde sağlıklı bir çocuğa sahip olabileceklerini” önce matematik denen pekte bilim dalından sayılmayan sistemle ispatladım.
Bana matematik insan vücuduna uymaz gibi saçma sapan bir şeyler söylediler. Bende erinmedim işte çocuklar diyerekte bu ispatı yaptım. Tabi bunların senin zeka düzeyinde anlatılması mümkün değil. Anlatabilseydin bu satırları yazmak zorunda kalmazdım.
Kanıta dayalı tıp çerçevesinde 98. bebek olarak dünyaya gelen 4-4 lük oğlum Fatih Emircan Yıldız ilk günlerde ağlayınca neden ağlayabileceği konusunda biraz kafamı yordum ve çok ama çok önemli bir şey daha keşfettim.
Neydi bu biliyor musun?
Yeni doğmuş bir bebek için açlıktan çok daha önemli bir şey vardı. Oda yediklerini, içtiklerini çıkarmak.
Yani bir bebek için tuvalet ihtiyacı açlığından daha önemli idi.
Bak şimdi zekana hayranlığımın sebebi burda.
Şimdi neden senin zekana hayran olduğumu anlayacaksın.
Şimdi ben ne yazdım.
Dedimki yeni doğmuş bebek dahil bütün çocuklar için yemek ihtiyacından daha önemli bir ihtiyaç var. Oda tuvalet ihtiyacı.
Şimdi zeki olan sen hemen bunun doğru olup olmadığını kendi zekanla tesbit edebilirsin.
Çünkü bu yazılanları çevresinde ağlayan bir çocuk gördüğünde hemen denemeyen herkese ben aptal, geri zekalı diyorum. Sen aptal biri olmadığın için şıppadanak benim tezimi çürütmek için hemen bu deneyi yaparsın.
Sen bu deneyi yapmazsan ben sana Ermenistan’la niye anlaşma yapıldığını anlatsamda anlamazsın. Çünkü bu kadar basit bir şeyi anlamakta zorlanan andavallılara(Bu kelimeyi içimden öyle demek geldiği için kullandım ama emin olun tam olarak ne anlattığını bende bilmiyorum), Ermenistan karşıymış gibi gösterilerek seni kandırıyorlar desem de sen anlayamazsın ki; bunun senin anlayamayacağını bilen zeki varlık A.B.D. İran’ı kuşatabilmek için tüm kozlarını oynuyor desemde anlamazsın.
Nasıl anlayacaksın ki;
Yazdığım o basit testi yapabilecek kadar zekana güvenirsen o zaman dünya üzerinde bu bilgiyi öğrenmemniş bir tek anne ve baba kalmayıncaya kadar mücadele etmek zorunda kalırsın.
Bu mücadele sonucu ne mi olur.
Dünyaya adaletin gelmesi sağlanır.
Ya bak zekana neden hayran olduğumu şimdi daha iyi anlayacaksın.
Sen basit bir deney yapacaksın.
Ve zekan sayesinde Dünyada açlık sona erecek.
İnanabiliyor musun senin zekanın ne kadar önemli olduğuna.
Hadi küçük bir ipucu daha vereyim.
Sen bu basit deneyi yapacak kadar zekana güvenirsen, bitkilerin ekim zamanı olduğunu, hayvanların çiftleşme mevsimi olduğunu da fark edebileceksin.
Hatta daha ileri giderek madem insanda biyolojik olarak bir hayvan bu durumda insanın da sağlıklı bir çocuğa sahip olması için doğru çiftleşme zamanı olması gerekir bile diyebileceksin.
Biliyorum hayran olduğum zekana bu kadar çok bilgi fazla gelebilir.
Ama başlamışken SCS= AOs-365 diye bir formülle tamamen ücretsiz, bedelsiz hava kadar öz malın olarak sağlıklı bir çocuğa sahip olabilmek için yanlış zamanı bile tesbit edebileceksin.
Bu yanlış zamanı tesbit edersen ne mi olur.
Her gün dünyaya 1 atom bombası atılmaz.
Her gün A.B.D. başta olmak üzere tıp ve ilaç mafyasından nemalananların cebinden 1 milyar doların üzerinde para çıkarak muhtaç olan insanların cebine girer.
Bu kadar zekana yüklenmeyeceğim.
Sonra gerçekten zekan çatlayabilir.
Ama emin ol bu basit deneyi yaparsan, kürt açılımıyla beraber yürüyen Ermeni açılımını şıppadanak sana hiç kimse bir şey söylemeden anlayacaksın.
Kendi aklına güvenecek kadar zeki olanlara saygılarımla
Not: Önceki yazılarımın devamını getirecek kadar zeki insanlar yazılarımı okumadığı için devam etmeye gerek görmedim.