İşsizin Enflasyonu

İsmail Hakkı CENGİZ - 04.04.2008

  Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

       
 

 

            Bildiğiniz gibi, her ayın 3’nde, aylık enflasyon rakamları açıklanıyor.

            Aslında ben her ay böyle bir açıklama yapılmasına pek manâ veremiyorum.

            Neden, derseniz?

            Bu rakamlar, fiyatlardaki aylık değişimi gösteriyor ya, gördüğümüz gibi küçücük, kayda bile değmeyecek farklılıklar.

            Artış demiyorum, farklılık, diyorum. Çünkü mal ve hizmetlerin hepsinin fiyatı artmıyor. Bazılarınınki azalıyor.

            Bazı aylarda, azalan fiyatlar ağırlıkta olduğu için TÜFE veya ÜFE düşmüş oluyor.

            İşte, bu ortalama fiyat değişimi çok küçük değerler olduğu için, her ay açıklanmasını anlamlı bulmuyorum.

            Sonuçta, üç aşağı beş yukarı fiyatlarla yaşayıp gidiyoruz. Öğrenmemizin ne gibi bir faydası var, anlayabilmiş değilim.

            Devlet bunu, saydam devlet olduğunu, halkından saklayacak bir şeyi olmadığını ispat için yapıyorsa, başka!

            O zaman şeffaf devletimle iftihar ederim. Bu durumda, vatandaşına büyük kıymet veren devletimizle gurur duyarız, ona olan sevgimiz daha da artar.

            *                      *                      *

            Ama ben yine de devletim zahmet etmesin, enflasyon rakamlarını yılda bir açıklasın yeter diyorum.

            Hatta yılbaşındaki, yıllık enflasyon hedefini açıklaması kâfidir.

            İnanmayız, diye endişe ediyorsa, böyle bir endişeye mahal yok. Koskoca devlet bir şey söyleyecek de biz inanmayacağız!

            Olur mu öyle şey canım?

            Koskoca devletin yalan söyleyeceğini düşünmek aklımıza bile gelmez.

            Gerçi…

            Son zamanlarda, bu rakamlar her açıklandığında, bizim hanım “çarşı, Pazar pek öyle söylemiyor”, diyor.

            Nasıl, yani? Diye soruyorum.

            “Pazar için verdiğin para yetmiyor.”

            Haftada iki kere pazara çıkan eşime, ben bir yıldır hep aynı miktar parayı veriyorum. Böylece, benim için herhangi bir enflasyon söz konusu olmuyor. Fakat, hanımın pazardan alıp geldiği zerzevat miktarı her geçen hafta biraz daha azalıyor.

            Hanıma;

            “Sen de benim gibi, alışveriş merkezinden kredi kartıyla alışveriş yap” diyorum. Daha doğrusu diyemiyorum. Çünkü kredi kartı kelimesi ağzından çıkarken, cinler de hanımın tepesine çıkıyor:

            “Sen değil miydin, daha geçen hafta, kredi kartı borcu sürekli artıyor, diyen?”  sorgusuyla sesini bir yükseltiyor… tırsıyor ve çenemi kapatıyorum.

            Hanım duymayacak şekilde kendi kendime mırıldanıyorum… Ben devletime güvenirim, devlet niye yalan söylesin ki?

 

 

            SANAYİDE FİYATLAR COŞTU

           

            Enflasyon rakamlarının verildiği haberde bu da vardı. Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) yüksek çıkmış. Çünkü sanayide fiyatlar coşmuş!

            Biz ne bekliyoruz, başımıza ne geliyor?

            Biz sanayiden istihdamı coşturmasını bekliyoruz.

            İstihdam geriliyor, işsizlik azalmıyor da fiyatlar coşuyor.

            Bu konudaki en çarpıcı soru, gece yarısı, Siyaset Meydanında, Prof. Osman Altuğ’dan geldi:

            “İşsizin enflasyonu kaç?”

 

 

Dadaşlar Diyarından

Ah-u zar Olmasın mı?

Dertten, kaygudan şikâyet,
Gönül hicran dolmasın mı?
Bütün şadlık mı cemiyet,
Ah-u zarı olmasın mı?

Hep olsun mu; aynı ahenk?
Olmasın mı; hayatla cenk?
Aynı koku, tılsımlı renk,
Açan çiçek solmasın mı?

(1957 Erzurum-Yavuz selim ilkögretmen okulu)
 

Seyfeddin Karahocagil

 

Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın.

Tarih: 04.04.2008 Okunma: 665

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?