Sorunlar ve İmkânlar

İsmail Hakkı CENGİZ - 07.04.2008

  Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 

     

 

            Devletimiz ve milletimiz, uzun zamandır hiç hak etmediğimiz yerlerde sürünüyor. Uzun zaman derken, bu süreyi 50-60 yıldan, birkaç yüzyıla kadar uzatabilirsiniz.

            Son birkaç aydır, genel olumsuzluklara, ayrıca bir belirsizlik, bir karamsarlık da eklendi. Neredeyse hiçbir yerde huzur yok dersek, sanırım, fazla abartmış olmayız.

            Zaman zaman akciğerlerimize hiç oksijen çekemiyor muşuz gibi bir duyguya kapılıyoruz. Kendimizi, fizik ve moral olarak bir bunalıma girmiş gibi hissediyoruz.

            Aynı bunalım ülkeyi de etkilemiş gözüküyor.

            Öfke, kızgınlık, kaş çatma ve diğerlerine çatma her yerde!

            Endişelerimiz var. Dışarıdan ve içeriden bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlar olduğundan kuşkuluyuz. İçeride bunun provaları yapılıyor.

            Cumhuriyetin temel değerlerine saldırı olduğundan, saldırının başarılı olup lâikliği ve demokrasiyi ortadan kaldıracağından korkuyoruz.

            Bu sorunları madde madde madde sayfalar boyu uzatabilirsiniz.

            Nereye bakarsanız orayı görürsünüz. Sadece sorunlar açısından bakarsanız, sadece sorunları görmeniz ve karamsar olmanız doğal.

            Peki, bunları çözecek hiç mi imkân ve kabiliyetimiz yok?

            Olmaz olur mu?

            İmkân ve kabiliyetlerimiz kesinlikle problemlerimizi çözecek ve ülkeyi ileri götürecek, milleti “bay” edecek güçte. Bunda en ufak bir kuşku yok.

            Devletin kökleri o kadar derinde ve sağlam ki, öyle kolay kolay sarsılması, hele yıkılması mümkün değil. Temel bin sene evvel gayet sağlam atıldı. 700 sene evvel sağlam temel, sağlam esaslara bağlandı ve 85 sene evvel sağlam temel ve sağlam esaslar üzerine modern bir millî devlet kuruldu.

            Böyle bir devleti kim, nasıl yıkabilir ki?

            Beğenmediğimiz 1982 Anayasasına bakın. Pek çok yanlışı, eksiği var ama devletin temelini çok sıkı tutmuş. Devletin esasları olan demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti ilkelerinin değiştirilmesi değil, değiştirilmesinin teklif dahi edilebilmesi mümkün değildir.

            Bu konularda bugün eksiklerimiz olabilir. Ama devlet ebediyen yaşayan bir müessesedir. Mutlaka bir gün, Türkiye Cumhuriyeti de tam demokratik bir devlet olacaktır.

            Her türlü olumsuzluğa rağmen, millet gerçek entelektüellerini yetiştirmiştir. Bunu her yerde görüyoruz.

            Eğitimde pek çok eksikliğin olduğunu biliyorum. Bununla beraber üniversitelerde ve TÜBİTAK gibi bilim kuruluşlarında büyük bir bilgi birikimi oluşmuştur.

            Ülkenin tarım ve hayvancılık potansiyeli 300 milyon insanı besleyebilecek kapasitededir.

            Sanayileşme oldukça önemli bir ivme kazanmıştır.

            Ülkenin yeraltı kaynakları, sadece bilinen kaynaklar açısından bile müthiş bir istikbal vaat etmektedir.

            İnsan kaynağı, bütün dünya ülkeleri içinde en genç ve sağlıklı olanıdır.

            Kendi kendimizi krize sokmazsak bizi kimse tutamaz.

            Ülkemizin muazzam bir potansiyeli var.

 

           

 

           

             

            Yeşilırmak Vadisinden

           

            Biz Değil miyiz?

            Orta Asya’da yeşerip, dünyaya kök salan,
            Koca bir çınar olup, asırlardır solmayan,
            Çin’e korkular salıp, kalın surlar yaptıran,
            Kür şad'ın torunları olan, biz değil miyiz?

            Demir dağlar eritip, Ergenekon’dan çıkan,
            Oğuz, Uygur, Göktürk devletlerini kuran,
            Düşmanlarına karşı, nice destanlar yazan,
            On altı devleti kuran kim, biz değil miyiz?

            1071 yılında Anadolu’ya giren,
            Kendinden üstün olan Bizanslıları yenen,
            Aman dileyenleri bağışlayıp affeden,
            Alparslan’la şahlanan, millet biz değil miyiz?

            Kahpe oyunlar ile beyliklere bölünen,
            Sonradan toparlanıp, Osmanlıyla dirilen,
            İstanbul’u Fethedip Bizansı tarih eden,
            Fatih’in torunları, yoksa biz değil miyiz?

            Hüseyin Bacanak  24.06.2006 Keçiören - Ankara   (Devamı yarın)

 

 

 

Not: Geçen hafta ankette sorduğumuz ; Sizce, çocuklarımıza okullarda verilen eğitim, onları geleceğe ve hayata hazırlama bakımından yeteri kadar kaliteli mi? sorusuna verilen cevaplar:

1.      Beklediğimden daha kaliteli (Pekiyi) 3

2.      Hayata hazırlama bakımından uygun (İyi) 9

3.      Normal (Orta)16

4.      Kalitesiz (Zayıf) 46

5.      Fikrim yok 16

 

Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın.

Tarih: 07.04.2008 Okunma: 651

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?