Oy gizli,
haber kutsal, yorum hürdür.
Ya
dört mevsim kış eder, ya bahar eder güzü…
Yukarıdaki sözlerin günümüz siyasetiyle
uzaktan yakından alâkası yok... Bu iki mısra, Şair Serhat Kabaklı’nın, en az çeyrek asır önce kaleme aldığı bir
şiirden… Lâkin günümüz Türkiye’sini ne kadar da güzel anlatıyor?
Daima, dört mevsim-yedi iklimin
yaşandığı, rengârenk çiçeklerin, böceklerin diyarı cennet vatanımızda, artık
bütün renkler silindi. Sade iki renk kaldı; ak ve kara!
Eğer “AK’ım” diyen iktidardaki partinin
kodamanı –Cumhurbaşkanından belediye ve il başkanına kadar- veya kodamanın
yakınıysanız, size bu dünya ebedî bir bahar, kaderiniz kesiksiz, pırıl pırıl,
berrak bir akarsu kadar AK. Fakat AK Parti Kodamanlarının sihirli değneğine
uzaksanız size dört mevsim kış, kaderiniz kara, hep kara….
Memleketin dört bir yanında işsizlik bir
veba gibi yakaladığı kişileri ömür boyu pençesinde kıvrandıran bir derttir.
İşsizlik cenderesinde, yıllar boyu ıstırap çeken milyonlarca insan için kaderin
yüzü hep karadır. Bu sınıfın bir çocuğu olarak, üniversite mezunu iş bulamayan
yüz binlerce gençten biriyseniz sizin için dört mevsim kıştır.
Hâlbuki bir bakanının oğluysanız,
üniversiteden çıktıktan 1 ay sonra işe girersiniz ve sizin kışınız bile artık bahardır.
Hatta AK Partili kodamanlardan birinin
çocuğuysanız, üniversite okumanız gerekmediği gibi, işsizlik işkencesinden
haberiniz bile olmaz, daha 16–17 yaşlarında “uluslararası iş adamı” unvanı kazanırsınız, birkaç işin birden başına
geçer, şirketlerin ortağı olursunuz. Şirketleriniz, birkaç sene içinde ülkenin
ilk 500’ü arasına girer. Elbette bu vaziyette size kaderin yüzü daima AK’tır.
* * *
Serhat Kabaklı’nın şiiri şu mısralarla
devam ediyor:
Yücelerden
el eder; “gelme” mi der, “gel” mi der?
Bir
manasız kelime; “ağla” mı der, “gül” mü der?
Dilek Özer hep ağlayanlardan biri… Dilek
Özer kim? Eskişehir’de, iki minik kızını Porsuk çayına atıp, sonra kendisi de
atlayan anne! Ne diyordu arkasında bıraktığı mektupta?
“Gönlümce bir gün yaşamadım, Felekle bir gün
barışmadım.”
İktidar çevresine girememişseniz
işleriniz bir türlü rast gitmez, bir yerlerden ayağınıza hep çelme takılır
gibidir. Sık sık tökezlersiniz. Dünya size dardır. “Yücelerden el eden” felek
size “gelme” işaretini vermekte;
“bir manasız kelime” size “ağla”
demektedir, kaderinize küsün; size düşen hep
ağlamaktır.
AK Parti kodamanlarının yakınlarında veya
onların sihirli değneğinin dokunduğu kişilerdenseniz yokuşlar bile düz
oluverir. Görünmez bir el yolunuzdaki bütün pürüzleri temizler. “Yücelerden el
eden” felek size “gel” işmarı
çakmakta, bir manasız kelime “gül”
demektedir. Size düşen de sadece gülmektir, hep gülmektir.
Gülün bakalım!
*
* *
SEÇİM ANKETİ YÖNLENDİRMESİ
Konsensus’un Habertürk için
yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de
bugün seçim yapılsa anamuhalefet koltuğuna CHP’ye %2.9 fark atan kararsızlar
yerleşecek.
26 Eylül -2 Ekim tarihleri arasında 81 ilde yapılan araştırmaya göre;
AK Parti: %29, Kararsızlar: %18.4, CHP:
%15.5, MHP: % 10.1 DTP: %4.9, SP: %2.3 oy oranına ulaşmakta.
Kararsızların dağılımı sonrasında ise partilere göre oy dağılımı şöyle
gerçekleşti;
AK Parti: %42.7, CHP: %22, MHP: %15.6,
DTP: %6.8, SP:%3.9, DP: %1.8, Diğer: %7.1
Birinci rakamlara dikkatle bakın: Kararsızlar ne kadar? %18,4 değil mi? İkinci
rakamlara baktığımız zaman anketçilerin bu18,4’ü şöyle dağıttığını görüyoruz:
AKP’ye : 13,7
CHP’ye :
6,0
MHP’ye:
5,5
DTP’ye :
1,9
SP’ye
: 1,6
Diğerlerine de var da onu geçelim. Bu kadarı bile kaç
eder? %28,7 değil mi?
Peki, kararsızlar kaç gözüküyordu? %18,4! Eee, dağıtılınca nasıl 28,7’ye çıktı?
Çıkar! İktidar yalakalarının elinde kendi rakamları
bile takla atar!
Önceki yazılar