Oy gizli,
haber kutsal, yorum hürdür.
Nerede?
Zürih’te!
Tabii ev sahibi ülke olarak İsviçre’de
masada, komşuluk hakkından olsa gerek Fransa da…
Peki, ne oluyor masada?
Türkiye ve Ermenistan barışıyor!
Karşılıklı sözleşme imzalıyor… AB’yi, ABD’yi, Fransa’yı, İsviçre’yi anladık…
Nitekim bunların topuna “Batı” deniyor
da, Rusya orada ne geziyor?
Yoksa, yoksa bir dünya barışı mı geliyor?
Öyle ya, iki komşu ülkenin barışından hem Rusya hem de topyekûn Batı memnunsa,
bu dünya barışı için kocaman bir adım değil de nedir?
Artık düşmanlıklar, savaşlar, husumetler
sona mı eriyor? Uzun, hatta ebedî bir barış dönemi mi başlıyor? Artık silah
fabrikaları kapanacak mı? Silaha yapılan yatırımlar sağlığa, eğitime, refaha mı
yönelecek? Silah üreten şirketler artık gıda mı üretecek? Başta Afrika, Asya
olmak üzere dünyadaki açlar doyacak, hastalar tedavi mi edilecek? Cehalet son
bulacak, herkese eğitim fırsatı mı verilecek?
Hülasa, artık yerküremizde ılık barış rüzgârları
mı esecek? Bundan sonraki fasıl ebedî bir bahar mıdır?
*
* *
Türkiye Ermenistan’la anlaşırken, Amerika
ve Rusya’yı aynı karede görmek insanda işte böyle iyimser duygular uyandırıyor.
İnsan pespembe hayallere dalıyor. Zihniniz yumuşak, tatlı pembe bir sis
bulutuyla kaplanıyor.
Ahhh, keşke bu pembe sis bulutu hiç
dağılmasa… Ömrümüzün sonuna kadar dimağımızda kalsa… İnsanın ömrüne ömür katar,
ağrılarını dindirir, vücutta mutluluk hormonunun salgılanmasını artırır, insan
zevkten 4 köşe bir ömür sürer.
*
* *
Ne yazık ki pembe sis bulutu süratle
dağılıyor… Hakikatler insanın kafasına balyoz darbeleri gibi iniyor.
Dünyada bir ekonomik kriz olduğu halde,
gıda sektörü bile daralmışken, bu sözleşmenin imzalandığı saatlerde, dünyadaki
bütün silah fabrikaları tam kapasite çalışmaya ve Türkiye, Ermenistan,
Yunanistan gibi ülkelere silah satmaya devam ediyorlardı. Yani bölgeye ve
dünyaya barışın gelmesi daha çooook uzaklardaydı.
Peki, Rusya, Zürih’teki masada
Batılılarla nasıl bir araya gelebilmişti?
11.04.2009 tarihli “ENDİŞEYE MAHAL YOK”
başlıklı yazımızda demiştik ki, “Ermenistan,
hem Amerika’nın hem de Rusya’nın desteklediği tek ülkedir.” Ve devam
etmiştik, “Arkalarında dünyanın iki “süper gücü” birden dururken
Ermeniler, Türkiye ile neden anlaşsın? Nasıl olsa bu süper güçler Türkiye’ye
baskı yapar, Ermenistan’ın istediği adımları attırır.” İşte Rusya bu Ermeni
aşkı dolayısıyla oradaydı. Her konuda birbirine rakip olan “süper güçler” Türk
karşıtlığı olunca ne kadar kolay bir araya geliveriyorlar?
Burada 2 süper gücün ortak menfaati ne
olabilir?
Bir tek şey!
Türkiye
ile kardeşi Azerbaycan’ın arasını açmak!
Çünkü “Protokol” denilen ucube belgeye
bakın! Bir sürü laf kalabalığı arasında somut bir tek madde var: Sözleşme yürürlüğe girdikten 2 ay sonra
Türkiye Ermenistan sınırı açılacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bakü’de
Azerbaycan’a ve tabii ki Türkiye’ye bir söz vermişti; “Karabağ işgali bitmeden sınır asla açılmayacak!”
Söz konusu belgede ne Karabağ var, ne
“soykırım” iftiralarından vazgeçmek var, ne ortak sınırın tanınması söz konusu
ediliyor, ne Ermenistan’ın bayrağındaki Ağrı dağı mevzubahis.
Böyle bir belgenin Azerbaycan’
Elbette uyanık olacağız, hükümete verdiği
sözlerin arkasında durması gerektiğini hatırlatacağız.
Azerilerin öz kardeşimiz olduğu bilinci
daha da kuvvetlenecek, hatta bunu bilmeyenler de öğrenecek. Kardeşlerimizle
bağlarımızı daha da kuvvetlendireceğiz. Pekiştireceğiz. Buna hiçbir güç mani
olamaz.
Önceki yazılar